Sabah eskimis$lig~in buzullar@ burnuma dek geliyor. Bilmem ne han@m gec$en gu%n diyesiymis$ ki, [Ayol onun kocas@ koskoca bir koca ki!] Her kez sobaya ko%mu%r atmak gerekir, yoksa so%ner. Sobada eskimis$ kis$lar@n ku%lleri var, ama mangal ku%lleri. Iki yu%z gram beyaz peynir, yar@m ekmek, [Annecig~im k@s$ helvas@ alabilir miyim?] (c$u%nku% yaz helvas@ da var, dondurulmus$, tad@ olan bir helva.) Kac$ kis$i yaz helvas@n@ bilip de yemis$ ic$inizde. Zaten o c$ocuk t@pk@ baba taraf@, anas@na hic$ c$ek- memis$ iyi de olmus$; anas@ dedig~in ne ki, dikis$ yok, nakis$ yok, ama: ne kadar havas@ vard@. llk tanis$mada bu [hava]dan c$okc$a so%z edilmis$ti de dik kafal@, filan bulunmam@s$ti. Sonraki tu%m c$abas@ da bos$a gitti, ne de olas ilk eg~itilmis$lig~ine s@rt@n@ do%nememis$ti: [Mahalle k@z@, ne demeli,] diye- cekleri so%zu% bulduklar@nda bir rahatlad@lar ki o kadar olur. C$ocuklug~umu da eskisi gibi sevemiyorum, buna tam sevmemek de denemez, is$te o%ylesine bir s$ey. Art@k gu%nu%n orta yerinde de seviniver- meler kalmad@. Bir sey var ki o c$ok o%nemli, insan- lara sevgimiz artt@ ve de gu%venimiz; ufak tefek ak@ll@ ak@ll@ bakan bir kiz, sana yak@s$an sonuna dek dayanmakt@r, diyor, onlar m@ c$ok iyiydiler, hadi can@m ordan, herkesin kendince iyilig~i nite-
lemesi var, kimse en mu%kemmel deg~il; bunu o%g~- rendig~imizde kendimizi tan@m@s$ olduk, beg~endik de, bu ayag~@m@z@n suya ermesiydi. Annemin dolu @v@r z@v@r@ vard@, c$ok eskiden kalma Iran is$i duvar hal@lar@n@ o%zene bezene germis$ti odas@na, bir bu%- yu%kc$e tas$ ko%mu%r sobas@ yan@yor, @s@n@yordu her yan. [Benim kimseye ihtiyac@m yok, kan ic$erim k@z@lc@k s$erbeti ic$tim derim, ama sen o%yle misin ya, yok seni sanki sokaktan ald@m, allah ic$in so%yle bendeki kad@nl@k, tutum nerde; k@z@m mal k@ymeti bilmeyen, insan k@ymeti de bilmez.] Misafir odalar@ndaki es$yalara yabanc@n@nmis$ gibi dokunulmaz, birileri gelince temiz bir naftalin kokusu sarar her yan@. O%g~retmen t@rnaklara bakacak, oysa kemirilmis$, s@skac@k ellerimi saklayacak yer de yok, okul o%nlu%g~u$m gittikc$e soluyor, soluyor; o%g~retmen sevgisiz, sog~uk, yorgun. llkokulun o tanr@sal o%g~retmenleri nas@l da korktuklar@m@z, say- d@klar@m@zd@, nedense go%g~u%n bitimine dog~ru yok olup giderlerdi ders su%resince. Bu yaz gittig~imiz denizde Ru%knettin beylere rastlad@k, kayn@n@n arac@l@g~@yle iyi bir odun partisi vurdug~unu bunun do%rt yu%z bin lira demek oldu- g~unu o%g~rendik. Kar@s@n@n yabanc@ okullarda edin- dig~i Frans@zcas@yle gu%zel uzun gezilere, yabanc@ u%lkelere gidi gidiverdiklerini anlatti. O gu%n deni- dalgal@yd@ ama havada bir Akdeniz bulutu do%rt do%nu%yordu. Ru%knettin beyin han@m@, bacaklar@n@n dig~er erkeklere en gu%zel go%ru%neceg~i bic$imi ara- makla ug~ras$t@, buldu ve rahatlad@. Kumun altin incelig~i avucumda s$imdi: {Gidelim, yahu bu kar@yla bu herifle ne merhabam@z var? desem, Bu insanlarla
bir arada yas$@yoruz, onlarla konus$mam@z@ bu kadar garipsemeye lu%zum yok}, haz@rd@r; bir de beg~enir ki bu so%zu%, ikide bir so%lemeden edemez. Ru%k- nettin bey evine gelen han@mlar@n romantiklerini bag~@r@c@s@d@r, her s$eyin tatl@ sulusunu sever-bah- c$ede o%permis$. Pencerenin perdesini, ac$ bana go%ster yu%zu%nu% /go%rmek ic$in ben yu%zu%nu% dag~lar@ as$t@m da geldim/ mani oluyor halimi takrire hicab@m / denizler du- rulmaz dalgalanmadan / o%mru%m seni sevmekle ni- hayet bulacakt@r. Malt@zda bal@k k@zart@l@r m@? diye so%yleniyor Gu%zide han@m, mahalleyi kokusu tu- tuyor, yoo ayol ben titiz kad@n@m, Salim beye pas- t@rma yedirmiyorum, ag~@r vu%cutlu adam, terlerse yatak yorgana bile siniyor kokusu, o can@m c$ivitli c$ars$aflar@ma, kalk@yor bunlar tu%terekten... Bu bahar gu%nu%nde kap@ pencere kapal@ cturulmaz a, s$ark@l@ sokag~in sakas@ at@na kocaman nazar boncuklar@ almis$, Hayriye k@z, diyor, ben s@c$an disi yapmay@ Mualla abladan o%g~rendim, o s$ey var ya deniz asc$avus$u, iki go%zu%m o%nu%me ask@n gitmis$tir Opera sinemas@na, bana mektuplar@n@ yollat@yor art@k, eh sen de herkese yayma bunu, babas@ duyarsa... Aman babas@ duymas@n Mualla ablan@n, mez- bahada c$al@s$@yor babas@; gu%n @s$@g~@nda onu go%ren yok c$ocuklardan, bir u%rku%nc$ adam ki, olursa o kadar olur, diyoruz, o yoksu! vapurlara binip giden, durmadan hayvanlar@ kesi kesiveren bu adam. Utumun akordu bozuluyor, diye bag~@r@yor an- nem, oynama kiz geliyorum yan@na. Tas$l@g~@n bos$- lug~una terlik teki f@rl@yor. Bu kadar ayakkab@y@
ne yapacaks@n deme, ig~ri, kal@b@ bozulmus$ ayak- kab@lardan nefret ediyorum, evet k@rkayag~@m, k@rk ayag~@mda da du%zgu%n ayakkab@larla okulun ko- ridorundan gec$iyorum. O%g~retmen gu%nes$ prizmas@, diyor. C$ocuklar, Yuuuuuuuuu diye bag~@r@yorlar, k@za bak k@za, takunya ile gelmis$ yuuuuuuuuu. Yaaaaaa hava al@rs@n@z siz, ben k@rkayag~@m, k@rk ayakkab@mla, hepsi de g@c@r g@c@r, koridordan gec$i- yorum: turuncu, yedi, on, otuz bes$, hepsi de yeni, diyorlar, hem de gu%nes$teki renklerden daha gu%zel daha go%z al@c@, affedersin kardes$im, biz seni yoksul sanmis$t@k, oysa senin k@rk ku%rku%n, k@rk bilezig~in, k@rk saray@n, k@rk havuzun, k@rk gu%vercinin ve bir Zu%mru%du%anka kus$un varmis, bize gelsene oyna- yal@m... Efendim, sosyal c$abalar@m@z olmal@, bu millet tembel, bak@n Almanlara nas@l da c%al@s$kan adamlar, v@z@r v@z@r keratalar. Son gezimizde di mi can@m. Can@, bak@s$t@g~@ adamdan go%zu%nu% ay@rd@, gu%ldu%, o%n dis$ine dudak boyas@ bulas$m@s$t@. Siz rak@y@, m@ rahat ic$iyorsunuz? Viski asl@nda mideyi daha az yoruyormus$. Bir arsa vard@ da c$ok devedikenleri doluydu oras@, o c$ocuk yas$am@n@n ince, duygulu o%zgu%rlu%- g~u%nu% ne gu%zel derleyip topluyordu o arsalar; bu kente ne oldu bilemiyorum, c$ocuklara arsalar@ b@rakmad@lar, s@kint@dan esneyen, ak@k koca bina- larla dolduruyorlar. Siz hep bo%yle ak@ll@ go%ru%nme c$abas@nda m@s@n@z? Ayr@nt@lar@n kis$isi olmad@g~@n@z o denli ac$@k ki, sizin ad@n@za ben s@k@l@yorum. C$a- g~@m@z@n abart@lm@s$ tilciklerini bir kullanman@z var ki... hem bu odada bu kadar sag~l@ks@z go%ru%ntu%ler ta- s$@yarak havas@z yas$amakta diremenin sizce anlam@
nedir? U%stelik kad@nlar@n dudak boyalar@ ve pud- ralar@ saat on ikiden sonra do%ku%lu%p ihtiyarlamaya bas$l@yor. C$ok fazla kus$kulu, mutsuz, al@ms@z bir kad@n kalabal@g~@, oysa ayaklar@ ne kadar bak@ml@, ayakkab@lar@n@ boyatmadan eskitiyorlar. Erkekler ic$- tikc$e gevs$ek ve kolay oluyorlar, sonra bu po%rsu%- mu%s$lu%g~u%n yar@ karan@g~@na tek serin s$ark@lar yay@- l@yor. Sevgiden so%z etmenin yeridir. Bas$layabilir- siniz yahut onun yerine neyi koydunuzsa. Karanl@g~@n ic$ine ac$an gece c$ic$eklerini diye bag~@r@yor biri- lc$kili erkeklerle kad@nlar@n ihtiyarlam@s$ evrenle- rine ac$@lacak bir c$ic$ek. T@rnaklar@m@ kemiriyorum, annem, kambur dur- ma, diyor, t@rnaklar@n@ kemirme, og~lanlarla sucunun orda top oynama, kaz@k kadar k@z oldun. Leg~ene su doldurup backalar@m@ yar@ya kadar sokuyorum; @slak bir toprak kokusu geliyor, s$o%yle girip y@kana- bileceg~im kocaman banyolara dal@p gidiyorum; bir bug~u sar@yor, ak sabunlarla y@kanm@s, tertemiz kis$l@k yer yatag~@ kabart@lm@s$, c$ars$flar@ o sabundan kokuyor. Anne, hani beni ku%c$u%kken yikad@g~@n o ak sabunlar nerde... buray@ da amma ayd@nlatm@s$lar ha; siz alaturka s$ark@lardan nefret ediyorsunuz, oysa ev- lerin, insanlar@n yasant@s@na girmis$ olanlar@n@ yad- s@man@za s$as$@yorum. Hani bir Kadifeden Kesesi vard@, sizin insan sevginize de inanas@m yok... Havalar birden sog~uyacak, sokaklar k@s, kokmaya bas$lad@. Gec$en gu%n y@k@lan eski bir yap@n@n ard@nda K@s$ bulutar@n@n haz@rl@g~@n@ go%rdu%m. Sog~uktan hic$ hos$lanmam, s@cak bir ev mutlulug~un yar@s@ say@l@r. Hele ko%tu% yap@lm@s$ yoksul evlerin yap@s$an kederli
sog~ug~u... kar oyunlar@ndan u%rken k@salm@s$, eski
giysili c$ocuklar@ o kadar iyi biliyorum ki... En c$ok
u%s$u%yen yerim @slak ayaklar@md@; uyus$tug~u zaman
mangala yaklas$ma, derlerdi. Yavas$ yavas$ kan@m
c$o%zu%lu%rdu% s@cakta; sonralar@ bunun yar@ donmak
oldug~unu o%g~rendim.
/- Bu sac$ size yak@s$m@s$ bu sac$ da bana yak@s$-
m@s$ deg~il mi? Ama kimlere ne yak@s$mam@s$, diyi-
verelim de s@r@tal@m; sizi so%ylemek bu denli kolay,
sig~ olmamal@yd@, oysa o%yle derin bunal@mlara o%y-
ku%nu%yordunuz ki... C$ok ac@ c$eken biri vard@, s$ehrin
tu%m pazartesileri ona kapal@yd@ ve dig~er gu%nleri de.
Gu%nlerdir y@kanmam@s$ bulas$@klar@ go%rmeliyim,
kendimi go%rmelyim, suskuyu bekliyorum, ona ha-
z@r@m.
Okul s$ark@lar@n@ getirin, c$ocuklar@n ilk sac$lar@n@,
kedileri, yoluk ko%pekleri.
Susuuuuuuuun
Nedir bu susan?
Susku dolu bir evrene susku dolu bir savas$.
llkyazlar@ odaya koyun, o%lu%m onlarla bar@namaz
gider.
O%lu%me inanm@yoruz ki, ondan korkal@m efendim.
Ama bir korktug~umuz olmal@; ihtiyarl@ktan, c$irkinles$-
mekten korkuyoruz. Akl@ savunuyoruz ama gu%zellik-
ten yanay@z. Bize uslu olmay@ o%g~rettiler bas$ta...
Saat onda bakkal geliyor, zili c$ald@; ac$arlar...
Caddeler kalabal@klas$@yor, peki yaz geldig~inde gene
eski mi olacag~@z bo%yle...
C$ocug~un kirpikli c$ocuk go%zleri vard@. Yekmek
yedig~i iskemlenin u%stu%nden inip kediye gitti. Kedi
soban@n yan@nda kediles$ip duruyordu...
Birinci du%nya savas$@nda yap@lm@s$ dolap, odada
c$ok yer tutuyor. Kapaklar@n@n cila*lar@ as$@nm@s$. Do-
lab@n durumu uygunsuz. Oturmal@klar ko%s$eli, (mutlu
c$ag~lar@n ku%flu% eskimis$ c$ay bardaklar@ sararm@s$
pembeleriyle ordalar).
Sen git, diyorlar, gittikc$e yu%zu%n gu%zelles$iyor.
Yaln@z bu odada o dolap yapayaln@z olmasa
burdan gitmek, y@kanm@s$ c$amas$@r kokan serin
aks$ama c$@kmak kolay.
Duygular@m@zdan, sevgimizden utan@r olduk.
Sevgisizlig~i savunmay@ akl@ yu%celtmek sand@k. Pem-
be suskun c$ay fincanlar@ k@r@ld@. Yerlerine, bitkisel
yag~larla yap@lan aks$am kahvalt@lar@ geldi. Eritilmis$
lastik tad@ndaki bu yag~lar@ beg~enmemek ne demek
oluyor?
Bu dolab@ onu tan@yan anlayacak birine onart@n
dedim size, eskilig~i teklig~i kusur deg~il erdemdir
o herifi nereden buldunuz bis$eyleri kat@p s@vamis$
u%stu%ne tahtas@n@n iyiden boynunu bu%kmu%s$ bu
yoksul dolab@n.
O kad@n o%yle biriydi ki, herkesin yan@nda so%y-
leyebileceg~imiz kelimelerle konus$ulurdu kendisiy-
le. O bunlar@ salt kendisine so%ylemis$ sayard@.
Nas@l da soylu bir aileden geliyordu: <<1928'de
Ankara'dayken, Cumhuriyet balolar@nda, saten giy-
sili han@mlarla, caketatyl@ beyler, en c$ok dans
ederekten, bu%yu%k Ata'dan so%z etmek isterim...>>
Ankara deyince, floresanl@ pastanelerle o%nemsen-
meye haz@r ku%c$u%k gazete muhabirleri, burus$mus$
yapma c$ic$ekler, ve nedense bir yag~mur. <
Ben so%yleyeyim can@m, inekler su%t verir, ko-
yunlar et verir, kap@m@z@ bekler ko%pekler, ya kediler;
kedileri sevmek gerekmez insanlar kapan@ icat
ettiler...
Ama ben kardan adam@ da seviyorum anne
onun faydas@ ne ki?
Sana kat@lan, sana do%nu%s$en havuc$ burunluyu
tu%m beraberindekileri sevmen yas$aman@ gu%zellemeye
haz@rl@kt@r...
O dolab@ satm@s$lar. Art@k konus$mayal@m onu,
sizleri b@rakmak gittikc$e kolaylas$@yor.
C$ocukken dis$lerimizi ceviz yapraklar@yle ovard@k.
Yaprag~@n ac@ gu%zel tad@ ag~z@m@za yay@l@rd@. Ceviz
ag~ac$lar@, go%lgeli, olgun, erdemliydiler. Sanki: On-
lar@n atalar@ erenko%ylerde eski saralarda, dizim
dizim sal@n@rlard@, Masallarda cevizleri unutmak
olmazd@. Ben o zamanlar bu o%fkeyi ve yoksullu-
g~umu bilmiyordum. Paras@z yat@l@ s@nav@na girerken,
tanr@ya dua ediyordum. <
O%z sizlerin d@s$@nda ama, bic$imlerinizi yenileyin.
lmlerinizi, c@mlar@n@z@, t@mlar@n@z@. Sizi bir gu%n ag~lar-
ken go%rmu%s$tu%m. Ne kadar sevilesi gelmis$tiniz bana.
Y@llarla siz, tu%m mu% yiteceksiniz ne?
Anne okulda bana dediler ki! Ben de olmaz
dedim. O cevahir var ya everinde u%c$ tabaklar@
varmis$, sekiz kis$iymis$ler. Faydal@ hayvanlar@ bi kere
daha sayal@m. Atlar@ c$ok seviyorum, bana bu%yu%-
yu%nce at al@r m@s@n? Otomobil doldu her yan. Atlar@
sevmeyelim mi?
Atlar@ unutabilir miyiz ki sevmeyelim. O%zgu%rlu%k,
ru%zga*r dolu atlar@, onlar@n, illkyaz c$imenlerini.
Kediyi ko%tu% al@s$t@rd@n, nesine yetmez yemek
suyuna bat@r@lm@s$ ekmek. Evet bu kedi giderek
direniyor, hay@nca bak@s$larla zay@flamay@ sec$ti. Bag~-
l@l@g~@ su go%tu%ru%r. Soban@n yan@na sinip s@namakta
kendini. Kapanlar c$@kt@g~@ndan bu yana, kedilerle
al@s$veris$im hic$ de uygar birine yak@s$acak gibi deg~il.
O ko%r, h@rs@z, sokak kedilerine ayr@cal@k tan@mal@
diyorum. San@r@m, kedi soyunun en s$anl@lar@ onlar.
Kapanlar@ kedi gibi go%rene dek benden uygar kis$i
yap@lamaz. Babal@g~@m@n da bunda c$ok pay@ vard@r.
Yads@yamam.
Eskiler de az bir para kars$@l@g~@nda, tek katl@
ev planlar@ c$iziyordu. Benim s@n@fta kalmam olas@-
l@g~@ babal@g~@m@ u%rku%tmu%s$tu% san@r@m. Devlete kars$@
sayg@l@ tutumu olan bir adamd@. <
l@yorlard@. <
20 Ka*nunsani. Mus$. K@s$ s$iddetlendi.
22 Ka*nunsani. Mu%du%r taraf@ndan zevata tak-
?dim edildim, memurluk gururum artt@.
23 Ka*nunsani. Tabiatla sanki mu%cadele edi-
?oruz. Kar devam ediyor.
24 Ka*nunsani. Hava dehs$etli sog~uk, insan@
?s@r@yor. Mu%du%r as$ag~@ inip memur@*ni s$o%yle bir teftis$
?tti. Acaba bir kusur buldu mu? Karak@s$ insanda
?nem ur mu%du%r fark@n@ da kald@r@yor.
29 Ka*nunsani. Hava sog~uk. Dosya muame-
?a*ti c$ok bozuk, onlar@ yoluna koymak da benim
?as$@ma du%s$tu%.
1 S$ubat. Maas$ gu%nu%. C$ay paralar@n@ derhal
?dedim. Sami Kumbara beylere tavla oynamaya
?ittim. Do%nu%s$te tahin helvas@ ald@m. Sog~uklar
?rtt@kc$a artt@.
4 S$ubat. Sog~uk hissedilir derecede artt@. Na*-
?@s 31. Bugu%n hastaland@m. Daireye gideme-
?lim.
7 S$ubat. Pazartesi. Hep bo%ylr olur. Ben re-
?ats@zken Mu%fettis$ gelmis$. Bu sebepten rahats@z-
?g~@ma rag~men is$bas%@nda ispat@ vu%cut eylemek
?arureti has@l oldu. Na*k@s 29. Zaruret, ne yapal@m.
?e demis$: bin zaruret mi bin musibet mi? Onun
?ibi bir s$ey.
8 S$ubat. Hava biraz iyiles$ti. Teftis$ devam edi-
yor. Genc$ten bir zat.
9 S$ubat. Hava hissedilir derecede k@r@ld@.
10 S$ubat. Hava iyiles$ti. Tatil. Evde istirahat
ettim. Bas$ka ne yapars@n? Sami Beyler geldi.
11 S$ubat.
Sezaiye semen geldi c$emenlerde oturmaktan
Semen geldi Sezaiye c$emenlerde oturmaktan
C$emenlerde semen geldi Sezaiye oturmaktan
Oturmaktan geldi semen Sezaiye c$emenlerde
C$emenlerde Sezaiye oturmaktan semen geldi.
S$u Dis$ tabibi o%mu%r s$ey vesela*m. Yaln@z Sezai
yerine Recai olacak.
14 S$ubat. Evde. Tatil. Hava s$iddetli sog~udu.
17 S$ubat. Kar dindi. Hava sakin.
18 S$ubat. Mu%fettis$ gitti. Mu%du%r, mu%fettis$in
tenkit maddelerini memurlara okudu. Ben de zan-
netmis$tim ki, muvaffakiyetli bir teftis$ veriyo-
ruz.
20 S$ubat. Kar durdu. Fakat s$iddetli sog~uk
devam ediyor. Dairede is$ yok. Kar@m: <
mevsimde buna imka*n yok. S$imaldeki kara bulutlara
ne demeli.
27 S$ubat. Tatil. Kar@m mu%kemmel bir subo%reg~i
yapm@s$. Ben Mu%du%r gibi genis$ yu%rekli bir adam deg~i-
lim. A'dan Z'ye kadar deg~is$tireceksin dairelerdeki
c$al@s$ma nizam@n@.
28 S$ubat. Cu%ce S$ubat 4 y@lda bir 29 c$eker.
Ve sene-i kebisede dog~anlar k@sa boylu olmazlar.
Tahakkuktaki Sulhi Tirek'e bugu%n elini c$abuk tut-
mas@n@ ihtar ettim. Hepsinin b@y@k alt@ndan gu%ldu%-
g~u%nu% biliyorum. Mu%du%ru%n disiplinsizlig~ine al@s$m@s$
hepsi de. Ama ben Mu%du%r gibi olamam.
1 Mart. Kar, kar, kar. Kac$ metre oldu kar?
Bizim og~lana kap@n@n o%nu%nu% ku%remesini so%yledim.
Lise tahsili yap@yor diye annesi eline su do%ku%yor,
havlusunu tutuyor. Benim zaman@mda, ben, s$ehre-
manetinden bizim pederi al@p, onunla halden
al@s$veris$ yapard@k. Han@ma laf anlatmak ne mu%mku%n!
2 Mart. Yag~@s$ durdu. C$ay paras@n@ unutmus$um.
3 Mart. Mart kap@dan bakt@r@yor. Hava na*-
kis 27. Mu%du%r bir tu%rlu% do%nemedi. Istese de zor
do%ner. Kapal@ yollar varm@s$. Naf@adaki Mehmet
so%yledi. gazellerin Hasan'a istiana@* muamele ya-
p@ld@g~@n@ kes$fettim bugu%n. Dosyas@ kenarda unu-
tulmus$ duruyor. Mu%fettis$ nas@l oldu da anlamad@.
Bu vaziyetten c$ok mu%teessir oldum. Her s$ey bozuk.
4 Mart. Hamdi Go%ren, Salih Gu%log~lu, R@za
Yalc$@n beylerle Valiyi ziyaret ettik. Vali matrus$ ve
kibirli bir zat. R@za Beyin kanaatine go%re bu%yu%k
bir vila*yette park yapay@m derken is$leri berbat
etmis$, bu%tu%n ag~ac$lar@ kestirmis$. Buraya su%rmu%s$ler
sonra.
6 Mart. R@za Yalc$@n bey borc$ istedi. Ay@n
alt@s@nda bu ne densizlik! C$aresiz, c$@kar@p verdim.
lki c$ocuk babas@, ko%tu% kad@nlara dadanm@s$ diyorlar.
Kar@s@n@ mahfelde Albay Z.'O%ztu%rk'u%n k@z@n@n ni-
s$an@nda go%rmu%s$tu%k, ebruli yanakl@ s$irin bir tazeydi.
Bari zu%hrev@* hastal@k kapmasa.
7 Mart. Tatil. Okudum. Hastay@m. Ev bakla-
vas@n@ biraz fazlaca kac$@rm@s$@m. K@z@n hendese der-
sine yard@m ettim. Aks$am Hamdi Go%ren bey ug~rad@.
Bir tavla att@k. Ela*z@g~'a her s$ey dahil go%tu%ru%p getir-
mesine. Tabi@* ki, galibiyet benim taraf@ma teveccu%h
etti. Zaten Mus$'da Mu%du%rden bas$ka herkesi alt
edebiliyorum. Hamdi Go%ren bey de ayn@ s$eyi so%yledi.
O gittikten sonra du%s$u%ndu%m. Yoksa bu bir ima
m@yd@?
8 Mart. Mart gu%nes$i arada go%ru%nu%yor, ama
inanmaya gelmez.
10 Mart. Sog~uk devam ediyor. Muhasebeci
(Husus@* Muhasebeden) Salim beyin refikas@nda
zatu%rrie mu%s$ahede olunmus$. Bizimki so%yledi. Her-
kesin kocas@ adam m@?
12 Mart. Sicilya Istila*@ nam eseri okudum.
Hava kuru ayaza c$evirdi. Istirahat ettim.
14 Mart. Hava ac$maya bas$lad@. Hos$geldiniz
safalar getirdiniz cemreler! Ama, ne demis$ler,
Martt@r bu ay, inan@lmaz.
15 Mart. Dairede Belediye Reisinin is$i varm@s$.
Bizzat mes$gul oldum. Hos$ bir adam. Bana iltifat
etti. Mu%du%r nic$in gelmedi acaba?
16 Mart. Yoksa beni mu%du%r mu% yapacaklar?
Bunca y@l a*mirlerime go%sterdig~im itaat, umum
mu%du%rlu%g~u%n dikkatini c$ekmis$tir belki de.
17 Mart. Hava gene kapand@. S$imalde sog~uk
?lutlar toplan@yor. Evdekilere a*detim hila*f@na da-
?deki is$lerden bahsettim. K@z@m, hemen annesine
? manto yapmam@n lu%zumundan so%z ac$t@. Sanki
?kikaten mu%du%rlu%g~e tayinim c$@km@s$ gibi. Halbuki
?u%du%r olsam maas$@mda pek fazla bir artma olmaz.
?na ic$tima@* durumumun kuvvetlenmesi, otorite-
?in artmas@ onlar@n umurunda m@? Baz@ s$eylerin
?emmiyetinden habersizler.
18 Mart. Kar kus$bas$@ kus$bas$@ du%s$meye bas$lad@.
?a*k@s 18.
20 Mart. Go%ru%lmemis$ s$ey: Na*k@s 30.
21 Mart. Hava gayet sog~uk. Kar@m@n sog~uk
?g@nl@g~@ s$iddetlendi. Arkas@na s$is$e c$ekmesi ic$in
?ural@ birini c$ag~@rtt@k. Bugu%nlerde mahfelde siyas@*
?ereyanlar ald@ yu%ru%du%. S$ehrin ileri gelen zevat@,
?ahfelde oturulup memleket ve du%nya ahvalinden
?onus$uluyor. Yarbay Faik bey evleniyormus$. Her
?raf bembeyaz. Gec$en gu%n radyoda s$adaraban
?sl@ gec$ilirken bizimki ag~lamaya bas$lad@. Ne ister
?u kad@n, bilmem! Acayip halleri senelerdir su%rer
?der. Vezneciler'de, ilk gereg~e girdig~imiz gece
?oyu kestane rengi sac$lar@yle gene bo%yle mu%ked-
?erdi. Sonra hep gene bo%yle mu%kedder. Benimiki
?e hayat m@?
26 Mart. Her yer don. Gece, du%g~u%ne davet
?dilmis$ olan herkes orda idi. Kay@npeder, ense
?ulak yerinde ko%ylu% k@l@kl@ bir herif. Kaynana desen,
?ska m@ s@ska. Yarbay Faik beyin akrabas@ndan
?imse yoktu. Izmirliymis$ yarbay. Orda olmad@k bir
?ad@na sevdalanm@s$. Tam on bes$ y@l na*r@na yanm@s$
?u kad@n@n. Niga*r'm@s$ kad@n@n ad@. C$al@s$t@g~@ evden
c$@karm@s$. Teni taze sag~@lm@s$ inek su%tu% rengindeymis$
(ben Hamdi bey'in yalanc@s@y@m). O%yle parlak bir
teni varm@s$. Albay da ayn@ s$eyleri so%ylu%yordu ki,
tam bu s@rada komparsita c$almaya bas$lad@. Can@m
komparsita! Yarbay gelince dansa kalkt@. Yarbay
k@rk@n@ gec$mis$, gelin ise on alt@s@nda bir tazecik.
Ama yarbay erkek gu%zeli. Yas$@n@ go%stermiyor hic$.
C$ok ic$ki ic$ermis$. Niga*r han@m vakti kerahatte masay@
kurar, kars$@s@nda c$engi gibi oynarm@s$. Kimbilir ne
gu%zel oynarm@s$ haspa. Sevdalar@n@n tad@ her halde
doyumsuz olacak ki, buralarda da anlat@l@yor. Albay
s$o%yle diyor yarbay ic$in: <
10 Nisan. Nisan@n onu da geldi. Havalar art@k
daha da ac$mak temayu%lu%nde. Sami bey bir s$iir
so%ylemis$ti, hat@r@mda tutay@m dedim, tutama-
d@m.
11 Nisan. Nisan mevsimlerin nis$anlanmas@d@r.
Sami bey diyordu ki: <
21 Nisan. Gu%nes$li bir hava. Ama neye yarar?
22 Nisan. >> >> >> >> >> >>
23 Nisan. >> >> >> >> >> >>
24 Nisan. >> >> >> >> >> >>
25 Nisan. >> >> >> >> >> >>
Sokag~@n ucundan do%n demis$tiler. Ayn@ boyda
budanm@s$ akasya ag~ac$lar@n@n bitiminde, yes$il pan-
jurlar@ olan evdir. Otobu%sten indig~imde, s@cak gec$en
bir gu%nu%n aks$amu%stu%ydu%. U%stelik pazard@. Benim gibi
yaln@z biri ic$in pazarlar@ sevmenin gu%c$lu%g~u% anlat@lmaz.
C$o%zu%lmu%s$ sarsak pazarlar o%ylesine alt@ c$izilmis$
oluyor ki...
Evin tu%mu% kapan@k bir renge bulanm@s$t@. Bahc$e
kap@s@na beyaz yediveren gu%lleri sar@l@yd@. Gu%llerin
orda kara bir kedi duruyordu.
Kap@y@ c$ald@g~@mda belirsiz konus$malar geldi
ic$erden. Alt bahc$e o%ndeki gibi bak@ml@ deg~il, ek-
s$imis$ bir c$o%p kokusu geliyordu as$ag~@dan.
Aaaa hos$ geldiniz.
Benden, ku%c$u%k hizmatc$i k@za so%z edilmis$ti.
Bavulumu elimden ald@, kolunun yoruldug~unu
anlad@m.
(Nedense belleg~imde, gec$en yaz gittig~im bir
c$ay evi, kokusuyle, sesiyle, huvuzuyle... Peki buraya
gelmemek yok muydu?)
Ara kap@y@ ac$@nca teyzemi go%rdu%m. Bana an-
latt@klar@na benziyordu. Sayg@n bir han@mefendiydi.
(Okumus$ yazm@s$ kad@nd@r. Evinin titizlig~i te-
mizlig~i dillere destand@r. Eli s@k@d@r ama, eh o da bir
c$es$it meziyet. Koskoca pas$ay@ kaybetti, han@mefen-
dice ic$ine att@ ac@s@n@. Ag~lad@ s@zlad@ ama, evini
du%zenini korudu. Allahtan korkar@m nemize la*z@m,
yalan diyemeyiz, u%stelik genc$lig~inde de say@l@ gu%-
zellerdendi.)
Bu%yu%k cam vazonun tam arkas@nda oturuyordu,
vazoda kurumus$, kabuklas$m@s$ laylaklar vard@. Oda
sanki los$ bir avluydu. Sokag~@n toz kokan gu%nes$i
hic$ yokc$as@na yitip gitmis$ti. Teyzem gri giysisinin
ic$inde bana gu%lu%msedi, elini uzatt@. Tuttum, nemi
kalmam@s$ kuru ka*g~it cildine dokununca yas$l@l@g~@n@
anlad@m.
Eskidenki gu%zellig~ini, sac$lar@n@ boyamakla, bej-
lerin grilerin en yumus$aklar@n@ giymekle su%rdu%rme
c$abas@ndayd@.
(Ablam@n yas$@n@ bilmem. Aram@zda on y@ll@k
fark var san@r@m. O da bir tu%rlu% dog~rusunu so%ylemez.
Ya c$ok bu%yu%k ya c$ok ku%c$u%ktu%r so%yledikleri. Ne
bileyim a k@z@m, ben kah@r ic$inde yas$ad@m. S$imdi kim-
bilir go%rseler beni onun ablas@ san@rlar. Kolay m@?...)
Annen nas@l?
Iyiler.
Ablan ya?
Onlar da iyiler.
Ic$eriye ku%c$u%k k@z girdi. Eg~ri bacaklar@ vard@.
Yu%zu%nde kap@y@ ac$t@g~@nda olan gu%lu%s$ duruyordu.
Konus$unca hic$ deg~is$miyordu gu%lu%s$u%. C$ok s$as$@rt@-
c@yd@ bu.
Yurdagu%l dedi teyzem. Git limonata haz@rla.
Bak gene mutfak kap@s@n@ ac$@k b@rakma, o murdar
kediler tas$lara bas@yorlar, ona go%re...
<
Teyzemin ayak bas$parmaklar@n@n kemikleri po-
du%su%et ayakkab@lar@n@n yanlar@ndan tas$m@s$t@. El-
bisesinin yakas@na ince k@rm@z@ yakutlu (k@rm@z@
oldug~undan tas$ yakut olacag~@n@ du%s$u%nmu%s$tu%m)
bir ig~ne takm@s$t@.
(Kibar kad@nd@r ablam. Giyimini kus$am@n@ bilir.
Pas$ayla ilk evlendiklerinde mineli bir saat alm@s$t@
yu%zgo%ru%mlu%g~u%. Daha bir su%ru% s$eyler takm@s$lard@
da nedense benim go%zu%m mineli saate kalm@s$t@.
O can@m c$ic$ekleri nas@l da kondurmus$lard@ saatin
u%stu%ne. S$as$ da kal. Dayanamad@m da bi kerelik
takmak istemis$tim. Sen savruksundur. S$urda burda
du%s$u%ru%rsu%n demis$ti. Boyundan saat du%s$er mi?
Ne taksa sahicidir. Benim gibi de o%yle all@ gu%llu%
s$eyleri sevmez. Tam pas$a kar@s@ olacak kad@nd@r
teyzen. Bunu bo%yle bil.)
Konus$madan durduk bir su%re.
Koltuklar@n yes$il kadife dayanacak yerlerine
kolal@ temiz o%rtu%ler konmus$tu. Teyzeme hic$ bak-
m@yordum. Onunla aram@zda sevgisizlik hemen ku-
ruluvermis$ti. Azalm@s$ sac$lar@n@n alt@ndan kafas@n@n
derisi yer yer parl@yordu. Kurumus$ bacaklar@n@ u%st
u%ste atm@s$t@. Ayakkab@lardan tas$an kemikler @s$@kta
daha kesin go%zu%ku%yordu.
Demek ki, U%niversiteye gitmeye kararl@s@n. Val-
lahi k@z@m ne demeli bilmem. Jale'yi okuttuk da
ne oldu. Evlenip gene c$ocultu, kocayd@, ald@g~@
diploma da su%s. U%stelik bizim durumumuz uygundu.
Rahmetlinin du%s$u%nceli kalbi, babal@g~@ sayesinde
(burda derin derin ic$ c$ekti, termiz bir mendili bur-
nuna bast@rd@.) Jalecim, annen bilir, sog~uk sudan
s@cak suya elini deg~dirmeden bu%yu%du%. Hizmetc$iler
c$evresinde dolan@rd@. Ama s$imdi o nazlatma, o
prensesler gibi genc$ k@zl@ktan sonra...
Go%zlerini yu%zu%me dikti sustu.
Teyzemin bana kars$@ olan tutumunun bilincine
vard@m birden yoruldum.
Annene s%as%ar@m ha*la*, o c%abay@ bas$ka bir erkek
ic$in go%sterseydi...
(Sen baban@ bilmezsin k@z@m. Alt@ yas$indayd@n
o%ldu%g~u%nde... O orta Anadolu kentini, arklardan
sular@n bahc$eleri doldurdug~u geceleriyle an@ms@yo-
rum. Bizim bahc$eye hep gece gerlirdi sulanma s@ras@
- ya da en etkilendig~im o gecelerdi. Yar@ uykuda
annem, en ku%c$u%k k@z@n u%stu%nu% s@k@las$t@r@r, yazda
bile orta Anadolu'nun gecesi sog~uktur, ar@ su ko-
kusu uykuyu bast@r@r. Dog~an@n mutlulug~u sag~l@g~@
kaz@l@r kal@r bes$ yas$a. Ayol uyan suyu ak@t@yorlar
bu yana... Uyku bu%yu%klerin odas@ndan anason
kokulu tas$ar sofaya. Baba baba... Anac@g~@m@n
para s@k@nt@lar@n@ bile bile, ic$kili havuzlu istasyon
lokantas@nda her gece, biraz beyaz peynir, rak@,
yaz@n ku%tu%r ku%tu%r karpuz. Bu%yu%k kentlerden gelip
gec$en uyumus$ tren camlar@. Allahtan da m@ korkun
yok. Her gece ic$ilir mi? Hic$ olmazsa kendine ac@.
Bir gu%zel adamd@. O boy o pos...)
Yak@s$@kl@ adamd@ baban yavrum.
Teyzem, Yurdagu%l'u%n getirdig~i limonatay@ ald@.
Bardaklar gu%mu%s$ tutmal@klar ic$indeydi.
Ama bir erkekte ilk aranacak bu deg-ildir. Jale'
cig~imin can@ yok mu. Evlenene kadar bir fincan
kahve yapmam@s$t@. Ama s$imdi kendinden yirmi yas$
bu%yu%k, go%rmu%s$ gec$irmis$ bir erkeg~i, evindeki hiz-
metc$ileri idare ediyor. Kendimi ayr@ca o%rnek ver-
meyeceg~im. Annen hata etti k@z@m. Size de c$ekti-
riyor. Sen s$imdi u%niversiteyi nas@l gu%c$lu%kler-
le...
Odada as@l@ tek resmi go%rdu%m. Her yan@ndan
kahverengiler turuncular tas$an bir sonbahar res-
miydi. Yolun uncunda c$ok genis$ s$apkal@ bir kad@n
kayboluyordu.
Teyzem dis$lerinin takma oldug~unu belli et-
memek ic$in o pek tuhaf gu%lu%msemesiyle bana ba-
k@yordu.
Limonata gu%zel olmus$, dedim.
S$ekeri fazla olmus$. Siz genc$siniz ama bizden
gec$ti art@k. Tansiyondu kalpti bas$lad@. Annenin
tansiyonu nas@l?
(C$ok genc$ dul kalm@s$s@n@z, evlenin, dedi doktor.
Bu terleme, bu c$arp@nt@ ondanm@s$ benim k@zlarim.
Ha ha hay dedim doktora. Benim iki k@z@m var iki
kocam var demektir. Ablam at@l@yorsun. Anac@g~@m,
dog~ru demis$ adam. Niye direniyorsun. Annemin
yes$il ela go%zleri susuyor. Evlenmek ic$in evlenilmez
diyor. Sizin baban@z gibi adamdan sonra... Gu%n-
du%zleri oralar, salt toprak rengi al@rd@. Pazara gelen
ko%ylu%ler es$eklerinin s@k ad@mlar@na uygun sal@narak,
pencerenin o%nu%nden gec$erlerdi. Perdelerimiz ap-
ak patiskadand@. Orduevinde, du%g~u%ne giderken,
annemin, siyah tayyo%rleriyleki gu%zellig~i o kente,
anlat@lmaya kalm@s$t@. --Bayramda, hic$ olmazsa de-
delerine yazsak be kocac@g~@m--. B@rak s$unlar@, senin
o evde kalm@s$ ablan@ sevindirmek ic$in mi! Her
s$evin para ildug~unu kim so%ylemis$ benim k@zlar@m,
c$ok kah@r c$ektim ama, eteg~ini c$emirleyip koms$u
kars$@layan bir kad@n@m ben. Baban@z beni sevindirdi
de u%zdu%g~u% kadar. Ben basit kad@n@m. Teyzenizi
evinde bile terlikle go%ren olmam@s$t@r.)
Sana ara oday@ haz@rlatt@m.
Gu%mu%s$ tak@mlar@n kondug~u bu%fenin u%stu%nde,
pas$an@n, sivil fotog~raf@ var. Oysa c$ocuklug~umuzun
pas$as@ bu deg~ildi. Alabildig~ine bu%yu%yen c$izilmeyen
pas$ayd@.
Kac$ saat oldu geleli.
Ara odan@n o%zenle ovulup ar@t@ld@g~@n@ du%s$u%nu%-
yorum. Bu yas$l@ kad@n@n c$evresindeki sayg@n kis$ili-
g~ini yaratma zorunlug~una titizlig~i eklemek gerekiyor.
(Yiyecekler iyice temiz olmal@, o marullar@
yalaps$ap y@kamay@n diyorum size. Gerc$i evin da-
g~@n@kl@g~@yle bas$a c$@kam@yorum ama. Hem sarhos$
baban@z, hem haylaz k@zlar@... Annemin o%fkesinde
inand@r@c@ olmayan bir s$eyler olurdu. Bahc$enin
arkas@nda <
Tas$ral@ bir k@z olman@n buruk ac@s@n@ bile tatt@r-
maz teyzem bana, anl@yorum.
Yurdagu%l oday@ ac$t@. Tek penceresi kars$@ evin
duvar@na bak@yordu. Bir c$akalerig~i ag~ac@, yapraklar@
ku%sku%n, hastal@kl@, pencerenin dibindeydi.
Ben alt@da kalkar@m ku%c$u%k han@m, is$iniz varsa
sizi istedig~iniz saatte uyand@ray@m.
Annemin Yurdag~u%l'e armag~an olarak yollad@g~@
renkli basmay@ c$@kard@m bavuldan.
(Sak@n sen verme k@z@m. Teyzen o%yle yan@nda
c$al@s$t@rd@klar@yle yu%zgo%z olunmas@n@ sevmez, kendi
versin.)
Bu senin, Yurdagu%l.
C$ok tes$ekku%r ederim, ku%c$u%k han@m.
Ismimi bilmiyor. Ona so%ylemeliydim. Yu%zgo%z
olunamaz evin isim gereksinmedig~ini o%g~renmeliyim.
Dolaba c$oraplar, mendiller, gecelikler s@rala-
nacak. Buralarda yas$ama savruklug~una yer yok.
Bu evin du%zen tutuklar@na, bir de ben kat@ld@m.
Mutfaktan aks$am yemeg~i haz@rl@g~@n@n sesleri
geliyor. Tabak, c$atal c$@nlamalar@.
Hemen bir kekik kokusu uydurdum uzaktan
gelen.
Sonra da ag~layacag~@m.
Annem, <
belli oluyordu. Ko%s$edeki pencere varla yok aras@yd@.
Babam nic$in bayramlarda da c$al@s$@r? Kedilerine
bayramda da cig~er alanlar m@ var?
-Anne, babam ne zaman gelir?
-Onun gelmesi o%g~leyi bulur. Belki de o%g~le
sonu gelir. Dalm@s$larsa memleketten bahislere. Aman
onlar@n memleketleri de, bal kovanlar@ da. Daha
dillerini du%zeltemediler. Hep toplan@p konus$maktan...
Ben babana go%re deg~ilim, ama ne yapacasks@n,
kader.
(Abe Demir'in vard@ bir ar@ kovanlar@ c$ocug~um
diz boyu otluklar@n aras@nda. Dag~l@kt@r bizim oralar
havas@ sag~lamd@r, insanlar@ yap@l@d@r. Ama tutturdu
koca ihtiyar gidelim diye, buran@n hu%ku%metleri
deg~is$ti. Onca toprak bag~ bahc$e kald@ oralarda.
Satt@k ama yabanlarda harcay@verdi erkeklerimiz.
Ne dedikse ka*r etmedi. Kad@ns@n@z bilemezsiniz,
dediler. U%c$ og~lum da o%ldu% gitti. Onlar dag~ adamla-
r@yd@ s$ehire s@g~amad@lar. Bizim ballar yonca yonca
kokard@, ifil ifil eserdi ru%zg~a*rlar.)
-Anne, nineme bayramlas$maya gitmeyecek
miyiz?
-Ninenin ag~lamalar@ndan b@kt@m. U%c$ og~lu
o%ldu% o sekseninde diye, yas$@yor diye bas$lam@yor
mu...
(Ah gelin ah, nic$in geldik bu koca evil yerlere,
og~ullar@m gitti, bir Demir Ali kald@. Kocan@n k@ymetini
bil... Bayramlarda herkesler gelip, ver elini o%pelim
derdi. Sak@z kokulu lokumlarla ince cam bardak-
larda p@nar sular@ ic$erlerdi. Gelinlerim lokum s$ekerini
tuttururken ocaktan yan@k tatl@ kokusu gelirdi. Og~-
lanlar@m s$ayak elbiseleriyle avluya c$@k@p bag~@ra
bag~@ra konus$urlard@. Uzaktan tu%fekler at@l@rd@. To-
runlar@m@n sac$lar@n@ iyice kestirirdik. Tek k@z torunum
da bu. O da gurbetlerde dog~du. Kap@ o%nleri, avlu
sulan@rd@. P@trak gibi dag~@l@verirdi c$ocuklar.)
(Ben s$ehirliyim. Babanla evleneceg~im k@rk y@l
du%s$u%nsem akl@ma gelmezdi, on bes$imdeydim ilk
kocama vard@g~@mda. Tifo vard@ Istanbul'da. Sac$-
lar@m do%ku%lu%vermez mi, du%g~u%n gecesi kald@m sac$s@z.
Gene de nas@@ gu%zeldim! Ufak tefektim ama canfes
gibi tenim, c$ekik ela* go%zlerim vard@. Madam Kalyopi
gelinlig~imi dikerken bu ne kollar, bu ne bilekler,
demis$ti. Yavruag~z@ yatak tak@mlar@ yap@lm@s$t@. Gerdek
gecesi annemi isterim de isterim demis$tim. Ben
hep anneannenle yatard@m. Ast@m@ vard@r onun.
Geceleri o%yle korkard@m ki, o%lecek diye. Nefessiz
kal@yormus$ gibi gerlirdi bana. C$ini soban@n u%stu%nde
elma kabuklar@ yakard@k. Ac@badem'in k@s$lar@. Al-
manlar Haydarpas$a tren istasyonunu yap@yorlard@.
Alman Mu%hendisle kar@s@ yan@m@zdaki kuleli evde
otururdu. Yanaklar@ k@rm@z@ k@rm@z@ damarl@yd@ ka-
d@n@n. Anneannen domuz eti yemekten, derdi.
Bunlar hep bo%yle olurlar. Yaz@n gu%l rec$elleri kay-
nat@rd@k, her yan gu%l kokard@. Arabalarla Necipbey
bag~@na giderdik. Bag~daki razak@, misket, c$avus$
u%zu%mleri bug~ulu bug~ulu dururdu tabaklarda. Rasim
Pas$an@n bu%yu%k k@z@ gelirdi landosuyle. C$ag~la rengi
elbiseler giyerdi go%zleri yes$il diye. S@kma bas$ ya-
pard@, perc$emleri alt@n sar@s@yd@, s$akaklar@ndan go%-
ru%nu%rdu%. Ko%tu% oldu koca pas$a k@z@, diyorlard@. Evine
Italyan, Frans@z subaylar@n@ al@yormus$. Onlar@n genis$
pelerinlerini, beyaz eldivenlerini s@k s@k go%ren vard@
Rasim Pas$a konag~@nda. Sonbahar@ c$ok gu%zel olur
ku%c$u%k C$aml@ca'n@n. Pis$mis$ ayva rengi yapraklarla
dolard@ her yer. O s@ralarda Istanbul'da su%pu%rge
koc$an@ndan ekmek yap@yorlard@. Go%ru%cu%yle evlen-
dim ilk kocamla da. Beni anneannenle Orozdibak'
dan al@s$veris$ yaparken go%rmu%s$. Yu%z go%ru%mlu%g~u%
baklava p@rlanta yu%zu%k takm@s$lard@. Damla ku%pe-
lerimi de kaynanam bir sultan mezat@ndan sat@n
alm@s$. O y@l Bog~az'a karadeniz'den buzlar indi.
Gerdek gecesi c$ini soba sabaha kadar yand@. Ben
evlendig~im gece annemi isterim demis$tim ya.)
Anlat@rd@ hep annem, gene anlat@yordu. Onu
c$ok yabanc@l@yordum. C$evremizin d@s$@ndayd@ an-
latt@klar@. Hele o piyano c$alma laf@ yok mu, en
korktug~umdu. C$u%nku% piyanyou biliyordum. Ma-
hallemizdeki Yavuz Sinemas@'da bas$tan sona piyano
denilen ayg@t@ c$alan bir adam@n filmini go%rmu%s$tu%m.
Bu%yu%k bir c$alg@yd@. Annemin anlatt@g~@n@n kimisine
inan@rd@m ama --Zaten dig~erleri bilmiyorum neydi--
piyano denilen s$eyi c$almas@ olacak is$ deg~ildi. O
da bir sinemada go%rmu%s$ olmal@yd@. Gerc$i Yavuz
Sinemas@'na gitmis$ olamazd@. C$u%nku% sinemaya ve-
rilecek param@z yoktu. Mahallenin k@zlar@n@ kap@daki
sac$s@z adam sokuyordu ic$eri. Og~lanlar@n dedig~ine
go%re herif namussuzun biriydi.
--Anne takunyalar@m@ o%g~leden sonra giyebilir
miyim? Bu ayakkab@lar c$ok ag~@r, kos$am@yorum.
--Ne yapal@m. Bak iki senedir giyiyorsun.
Bayramlarda takunyayla gezmekten iyi. Benim vak-
tiyle ceylan derisi ayakkab@lar@m vard@. Sende ki-
barl@g~a o%zenti yok ki. Ne de olsa kand@r c$eker.
Dag~l@lara benzeyip c$@kt@n.
(Istanbullular bizimle alay ederler be gelin.
Her yana is$lemeli o%rtu%ler o%rtermis$iz. Ko%yu%mu%zde
o%rtu%leri gelinlerim asma c$ardaklar@n alt@nda yaz@n
is$lerlerdi. Torunlar@m@n ic$liklerine kadar is$lerlerdi.
Bizde c$ocuk c$ok k@ymetlidir. Ku%c$u%k taylar gibi
kos$us$urlard@ avlularda. Babalar@ do%ndu%g~u%nde terli
s@rtlar@na konan tu%lbentlerin uc$lar@ bile karanfille
gu%lle is$li olurdu. Herkes c$al@s$@rd@. Gu%zu%n og~ullar@m
gelinlerim yaz@ya gidince sabah sag~@lm@s$ su%tleri
@s@t@p m@s@r ekmeg~iyle koyuverirdim yemek tablas@na.
Ekmeklerini banarlard@ su%te. Gu%lu%s$u%rlerdi. Demir
Ali bal toplama zaman@ al@rd@ k@zanlar@ yan@na,
daha c$ig~ kalkmadan c$@karlard@. Hele bizim oralar@n
du%g~u%nlerini bilmeliydin gelinim. Delikanl@lar, ta-
zeler gec$iverdiler mi oyuna, yer go%k duyard@. Mahsul
topland@g~@nda du%g~u%nler bas$lard@. Gu%rbu%z gelinlerin
tarlada yanm@s$ burunlar@na du%g~u%nden o%nce yay@k
kaymag~@ su%rerdik. Pul pul kalk@verirdi burunca-
g~zlar@. Erkeler erik rak@s@n@ ic$tig~inde bu%sbu%tu%n
donan@rlard@ oyuna. Tazeleri uc$uru uc$uruverirlerdi,
terledikc$e c$@kar@rlard@ s$ayak ceketlerini. Mintan-
lar@n@n u%stu%nde gu%mu%s, ko%stekler parlard@. Yig~it
adamlard@. Yap@l@. Oralarda c$u%ru%k adam zaten da-
yanamaz, bebeyken o%lu%verir. O%mur%lu% olur kalanlar.
Bak bana, u%c$ og~ul go%mdu%m, ha*la* yas$ar@m. Abe
nic$in yas$ar@m o civanlar gider de. Dayanamad@lar
buralara. Ben dedim, gitmeyelim. Hu%ku%metler de-
g~is$ecek buralarda dediler. Gurbetlik bize go%ru%ndu%.
Abe gelin hu%ku%metlerden bize ne. Kim go%rdu% hu%-
ku%metleri avlularda tarlalarda dag~larda. C$ok biliriz
san@r bu er kis$iler, c$ok yan@l@rlar. Bir Demir Ali
beka*rd@ geldig~imizde. Burda bir Bulgar Kozma
vard@. Daha o%nce gelmis$, bizi tan@r. C$ag~@rd@ bu%yu%k
og~lumu, dedi ona, burda bo%yle bo%yle; ayak esnaf@
olacaks@n; bulamazs@n bas$ka is$, kardes$lerin de
bulamaz.)
Babam beni Kozma'ya bir kere go%tu%rmu%s$tu%.
Kaynayan su%t kokuyordu her yer. Ak dis$leri vard@
gu%lu%nce. Babama, <
alacag~@m bir tane. Kozma dedi, yukar@larda cig~er-
cilik c$ok para getiriyor diye. Bizim Fazl@'y@ da mez-
bahaya sokacak. Su%tlu%ce'deymis$. Buraya yak@n.
S@rt dolab@ alacag~@m. Cig~ercilikte para varm@s$.
Mezbahaya gir dedi Kozma istersen. Istersen bende
c$al@s$. Benim ar@lar@ sordu. Gu%lgu%k. Sonra kald@ m@
kimse sizden oralarda, dedi. Ben, Pembe teyze
kald@, dedim. Gelmedi. Og~ullar@ da gelemedi. Bizde
bu%yu%klere kar@s$ c$@k@lmaz, dedim. Kozma da c$@k@lmaz,
dedi. Alacag~@m bir s@rt dolab@ bugu%n.
Annem hic$ bas$@n@ kald@rm@yordu.
--Du%s$mez kalkmaz bir allah, dedi.
--Namusumla bu memlekette de para kaza-
n@r@m, dedi babam.
Annem gene bas$@n@ kald@rmadan:
--Dilencilikten ne fark@ olacak yapt@g~@n is$in.
Nas@l so%yletme onlar@n kitab@na putuna pey-
gamberine, dedi babam.
--Ga*vur herif onlar@n putu yok, sen kendine
bak daha dilini du%zeltemedin.
Babam c$@kt@ gitti.
Kap@n@n o%nu%nde annemin verdig~i taze ekmeg~i
yiyordum. Ekmeg~in ic$ine k@rm@z@ biber ekmis$ti
yag~ su%ru%p. Arsaya kac$abilseydim.
(Baban ne bayram anlar ne seyran. Nerde
okumus$ yazm@s$ ince insan@n hali. Biz Ihsan'la
Ac@badem'de hep okurduk. Anneannenler Kus$dili
c$ay@r@na gezintiye c$@kt@klar@ vakit evde kal@p bu%tu%n
romanlar@ hatmederdik. Nerde o gu%nler! Her s$ey
gec$ti gitti. Paras@zl@ktan ablan@ da genc$ yas$ta ev-
lendirdik. O u%stelik asildir de. Ilk kocamdan oldu
ablan. Onu dog~urdug~umda on bes$ yas$@ndayd@m.
K@s$t@, s$ubatt@. Sobalar durmadan yan@yordu. Zi-
verbey'e kurtlar inmis$ dediler. Su%tu%m gelmedi.
Oldum bittim minicik memelerim vard@r. Nazire'yi
su%tanne tuttuk. Nazire arapt@r. Ihsan ablamlar@n
bu%yu%tmesiydi. Anneannen kac$ kere dedenin koy-
nundan c$@karm@s$ onu. Bir memeleri vard@ nah s$o%yle.
O k@sa boya o memeler! Is$te Allahin hikmetinden
sual olunmaz. Bir sabah yataktayd@k. Beyaz fisto
o%rtu%lerin aras@nda ablan kara sac$lar@yle melek gibi
uyuyordu. Hamit u%niformalar@n@ giymis$ti. Elbise-
lerini en pahal@ terzilere diktirirdi. Bu%tu%n k@zlar
bay@l@rd@ ona. Hele k@l@c@n@ tak@p c$@kt@ m@. Ama o
hepsinin ic$inden beni beg~enip ald@. Go%ru%mcem
ic$eri girdi. <
s$imdi, dedim. Git c$abuk odamdan. Yavrum, Hamit
art@k do%nmez, gitti gider o, dedi. Ertesi gu%n annemin
evine do%ndu%m. Kocam@ orda bekleyecektim. Ab-
lan@ da ald@m. Anneannenin odas@nda ablan@n ya-
tag~@n@ da yan@bas$@ma koymus$tum. Hamit bir daha
hic$ do%nmedi. Duyduk ki, Rusya'ya kac$m@s$. Enver
Pas$an@n ordusuna kat@lmak ic$in. Gene de do%ner
san@yordum. Bana Batum'dan kalpakl@ bir resmini
go%nderdi. Ne gu%zeldi o resminde. C$ocuktum. Kas$@k
kadar kalm@s$t@ yu%zu%m. Boynumda Hamit'in ald@g~@
--ablana gebe kald@g~@mda hediye etmis$ti-- alt@n
saat. Herkes bana ac@yordu. Kus$dili'ne de gidil-
miyordu art@k. Ihsan ablam@n o%ldu%g~u% gu%n anne-
annenin ast@m@ artt@. Doktor Ben Habib'i acele
c$ag~@rtm@s$t@k. Evde bir anneannen, bir ben, ablan
ve day@m kald@k. Evin sela*ml@k taraf@n@ kiraya verdik.
U%c$ do%rt aileye. Aray@ kapad@k ama her gu%n gu%ru%l-
tu%lerini dinlemekten usanm@s$t@k. Anneannene bak-
mak ic$in Nazire de geldi yerles$ti sonra. Iki kad@n
o kadar birbirlerine du%s$tu%ler ki, sanki dedenin koy-
nuna giren o, c$@karan da o%bu%ru% deg~ildi. Geceleri
oturup dedenin s$al h@rkalar@ndan, ince kenarl@ bar-
daklara olan merak@ndan konus$ulurdu. <
<
bas$@'ndan doktor Ben Habib'i getirdi. Doktor an-
neannenin elini o%ptu%. Aks$ama beyefendi do%nu%nce
doktorun geldig~ini anlatacaklar@n@ so%ylediler. Doktor
ufac@kt@. Iki kad@n@, beni sevgiyle, ac@mayla dinledi.
Para almad@. Bir hafta sonra day@m zatu%rreeden o%ldu%.
Nazire c$enesini bag~lad@. Dis$ar@ koca bir kazan kur-
dular. Yaz bas$lang@c@yd@. K@rk ikindi yag~murlar@
yag~@yordu. Anneannen sanki hic$ bir s$ey olmam@s$
gibi, bana, <
Ablas@n@ c$ag~@rm@s$lard@, as$c$@ durmas@ ic$in o%te-
gec$eden.
Bahard@, gu%neyin duru portakal kokular@ ar-
tard@ durmadan. Evin han@mefendisi Istanbul'da
oturuyordu. Yaramam@st@ bu faytonlar@ t@k@r t@k@r
kentin iklimi k@sa kesik sac$l@, dolgun bacakl@ ha-
n@mefendiye. Eski valilerden birinin k@z@yd@; ko-
cas@ndan yas$c$a da bu%yu%ktu% ama ic$inin har@ on
bes$inde tazede yokmus$ diyorlard@. (Han@mefendi
deniz olmayan yere ben dayanamam diyene dek.)
Oysa ko%y evine mermer kurnal@ bir hamam da
yaptirm@s$lard@. Sonralar@ o%tu%cu% kus@lar da ald@lar.
K@z m@yd@ han@mefendi acaba? O yo%rede be-
ka*retin gizli utanc@ en deg~erliydi. Hele o yailarda.
Soylulug~una diyecek yoktu. Babas@ o%yle alaydan
yetis$melerden deg~ildi. Alafranga adamd@. lki dil
bilirdi: Farsc$a ve Frans@zca. Lavta c$alard@. Tu%m
yas$am@nca, paradan yana o denli savruk olmus$tu
ki, bu gu%ney kentine atand@g~@nda eldeki makam
maas$@yd@ yaln@zca. Babadan kalanlar, kans@n@n ona
sag~lad@g~@ bolluk y@llar@ geride kalm@s$t@.
Yas$lanm@s$t@ kar@s@ da. Donuk ak teni daha yag~-
lanm@s$t@. Bir yerlere c$@kmay@p konuk gu%nlerinde
ev dedikodular@ dinlemekle yetiniyordu. Oysa Vali
bey burda da genc$lik tutkular@ ic$indeydi. Bir zamanla-
r@n yak@s$@kl@ Sar@ S@tk@'s@ndan kala kala <
diyorlard@. Oysa Tu%rkc$eyi bildig~i su go%tu%ru%rdu%.
Ama o erdemli suskunlug~u, ona bulundug~u c$evrede
bir u%stu%nlu%k sag~l@yordu. Bu suskunlug~un bir ap-
tall@k huzuru oldug~unu bilmek ic$in o c$evrenin insan@
olmamak gerekirdi. llk gece, bacaklar@n@n yumus$ak
gerginlig~i, susmas@, hele o susmas@, ne cos$turu-
cuydu... Ne var ki, y@llar gec$mis$ti. Y@llar. <
K@z@n@ ilk o zaman c$@plak du%s$u%nmu%s$tu%. Hic$ go%-
remeyeceg~i bu c$@plakl@k can@n@ s@km@s$t@. Go%nderdik-
leri nis$an resimlerinde, adam k@zini s@k@ca tutuyordu.
--Bir baba olarak, demis$ti kar@s@, c$ag~@r@n@z onu
buraya!...
U%c$ y@l daha do%nmedi onlar@n yan@na. Eski bir
sarayl@ olan halas@yle, sofal@, c$aml@, manolyal@ evde
kalmakta diretti. <
alabildig~ine @s@t@yordu. Durmadan yemek pis$iriyor-
du ablas@.
--Sac$lar@n@ sal k@z, dem@s$ti ablas@. C$ok belik o%r-
me. O%r kal@n iki tane b@rak s@rt@na. Bas$@na da o%rtu%
koyma. Senden benden bas$ka kim var ki, evde? U-
s$ag~@ hic$ mi hic$ adam yerine alma. Sofran@n getirine
go%tu%ru%ne sen bakars@n.
<
bu soymak laf@n@n dilenme anlam@na geldig~ini o%g~ren-
di. Bu%yu%k teyzesi, <
han@ml@g~@ iyi bilirdi. Ama buralarda y@ld@z@ bar@s$@k
deg~ildi.
--lstanbul burdan daha m@ gu%zel ki?
--Burdan daha gu%zel yer olmaz. Ama insan eriy-
le gec$imli olmad@ m@ her yer zindand@r ona. Erkektir
her s$ey. Kad@n kis$i nedir ki. lnsan@n c$ilelisi. O hem
zengin, hem han@md@. Parmaklar@ elmas, p@rlanta do%s$e-
liydi. Sac$lar@n@ k@sa kesmis$ti. Sac$ kad@n@n c$eyizidir.
Mutfag~@n nehre bakan cam@ndaki ic$erlek yere
oturup, gu%n boyu, sular@n ak@s$@n@ seyrediyordu. Ablas@
ona hic$bir is$ yapt@rm@yordu. <
--Gel bakal@m hele k@z@m.
Leg~eni o%nu%ne koydu. Koyu renk c$oraplar@ c$@kar-
d@ ayag~@ndan. Elleri bu kocaman ayaklar@n yan@nda
minicikti. Suyu ko%pu%rtu%p ovmaya bas$lad@ Agan@n
ayaklar@n@. <
Ne gu%zel mutfakt@ buras@. Tereyag~@ kokan, kim-
yon kokan, @l@k, dipdiri sebzelerle, dizim dizim sucuk-
larla dolu. Muz hevenklerinin ayd@nl@g~@ ne gu%zeldi.
Hele nehre bakan pencerenin girintisindeki yerinde
otururken yedig~i cevizli ezmeler...
--Turplar@ sen y@ka, dedi ablas@, du%zgu%nce
yes#illiklerin yan@na s@rala. Sog~anlar@n yes#ilini ko%kten
alma, biraz uc#lar@ndan al yeter. C#erkes tavug~unu
tepeleme doldurma tabag~a. Masa az az birc#ok yiye-
cekle dolu olacak. Ic#ki masas@n@n yak@s#@g~@ budur.
Tu%lleri de iyice c#ek, camlar@ ac#, suyun sesi duyulsun...
Istanbullu han@m bo%yle yapard@. Yusuf Ag~a da ay-
nen bo%yle ister... Ellerini kahveyle ov, sog~an kokusu-
nu al@r.
Yusuf Ag~an@n erimis# adaleli sark@k karn@n@n ag~@r-
l@g~@ kay@yordu sanki. Ellerini yan@na s@k@ s@k@ yap@s#t@r-
m@s#t@. Silme hal@ kapl@ yaldpzl@ es#yalarla dolu odalar@
ilk go%ru%s#u%nu% du%s#u%ndu%. S#as#@rm@s#t@, parmak uc#lar@n@
s#o%ylece deg~dirmis#ti gizliden.
-- Han@m do%s#edi evi k@z, demis#ti ablas@, san@rs@n
ki peri padis#ah@n@n bir yeri...
Tavanlar u%zu%m salk@mlar@yle resimlenmis#ti. Bu
odan@nki nas@ld@ acaba? Go%zlerini daha s@k@ yumdu.
Morlar@n aras@na sar@ u%zu%mler serpmis#lerdi. Peki yap-
raklar@ neden mor yapm@s#lard@ ? Gittikc#e daha c#ok ku%-
c#u%lu%yordu.
Yag~@s#lardan o y@l nehir iyice kabarm@s#t@. S#is#mis#
hayvan o%lu%leri suyun do%nu%s#lerindeki ko%s#lere tak@l@-
yordu. Bunlar bu%yu%k bas# hayvanlard@. Taa o%telerde,
dag~ kitlelerinin orda sog~uklar@ kuzeye go%tu%ren bulut-
lar gec#iyordu.
SU USTAS@ MIRAC$
Vedat'@n delirdig~ini ilk kim so%yledi; annesi mi?
Bu og~lan deli. Deli ki hem nas@l. Yedi ko%ye duyu-
rulacak deli. Davullarla tella*l edilecek deli. Tarlalar at
su%rmecesine, konaklar kervan durmacasina... Ama
gelin go%ru%n, bu benim og~lum, bu benim u%c$u%cu%
go%zag~r@m su%ru%nmek ister. Hu%ku%met paras@yle oku-
mak ister. Muhtac$l@g~@ m@ var? yo, o ki koskoca bir ag~a
og~lu, hem o%yle devs$irme ag~a deg~il, buran@n fakir
doyuran@, adam kay@ran@... Kirve durmas@n@ herkesin
s$eref belledig~i bir adam@n og~lu. Kap@s@nda kar@ do-
yuranlar@n say@s@ bellisiz bir ag~an@n og~lu. O ag~a ki,
beni ald@g~@nda o zaman babam yerindeydi ama erlig~ne
so%z getirmeyecek erdi-, [Og~lan dog~ur,] demis$ti,
[mal mu%lk, bu topraklar, kimsiz kimsesiz kalmas@n.]
Yirmisine varmadan do%rt og~lan yapt@m ona. Ev
s$enlendi. Ilkim Murat, ikincim Sedat, u%c$u%ncu%m Vedat.
do%rdu%ncu%m Bahri -Bu dedelerinin ismiydi- Bir
[zadega*n evine yak@s$@r og~ullar oldu hepsi. Hepsi
bu%yu%k s$ehirlerde pas$alar gibi okudular, okuyorlar.
Mallar@n@ mu%lklerinin deg~erini biliyorlar. -Kocam
otuz birimdeyken o%ldu%. Mal@n bu%yu%g~u%nu% bana yapt@.
-Ko%yu%, tarlay@, du%kka*nlar@, iki portakal bahc$esini,
ilk kar@s@n@n beg~enmeyip b@rakt@g~@ res$at alt@nlar@n@,
bankadaki nakdi. Og~ullar@na c$ift kavag~@n ordaki tar-
lay@ harc$l@k ic$in u%les$tirdi. lyi go%rmu%s$ olacaklar@, iyi
bilmis$... Ben bu mal@ hak etmedim mi, ettim. Hic$ kim-
seye para koklatmazm@s$@m, ne idu%g~u% belirsizmis$im.
Benim bir yu%ru%yu%s$u%m vard@, ta u%c$ m@zrak at@m@ o%te-
den bilinirdi. Su gibi akard@m. Yayladaki tas$k@nlar@n
kollar@ gibi su%zu%lu%rdu%m -bunu rahmetli so%ylerdi-
ileri geri konus$uyorlar, biliyorum. Ama ben babam
yas$@nda bir adam@n tu%ku%ru%k hokkas@n@ do%ktu%m. Hiz-
met edenlere b@rakmad@m bir hizmetini... Kocamdan
gayr@s@na ic$im kabarmd@. -Onu da istedi diye hep
boyun eg~dim. Erkeg~in harc@, kad@n@n boynunun
borcu-. Gezme yu%ru%me bilmezdim. Yaz@n yaylaya
c@kt@g~@m@zda gu%nu%mu% onun yan@nda, evin insanlar@n@
go%zetlemekle gec$irirdim. Mutfakta harcanan her s$eyi
o%lc$u%yle tart@yla vermek gerek. Zenginin mal@na c$al@sa-
n@n nas@l hain oldug~unu bilirim. -Gu%ya ben hizmet-
c$ilikten germis$im, ablam as$c$rymis$. Nas@l da utanmaz-
lar bunu demeye. Ablam filan yok. Arada toprakl@
mahalleye kimlere gidiyormus$um? Insanl@k borcu o.
Evimizin emekli bir insan@na u%c$ kurus$ para go%tu%rmek
neyin ay@b@. Sorar@m onlara-. Koca bahc$edeki kay@s@-
lar@ has@rlara serdirip kuruturdum. Domates salc$alar@-
m@ yaylada haz@rlat@rd@m. Kazanlarda kaynayan doma-
teslerin c$ekirdeklerini kevgirlerde su%zdu%ru%ken, her
s$eyin yolunda gittig~ini bilirdim. Bir adam al@nacaksa
gelip pazarl@g~@n@ benimle yapard@. Ag~nin art@k dinlen-
mesi gerekti. Onun mal@na sahip c$@kan ben vard@m
ya...
Okuma yazma bilmedig~imi so%ylu%yorlar. Lyi ama,
mal@n mu%lku%n hesab@n@ ka*hyadan, @rgatbas$@ndan kim
al@yormus$? Y@ll@k sat@m paralar@n@ desteleyip gereken
yere dag~@tan kim?... Bunlar hep c$ekememezlik.
-Ag~an@n kar@s@ o%lmeden o%nce, ben onun kar@l@g~@n@
yaparm@s$@m. Yalana bak-. Hepsi istediler k@zlar@n@
ona vermeyi. Nerden mi biliyorum bo%yle oldug~unu,
bana kendisi anlatt@. S$imdi c$iftlik es$yalar@n@n dur-
dug~u ilk kattaki oda var ya, o zamanlar oras@ tertemiz,
sokag~a bakan pencere/leri kafesli, sedirleri kadifeyle
ka/pl@, pirinc$ mangall@ bir odayd@. Yere yo%ru%k kilimleri
serilmis$ti ben ilk geldig~imde. Yani evlendig~imizde
go%rmu%s$tu%m. Kan@m @s@nm@s$t@ odaya. -Gu%ya Ag~a ilk
kar@s@ o%lene kadar beni orada bar@nd@rm@s. Benim ic$in
do%s$emis$ o oday@, benle gelin-k@z oyunu oynarm@s$-.
Bunlar@n cenneti cenennemi yok, her/ tu%rlu% yalan@
so%ylerler. Okuma yazmam da var, herbir s$eyi de bili-
rim. Llk og~luma gu%ya nika*hs@z gebe kalm@s$@m. Yedi
ayl@k dog~du ilk og~lum.
Her kurus$un ne oldug~unu go%rmeliyim bu evde.
Bunlar insan@n ilig~ini, kemig~ini so%mu%ru%rler. Hep bul-
gur yemekten s$ika*yetc$iymis$ler, niye? yog~urtlu as$@,
diri diri turpla ic$li ko%fteleri yerken hic$ mi arlanmazlar.
Y@llard@r erkeksiz bir evi kim idare edermis$! Art@k
yas$land@m. Gu%nlerimin c$og~unlug~u odamday@m.
Kasay@ bas$ucuma koydurmam go%rmemis$lig~im-
denmis$. Bunu diyenler kasa nedir hic$ bilmiyorlar.
Gu%nu%n bir saatinde u%ru%nu%n sat@s$@ndan al@nan paralar@
du%s$u%nu%p, yerlerine bo%lu%s$tu%rmek ic$in kendi oturdu-
g~um yatt@g~@m odadan daha uygunu mu olurmus$!
Sar@ pirinc$ten karyolam@ oldum bittim c$ok severim.
Bir de s$ark@ dinlemeyi. Ha ne diyecektim, kasay@ ya-
tak odama almamla, dis$ar@ koymamdan ne olur ki...
Korkumdan m@ koydum san@rlar. Kasa dedig~ini her
o%nu%ne gelen ac$abilir mi? Llk gerlig~imde ac$@p kapa-
may@ o%g~renemem diye az m@ korkmus$tum. Lsterdig~im
yere koyar@. Kime ne...
Bu evler eskidi art@k biliyorum. K@s$lar da sanki
dana sert. Eskiden her odada soba yark@l@d@, rah-
metlinin zaman@nda. S$imdi o kadar harcamak neyi-
mize. Eydeki is$c$ileri de azaltt@m, bir Do%ne'yi ald@m
b@ld@r. Yemek yemek ic$in teyzeyi tutuyoruz zaten.
Mutfak s@cakt@r. Mutfag~@n s@cag@ adam@n ilig~ini kemi-
g~ini @s@t@r. Kuzina da eskidi. Yeni gazl@ f@r@n koydur-
dum. Teyzenin yemeklerinin tadi iyidir. Bir og~lu var,
gurbetc$i oldu. Ko%tu% bir kad@na tutulmus$, do%nmedi
daha. Teyze arada bir b@rak@p gider yemeg~i filan...
Antepli mi ne h@s@mlar@ varm@s$... Birilerini bulus$turur
mutfak is$lerini yoluna koydururum. Gec$en y@l bir
gidis$ gitti, tam iki ay ortada yok... Bu%yu%k og~lum da,
[Art@k az@tt@ bu,] dedi. [Gelirse iyice yol vermeli.]
Sonra geldi. Dog~ru yukar@ c$@kt@. Gec$ti oturdu kus$lu
sedire. Kafas@nda ak c$atk@s@, uzun c$ivit rengi h@rkas@,
kollar@ eprimis$ pazen urbas@. [As$ag~@daki Ays$a'ya
so%yledim,] dedi, [yar@n paras@n@ al@p gidecek.] Sonra
bir ag~@tt@r tutturdu. Og~lunu b@c$aklam@s$lar. [Niye?]-
[O s$eher kanc@g~@n@n yu%zu%nden.] - [Senin og~lan da
iyice hay@r@z be Sat@.[O%yle han@m@m.] - [U%zme
can@n@.] - [Bu yalan d'u%nyada ondan bas$ka beni meza-
r@ma koyacak kimse yok han@m@m.] Ag~lad@. [Yas$ yet-
mis$ be han@m@m. Bir Frans@z ga~vurunu so%ku%p atmaya
avratl@g~@m@zla dural@m da ko%rpelig~imizde, og~lumuz kar@
k@z pes$inde kos$up anas@n@n o%lu%su%nu% eller eline b@rak-
s@n. Hangi kanc@k kas@g~@nda yatt@, desem, benim
og~lum bu.]
Eline diline dog~ru bir kad@n. Yas$l@ olmas@ iyi.
Genc$ler eve adam m@ al@r, yemek mi c$alar, bilinmez.
Hepsinin ko%pek su%ru%su% gibi akrabas@ var. Bunun kimi
kimsesi yok. Bir Antepliler. Gideceg~inde gelip dikilir
kars$@ma. [Bak han@m@m,] der. [Ara bir u%stu%mu% bas$@-
m@.] - [Yok be Sat@,] derim. Og~ullar@m ona Sat@ teyze
der. Ama gene de s$o%yle bir su%zerim onu iyice... Kuru,
kemikli, uzun bir kad@nd@r. C$ivit renkli h@rkas@ h@rkas@ cepsiz-
dir. Neyi neresine saklayacak.
Bu evler eskidi. S$imdi betondan, sag~lam balkon-
lu filan binalar yap@yorlar. Iki og~lum dediler, [Istas-
yonun orda alal@m anne. Rahat edersin. Is$i kolay.
Baksana bu bizim evlere, ikinci katlar bas$tan as$ag~@
mutfak. Iki taraftan inen merdivenleri Do%ne bir te-
mizlemeye kalk@yor, bir gu%n merdiven temizlig~i
su%ru%yor...] - [Yok ben istemem o yeni evleri...]
Benim mutfag~@mda eskiden, tutmalar yar@c@lar
gelip de yemeg~e oturdug~unda boyan boya dolard@
her yan. Ag~a mutfag~@ dedig~indi benim mutfag~@m.
Toplay@c@lar@n yiyeceg~i, erzag~@, yag~ tenekeleri mut-
fag~a c$ekildig~inde, bol bol dolanacak yer kal@rd@. Sabah
gu%n @s$@madan arabalar kap@da durur, adamlar c$ifte
merdivenden tas$@rlard@ gidecekleri. Y@llar gec$ti, og~ulla-
r@m okumak ic$in kimi Istanbul'a, kimi Ankara'ya git-
tiler. Ben bas$@nda duramayacag~@m toprag~@ ekmem.
Onlar do%nene dek icara verdim. Hem de ic$im rahat.
Yersiz yag~@s$ olur diye terla*s$ta deg~ilim. Toprak, bas$@n-
da erkek ister. En bu%yu%k og~lum yu%su%mu% ag~artacak.
Onunla s$imdiden y@ll@k kazanc$lar@, vergileri bas$bas$a
adamlar@m@zla konus$up, halles$ip yola koyuyoruz.
Dig~erleri c$og~unluk yoklar. En bu%yu%k og~lum her s$eyiyle
bana benzedi. Devlet vergileri art@r@nca -bizim Ko%r
Mustafa'n@n og~lu Almanya'da okumus$, adam olmus$
hem de-, tuttu kolundan getirdi. Gelirlerimizin hesa-
b@n@ ona go%rdu%ru%yoruz. Her is$imiz yolunda giderken
Vedat'@n bu yapt@klar@neyin nesi? C$ocuklug~unda bir
ak@ll@yd@, olursa o kadar olur. Ilkokulda bayramlarda
s$iir okumaya onu c$@kar@rlard@. Kalabal@g~@n aras@nda
O%nu%ne bakarak okurdu. [Vatan] derken, bir de
[bayrak] derken, elini yukar@ kald@r@rd@-. Her bayram-
da bo%yleydi. Vedat ic$in [en ak@ll@ og~lum] diyorlard@.
Aks$am u%stleri kap@ ac$@ld@ m@ c$@k@s$@n@n sessizlig~inden
onun geldig~ini anlard@m. Du%zgu%n c$@zdig~i okul defter-
lerinin aras@nda hep c$al@s$@rd@. Yan@na gittig~imde, [Ma-
sal anlatsana anac@m,] derdi; o%bu%r og~ullar@m [anne,]
o [anac@m] derdi... Hele Ak@ll@ Kel Og~lanla Ko%tu%
Padis$ah masal@ en sevdig~iydi. Ne kadar gec$ti aradan
da bo%yle kimseleri dinlemez oldu. As$ag~@da, mutfakta,
Sat@ kad@n@n yan@nda, yemek yemeler de neyin nesi.
Onun da bir Antep'deki Fransiz ga*vurlar@n@ anlatma-
s@ var: [Biz ag~ac$lardayken yemis$, toplamakta, girver-
diler bahc$eye Frans@z ga*vurlar@. Nas@l paralad@k u%stleri-
ni bas$lar@n@ bir bilsen.] Saatlerden sonra c$@kard@ yuka-
r@. [Anac@m,] derdi, [Sat@ teyze bizim has teyzemiz.
Ben o%yle say@yorum. Kimsiz kimsesiz kalmis$ bizim
elimize.] - [A og~lum ondaki rahat beyde pas$ada yok.]
O zaman gu%lerdi sessiz, c$@k@p okumalara dururdu.
Bir okuma ki, bo%ylesi hic$ bir og~lumda yok. Delikan-
l@l@klar@na dog~ru iki genc$ k@z isterdim ko%yden is$e dur-
sunlar diye. Eh u%tu%ydu%, c$amas$@rd@ daha bir artt@.
Evde delikanl@ adamlar c@v@l c@v@l hizmet isterler. Do%-
ne'ye yol vereceg~im gu%n ag~lamakl@ oldu. Gu%ya koca-
s@n@ c$@rc$@rlardan atm@s$lar. Niye durdug~u yerde ats@nlar.
Herif esrarc@n@n teki. Do%ne s@zlan@r bir yandar@, <
lar@n@ almaya da Vedat gitti. Odaya girdig~imde Do%ne'
yi bir ag~lamad@r ald@, [Ne var?] dedim. [Vallahi ha-
n@mc@g~@m ben mutfag~@n k@y@s@na ilis$verirdim. Bu
benim ilk c$ocuk du%s$u%rmem deg~il, ama ku%c$u%k bey, bey
evla*d@. Hic$ go%rmemis$ bo%yle s$ey, korktu herhal.]-
[Yat hele s$imdi,] dedim. [Ag~lamay@ da kes. Benim
elden acayip og~luma ac@nd@rma kendini.] -Do%ne`yi
u%c$ gu%n o odada tuttu. Atlas yorgan kan olacak
diye uykular girmedi go%zu%me. Bahri Istanbul`daydi.
O%bu%r ikisi de Ankara`da. O odada olanlar her yana
yay@lm@s$t@. Gelen konuklar bas$lar@n@ sall@yorlard@.
[Onlar durmadan c$ocuk du%s$u%rler. Iki gu%nde de aya-
g~a kalkarlar. Bu tu%rlu% a*detler de neyin nesiydi? Her-
halde Vedat bey og~lumuz pek yufka yu%rekli.] Ag~a-
beysiyle konus$maz oldular. Do%ne iyice ayaklan@nca
rahatlad@k. Atlas yorgan lekesizdi. Sat@ kad@na bak@-
l@rsa geceleri el ayak c$ekildikte mutfaktan gelip bir c$ul
at@yor alt@na onun, u%stu%ne de sand@k odas@n@n cicim-
lerini o%rtu%p uyuyormus. Ama Sat@ iyice bunad@, uydu-
ruryordur allah bilir. O y@l yaylaya gelmedi bizle.
[C$al@s$acag~@m,] dedi. [A benim civan og~lum,] dedim,
[nic$in bo%yle yapars@n? Sen fikaral@k nedir bilmezsin.
Hic$biri go%ru%ndu%g~u% gibi kimsesiz deg~ildir.] - [Sen bil-
din de yoksullug~u, n`oldu be anac@m?] dedi. Kim
dodurdu bu og~lan@ benim gec$mis$imle. Hangi ken-
dini bilmez ailemize dil uzatt@.
O yaz dag~dan kar indiren karc@lar@n bag~@r@s$@n@
duydukc$a, ic$imi bir ac@d@r al@r oldu. Sar@ s@cakta
o koca evde, karanl@kta -gu%nes$ es$yalar@n, hal@lar@n
rengini almas@n diye, tu%m percereleri o%rterdik- Ve-
dat`@m@n tek bas$@na oldug~unu bilmek, bende huzur
komad@. O su%ru%den ayr@land@. O kay@s@lar@n alt@nda
durup karc@ deli dirvis$i bekleyip, [N'olur dervis$ em-
mi, beni de kar ku%remeye tepeye go%tu%r. Senin s$ark@n@
ben derim. Do%nu%s$te her kis$i kos$up al@r,] diyen deg~ildi.
Deli dervis$ ha*la* yas$@yordu. Gene es$eg~ine yu%kledig~i
karlar@ ag~@tlarla sat@yordu. Allah@n bir delisi. [Kar getir-
dim kar,] demek duruken; [On sekizimde girdim
toprag~a, kahpe felek sana nettim neyledim, s$u fani
du%nyadan bir ka*m almad@m, kahpe felek sana nettim
neyledim,] diye c$@g~r@s$@p durman@n yak@s$@g@ nerde! Ama
o haninin delisi. Ak@ll@ halini bilen tek kis$i yok. Yayla
ic$ime zehroldu. O%bu%r og~lanlar@ma teker teker anlat-
t@m, [bo%yle bo%yle...] - [Gec$er anne,] dediler. [Sen
bu%yu%tu%yorsun.] Geceleri balkona c$@kt@g~@mda, ne kadar
bo%rtu% bo%cek varsa o%tu%p duruyorlard@. Mis gibi ot, ag~ac$
kokuyordu her yan. Ilk Vedat'@m@n karn@ma du%s$tu%g~u%-
nu% bilis$imi hart@rl@yordum. Ilk sabun kokular@n@n ic$imi
kald@rd@g~@n@. O y@l Tu%rkmenlerden ald@g~@m kilimleri
boy boy sererken bir gencelmis$tim ki! Yas$@m genc$ti
genc$ olmaya ya, demem o deg~il. Nasil da gec$ti y@llar.
S$imdi karn@m karard@ iyice, c$atlak toprag~a do%ndu%.
Aman bir daha m@ dedirten sanc@lar@... Sabaha kars$@
ilk c$ocuk bag~@rmas@n@, gu%n ag~ar@rken kemiklerimin
kapan@s$@n@ hat@rl@yorum. Hep sabaha kars$@ dog~du
og~lanlar@m. Tu%m c$ocuklar belki sabaha kars$@ dog~ar-
lar. Ne yorgunluktur dog~um yorgunluklar@. Tanr@
bilir o%yle gu%zel yorgunluk olmaz...
Peki neyi eksikti? Vedat hic$birimizi yu%rekten sev-
medi mi? Biz onu ne c$ok severiz... Hic$bir s$eyine
kar@s$mad@m. Maili mu%lklu% bir ailenin c$ocug~u gibi ol-
may@ bilmiyor. Yayla yerini de o sec$medi mi? Daha
yes$il daha sulak yerler vard@. [Yok] dedi, [buras@ iyi.]
-[Dag~@ filan pek c$@plak, tu%m yes$illig~i de boza do%nmu%s,]
dedim. [Iyidir, anac@m,] dedi. [O eski Selc$uk tu%rbele-
ri, havas@ suyu, deli dervis$i nerde var.] Suyu bol gerc$i
buran@n. Yayla dedig~in susuz, esintisiz olacak deg~il al
Yes$ili de bol, bol olmaya ya, koca c$@plak dag~@ yok
mu kars$@da, her s$eyi sar@p toplayan o sanki. Kay@s@lar@-
n@n s$erbetli tad@ az bulunur. Bir de bahc$emizin orta-
s@ndaki kara dutun ululug~u u%nlu%du%r burda. Geldik
ald@k buray@ -do%rt do%nu%m, elli kay@s@ ag~ac@, bir dut,
u%c$ do%rt de ku%sku%n incir var- azmanlas$m@s$ asmalar
da duvar boyunca sar@yor evi. Ko%r kuyuyu kal@n tah-
talarla o%rttu%m. U%stu%ne de lo tas$@n@ kaptt@m. Her y@l
buraya inmekten sonunda al@s$t@k m@ ne, al@verdik is$te.
Vedat da istedi. O%bu%r og~ullar@m, do%nu%mu%ne verilen
paray@ hesaba uygun go%rdu%ler...-Bana, [Anac@m b@-
rak bu cimrilig~i,] diyordu.-Ben cimri deg~ilim. Kime
neyin ne kadar yeteceg~ini bilirim. O%bu%r og~ullar@m-
la c$ekis$mem yok mu? var. Evlenecekleri zaman aile-
mize uygun k@z almalar@ ic$in elimle evereceg~im hep-
sini. Bu%yu%k galiba Istanbul'da birine tutkun, ama k@z
og~luma denk. Sorup sorus$turup o%g~rendin. Iyi c$ehiz
getirecek belli. Ama istemez go%ru%nu%yorum ki, geri-
dekiler a*det bellemesin. Bu dert o%yle deg~il. Vedat'@n
her kavgas@ bas$kalar@ ic$in. Ko%yden gelen k@zlardan
birine Sedat ne yapm@s$ bilmem. Kanl@ b@c$akl@ oluyor-
lard@, -[Gu%gu%nu%n yettig~iyle ug~ras$sana ag~a. -Elin
yoksulunu c$ekmis$sin sand@k odas@na.] - [Sus ulan
b@kt@rdan hepimiz. Polis keslidin evde herkesin bas$@na.
K@z@n var m@ bir dedig~i?] - [Nas@l desin diyeceg~ini ag~a
og~lu. Senin ko%yu%nden gelmi$, senin evinde karn@n@
doyuruyor.] - [Sen ag~a og~lu deg~il misin ulan? Burda
bizim kadar sen de her s$eyden hak al@yorsun. Diklen-
men go%steris$ten bas$ka ne ki, o%g~renmis u%s$ tane k@yt@-
r@k s$iir.] -Burda Vedat'@n sesine benzeterek bas$l@-
yordu.- [Ak@yordu su / Go%sterip aynas@nda so%g~u%t
ag~ac$lar@n@ / Salk@m so%g~u%tler y@k@yordu suda sac$lar@-
n@.] - [Sus,] diyordu Vedat. [Sus, sen bu so%zleri so%y-
leyecek adam deg~ilsin.]
Art@k masada toplanarak yemek yedig~imiz pek
yoktu. Tabaklar dizil duruyordu. Mutfakta tencere-
nin yan@na vurulan kas$@klar@n sesinden bas$ka ses
duyulmuyordu. Elektrikler yak@ld@ktan sonra, yani
yats@dan o%nce yemek isterdim. Yemeg~i yerken
evde art@k her s$eyin yolunda gitemedig~ini biliyordum.
Niye peki, Vedat asi oldukc$a onu daha c$ok sever, daha
c$ok korur oldum. [Bir derdi var onun c$ocuklar,] di-
yordum. [Bir derdi var.] Anlatamad@m... O%fkeleneme-
dim de art@k. Ac@maya bas$lad@m gittikc$e... Ara s@ra
yatak odama gelir otururdu. Onu kucag~@mda emizr-
dig~im gu%nlerdeki ana su%tu% kokusu sarard@ ic$imi. [B@-
rak be anac@m hesabi kitabi. Hani ku%c$u%kken bana so%y-
ledig~in ninniler vard@ ya, diyiver de dinleyeyim.]
- [Bu%yu%du%n be evla*d@m. Koca adam oldun. Ninni
diyem uykun gelsin / Uzak yoldan baban gelsin / Al-
lah uzun o%mu%r versin / Ninni nazl@ bebem ninni /
Kurt uyudu kus$ uyudu / Kaynakta sular uyudu /
Bes$ig~e de uyku gelsin.] O gu%nler odamda @hlamurun
kaynad@g~@ sobada, odunlar@n ates$i go%z alana dek otu-
rur, konus$urduk. Bir ic$im ac$@l@rd@ ki! Hava hep kis$-
las@n, soba hep yans@n, @hlamurlar kaynaya kaynaya
k@rm@z@las$s@n, og~lumla bo%yle oturup da bahtiyar bah-
tiyar yas$ayay@m isterdim. -[Bag~ bana / Bahc$e sana
bag~ bana / Deg~me zincir ka*r etmez / Zu%lfu%n teli
bag~ bana.] - [Bir de tu%rku% so%yle ha anac@m s$o%yle yavas$-
tan.] - [Bilmem ki og~lum.] - [Bilirsin.] - [Ses mi kald@
bende !] - [Eh tu%rku%yu% deme, so%zlerini tekerleme gibi
oku.] O%ylece sanki ben c$ocukmus$um o bu%yu%kmu%s$ gibi
eg~lenirdik beraber...
Anlatamad@m. [Bir dert kemiriyor onu] dedim.
Anlatamad@m. Nesi eksikti? Niye o%fkeliydi? Beni
severdi biliyorum, hem de yu%rekten. Ama bana da
o%fkeliydi. Kime dert yanacag~@m@ bilmiyordum. Og~lu-
mun tutuldug~u illet karasevdadan daha zorluydu bana
sorarsan@z. Nic$in ona bizim gibi olmay@ o%g~retemedik.
Vedat'@m araya gidecek, araya...
Yaylada gu%nler k@salmaya, serili kay@s@lar kuru-
maya do%nmu%s$tu%. Dutun u%stu%nde kalm@s$ bir iki kara-
dut dikenles$ip karam@s$t@. Mutfakta tu%ten yemek ko-
kuklar@, evdekilere biberi bol tarhana c$orbalar@ du%s$u%n-
du%ru%yordu. Gergin k@rm@z@ domateslerin, parlak dol-
mal@k biberlerin tad@ suya do%nu%s$mu%s$tu%. Evin yas$l@
han@m@ -kuru, ufac@k, genc$ k@z yu%ru%yu%s$lu%- duvara
go%mu%lu% yu%klu%klere yatak yorgan c$ars$aflar@n@ yerles$-
tiriyordu. C$ars$aflar@n aras@na lavanta c$ic$ekleri konu-
yordu, ince tu%lbent keselerin ic$ine. Gelecek yaza, te-
miz ar@nm@s$ hamam uykular@na haz@rlan@yordu ev.
Ku%pec$ic$ekleri, begonyalar, pas$ak@l@c$lar@, saks@gu%zel-
leri, aradaki sofan@n girintili penceresine diziliyordu.
Onlar@, evdekiler gidince kalan su kolcusu Mirac$ sular-
d@. Mirac$ as$ag~@da, kilerin yan@ndaki sand@k odas@nda
kal@rd@ tu%m k@s$ boyunca. Sand@k odas@nda, kurutulmus$
meyvelerin kokusu ve @s$@ks@zl@g~@ Mirac$'@n k@s$ korku-
nu azalt@rd@. Buran@n k@s$lar@ uzun, sessiz, zorluydu.
C$@plak boz dag~@n eteg~inden o%teyi, tren istasyonunda-
ki s@ra kavaklar@, her yeri bir insans@zl@k sarad@. C$ars$@-
daki basmac@ du%kka*nlar@ erkenden kapan@rd@. Yeteri
kadar ayd@nlat@lmam@s$ kahvelerde, eg~ik, koyu go%lge-
ler dururdu. Birileriyle birlik olmak iyiydi buran@n k@s$la-
r@nda. Mirac$ yaz@n kazand@g~@ u%c$ bes$ kurus$u -bunu
bahc$elere su sal@nacag~@n@ seslemek ic$in c$@kt@g~@ndan
al@rd@- eli ayag~@ tutmaz gu%nleri icin ay@r@yordu. Insan
go%rme tutkusu o%nu%e gec$ilmez olunca s$o%yle gec$erdi
sokaklardan, bir k@y@s@na ilis$irdi kahvenin. Mutlan@rd@
Mirac$ o zamanlar...
Bu%yu%k han@m onun velinimetiydi. Koca yayla
evini ona @smarlar giderdi. Alt kat@n ru%zga*ra, boraya
s@rt do%nmu%s$ @l@kl@g~@nda bar@n@d@. Verdikleri koyun ko-
kulu yorgan@ o%rtu%p yatt@g~@nda, evin neresinden tan@-
mad@k bir ses gelecek diye beklerdi. O bilirdi bu evin
seslerini tavan@ndan taban@na... Bu y@l han@m ona gec$
haber salm@s$t@. Yazlar@ yukarda bahc$e c$ardaklar@nda
uyuyordu. Havalar iyice serinlemis$ti. Y@lanlar@n kay-
gan c$@t@rt@l@ gezmelerini duymuyordu art@k.
-Biz on bes$ gu%ne kadar gidiyoruz, Mirac$, de-
mis$ti. S$imdiden in as$ag~@daki odaya. Ama ayakbag~@
olma kimseye.
Tenekelere bast@r@lm@s$ turs$ular -buran@n sirke-
lerine bast@r@yorlard@- duru keskin sirkede bekletil-
mis$ la*hanalar@n pembeye c$al@yordu renkleri. Torba
yog~urdunda kar@lm@s$ tarhanalar, evde c$al@s$anlar@n
kestig~i, kuruttug~u eris$teler, du%zenli uygun yerlerine
konuyordu.
-Bu evin horantas@, diyordu han@m, c$ars$@ pazar
erzag~@yle doyurulmaz.
Salc$alar kavanozlara yerles$tiriliyor, kapaklar@ ka-
panmadan u%stlerine bir parmak zeytinyag~@ do%ku%lu%-
yordu. Yes$il zeytin salamuralar@n@n kuruldug~u ku%pler
s@k@ s@k@ bag~lan@yordu. Bu%yu%k tencerelerde kavurmal@k
etler kavruluyor, kesilen her parc$an@n bu%yu%klu%g~u% ha-
n@ma go%steriliyordu.
-Iri olmas@n sak@n ha! Her biri kus$bas$@ kus$bas$@
kesilecek...
Kavurma tencerelerinin dibinde kalan bir iki
parc$a eti Mirac$'a ay@r@yorlard@.
-Hadi Mirac$ ag~a, diyordu han@m, yufkayla du%-
ru%m yap ye. Sen de bizim bir insan@m@zs@n.
Bu%yu%k han@m bu yas$ama haz@rl@g~@n@ denetlerken
mutluluk ic$indeydi. Bir bu%yu%k s$o%lenin o%n haz@rl@g~@yd@
bu. S$o%len do%nu%lecek k@s$l@k evde, as@l evlerinde yap@la-
cakt. Bu her y@l bo%yleydi. Kad@nl@g~@n@n tad@n@, doyum-
suzlug~unu c$@kar@yordu. Ana kus$, yuvas@n@n dallar@n@
o%ru%yordu. O yo%reden, almas@ ic$in kendine getirilmis$
ig~ne oyalar@n@, boncuk oyalar@n@, kanavic$e o%rtu%leri
-bir bunlar@ al@rken para tutkusunu unutuyordu-,
bohc$alara yerles$tiriyordu.
-Bunlar gidecek, diyordu, bunlar@ sand@g~a
koymay@n...
Hemen her s$eyin haz@r oldug~u s@rayd@, bu%yu%k og~lu
bir gece geldi. Trenle Ankara'dan. Kardes$inin tu-
tukland@g~@n@ so%yledi, girdig~i paras@z yat@l@ okulda. An-
ne du%s$u%ndu%... Ne c$abuk gec$mis$ti bir y@l? Gec$en y@l
yaylada, deli dervis$i her go%rdu%g~u%nde sizlam@s$t@ yu%re-
g~inin bas$@. Dersleri iyidi. Sevinc$liydi. Arada, bir iki
gu%n gelmis$ti k@s$@n. Kardes$lerini, ag~abeyisini dedikle-
riyle k@zd@r@yordu. Ona hic$ al@s$amam@s$lard@, ama bili-
yorlard@ ki, aileden biridir.
-Ben sana dedim annecig~im. Bu deli ac$acak
bas$@m@za bir is$...
Beyaz o%rtu%lerle kapanm@s$ divana c$o%ktu% kad@n. Bir
kar@n ag~r@s@ oturdu kald@. [Kilimleri de, herbir s$eyi de
toplatt@m,] diye du%s$tu%ndu%. [C$@k@p gidiversek og~lumun
yan@na bu gece. O%mer'in taksisini turtar@z. Gerc$i O%mer'
in taksisi, alt@ so%g~u%tlu%g~e zor gider ama...]
Bu gece hic$bir yere gidilemeyeceg~ini anlay@verdi.
-Ona eziyet ederler og~lum. Ne yapm@s ne etmis$
de polislik olmus$? Kar@ncay@ incitmezdi.
-Ankara'dan bir savc@ arkadas$ haber verdi.
[Aile ad@n@z@ duyunca s$as$t@m,] dedi.[Nic$in normal bir
tahsil yolu sec$medi? Okulunda bir az@l@lar gu%ruhu
var ve elebas$@s@ sizin Vedat...
-Kar@ncay@ incitmezdi. Ne olmus$, neyin az@l@s@
olmus$?
Evdeki c$al@s$anlar kalkm@s$ arada, gecenin iyice
serinlemis$ karanl@g~@nda, korkuyla bekles$iyorlard@. Her
gu%ru%ltu%n en fazla horlananlar@ onlard@. Bir de ince
esinti c$@km@s$t@, kap@ aralar@n@ yalaz@lyordu.
-Kac$ gu%ndu%r polisteymis$?
-Bir aydir anne. Sorus$turmada tek so%zu%, <
-Bak sen, dedi Mirac$. Ankara is$i de nerden
c@kt@?
-Vedat'@m biraz hastaym@s$ da...
Vedat beyi du%s$u%ndu% Mirac$. Iki y@ld@r yaylaya
gelmiyordu. Ailenin en gu%lec$ yu%zlu%su%. Hazreti Ali'nin
devesiyle olan resmini, al@p gelmis$ti bir gu%n pazardan.
Tahtadan yap@lm@s$c$as@na bir deve, u%stu%nde kutsal
tabut, Ali. O%lu%su%nu% tas$@yan Ali. [Mirac$ usta,] demis$ti,
[bak ne gu%zel bir resim.] Vedat bey s$imdi iyice deli-
kanl@d@r. O zamanlar c$ocug~un palazlanm@s$@yd@. Alt@
so%g~u%tlerin oraya gitmeye en merakl@ olan@. So%g~u%tle-
rin orda durmadan yusufc$uk arayan@. K@s$ gene do%nu%-
yordu.
-Allah sana c$ok s$u%ku%r, dedi Mirac$ yu%ksek
sesle.
Han@m do%ndu%. Mirac$'a uzun uzun bakt@. Ekmeg~i-
nin k@y@s@ndan @s@rd@. Elindeki tas$l@ yu%zu%k sabah@n
solgunlug~unda @s$@d@. C$ay@ yudumlad@ sessizce...
-C$ic$ekleri unutma sak@n, bir bir sula. Fazla
don yaparsa istersen as$ag~@ya al. Bu y@l k@s$ zorlu ola-
cak, baksana kus$lar gu%z do%nmeden hepsi gitti...
[Bir derdi var bunun,]diye du%s$u%ndu% Mirac$. [Bun-
ca y@l@n cela*llanmalar@, neyle yitti ki? O da bir insan
can@m. O da bir can tas$@yor. Hem art@k iyice kocad@.
Eline diline c$abuk ama, go%zu% eskisi gibi ferli deg~il.>>
-Aks$am gec$ecek trene koyacaks@n@z eve gide-
cek yu%kleri. Bir daha y@l da bunca haz@rl@g~@ bos$lamal@,
almal@ d@s$ardan her s$eyi. Og~ullar@m bu%yu%du%, dag~@l@-
yorlar hepsi bir yana. Okumayd@, s$uydu buydu...
Vedat'@m en okuyan@yd@, bilirsin.
[Mirac$ usta bak,] -alay ederlerdi, neyin ustas@
bu Mirac$ usta diye; Vedat, suyun ustas@, derdi-
[sana Zalog~lu Ru%stem'i okuyay@m dinle. Ha ald@r-
ma, suyu bizim yana sald@lar. Nas@l bir adam bak
Zalog~lu. Peki ama Mirac$ usta, senin okuma yazman
yok. Onca duay@ nas@l o%g~rendin?] - [Ezberledim.]
- [Biliyor musun dediklerinin ne demeye geldig~ini?]
- [Bilmem ama, Allah@n, Peygamberin ulu emirleri-
dir.] - [Ya deg~ilse?] - [Deme be, Vedat bey bo%yle.
Bunca dini-bu%tu%n bos$una m@ okur her gu%n onlar@.
Gu%nah@m@z vebalimiz bu bizim.] - [Sen gu%nahs@z kul-
sun be Mirac$ usta. Senin gu%nah@ndan ne olur ki!
Sen o yatt@g~@n c$ardaklardaki kurtlar kus$lar kadar iyi,
dog~rusun, Mirac$ usta.] - [Ama ben insan@m. Insan
harama, yalana yatk@nd@r.] - [Sen mi harama yalana
yatk@ns@n!] Du%s$u%ndu% Mirac$, kes$ke o zamanlar Vedat
beye diyiverseydi. Bir k@s$ dag~l@k ko%ylerden han@m
ic$in b@rak@lan petek ballar@ndan bir parc$ay@ dayanama-
y@p yedig~ini. Kuru yufkaya dolam@s$t@. Ne tatt@ o ag~-
z@ndaki, harl@ harl@ @s@tm@s$t@ ic$ini. Peygamber efendi-
miz ne buyurmus$tu: Bu du%nyan@n mal@ tatl@ go%ru%nu%r
ki dini-bu%tu%n kullar@na gu%nah is$letin.]
Han@m masadan kalkt@. Nefti yu%n giyiminin ic$inde
zay@f dimdik durdu. As$ag~@daki son toplanma seslerini
dinledi bir su%re...
-Sana du%ru%mlu%k yufkalardan b@rakt@m. Yaz@n
ic$ine fesleg~en koyup o%yle mis gibi yediklerimizin tad@
bas$kayd@... Ag~a o%lu%nce fesleg~enleri de kuruttuk. Ne
c$ok fesleg~en vard@, bir bas$a bir bas$a. Gelecek y@l
da her s$eyi d@s$ar@dan almal@. Sen bana sor sorus$tur,
hilesiz salc$a turs$u yapanlar@. Sana bir teneke de kavur-
ma b@rak@yorum. Erik pestili de. Bilirsin Vedat bey
co$k severdi. Sen be bizim bir insan@m@zs@n.
Mirac$ c$ok s$as$t@, sevindi. Bir teneke kavurma nesi-
neydi onun, o%lu%su%nu% bile paklard@. S$o%yle tok karn@na
kahveye ilis$iverirdi. D@sarda bir kar bir kar. Her an
kasabaya inmeleri beklenen kurtlar@n korkusu. Bil-
mek gerekti, kim kurt, kim ko%pek. Yeniyetmelere tu%m
ayr@nt@lar@yle anlat@l@rd@ bu. Mirac$ bilirdi, art@k altm@s$
yas$@na varm@st@. Bu kus$ kurdun en kabaday@s@ ona
v@z gelirdi; karn@ tok, s@rt@ pek. Tevekkeli dememisler.
es$ik ol da, pas$a kap@s@nda es$ik ol...
-Benim namaz seccademi de sen al. Dualar@nda
Vedat'@m@ da eksik etme. Allah ona verdig~i derdi tez
elden als@n.
Han@m aray@ gec$ti. Olmal@ ag~@r tahta kap@y@ kapad@.
Nisan 1970
ISKELE PARKLAR@NDA
Ag~ustos sonlar@yd@, hava en koyu s@cag~@yle dalga
dalga titres$iyordu.
-C$ok s@cak, dedi kad@n. Ama Istanbul'un s@ca-
g~@na gu%venilmez, bir bakars@n k@s$lay@verir. Ne derler,
ag~ustosun on bes$i yazsa on bes$i k@s$.
Kad@n@n u%stu%nde koyu s$arap rengi bir etek ceket
vard@. Gec$mis$ y@llar@n modas@na uygun dikilmis$ti.
Giyiminin o zamanlar@n modas@na olan uygunlug~u,
kad@n@ gu%lu%nc$les$tiriyordu. Otuz yas$lar@ndayd@. Elin-
deki ku%c$u%k bir bavulu and@ran c$antas@n@n rengi, deri-
nin kirinden belirsizles$mis$ti. C$antan@n kapanma yerin-
de ku%c$u%k bir y@lan kafas@ vard@. Bu kafa, c$antan@n es-
kiden, kemik rengi beyaz oldug~unu ac$@kl@yordu. Nas@l
olmus$sa c$antan@n gerc$ek y@lan derisi oldug~una tan@k-
l@k eden o y@lan kafas@, yapma boncuk go%zleriyle,
ilk rengini yitirmemis$ti, belki biraz sar@ya do%nmu%s$tu%
ama...
-Bir de past@rma yaz@ olursa, taa kas@m sonuna
kadar... Istanbul bu, hic$ belli olmaz...
Iskelede aks$amu%stu% sat@c@lar@ belirmeye bas$lam@s$-
t@. Simitc$i, gu%nes$ten kurtulmak ic$in girdig~i akasya
ag~ac$lar@n@n dibinden, caml@ tezga*h@n@ s@rtlay@p vapu-
run yolcular@n@ kars$@lamaya haz@rland@. Su satan
adam, bardaklar@n@ c$abuk c$abuk ince pirinc$ muslug~un
suyuna tuttu. Bardaklar @slan@nca @s$@d@. Temiz bir go%-
ru%nu%s$ ald@. S$ekercinin c@v@l c@v@l renklerle boyal@ ucuz
s$ekerleri s@caktan gevs$emis$lerdi. Iki ayakkab@ boya-
c@s@, yan yana, boyama is$lemlerine tutkuyla devam edi-
yorlard@. Biri bir deniz erinin ayakkab@lar@n@ parlat@p
duruyordu. Yenmis$, eg~rilmis$ ayakkab@lar@ o denli
parlatm@s$t@ ki, derinin u%stu%ndeki eg~rilikler dalga dalga,
inis$li c$@k@s$l@ belirmis$ti. Deniz eri, yu%zu%nde unuttug~u
gu%lu%msemesiyle, sayg@l@ bekliyordu.
Bu ag~ustos cumartesisi de dig~er yaz cumartesile-
rindendi. Iskelenin kis$ileri hep ayn@yd@ as$ag@ yukar@.
Kad@n, [Hep ayn@ insanlar,] diye du%s$u%ndu%.
[Izinli askerler. Ihtiyar kad@nlar. Ku%c$u%k c$ocuklar. Ih-
tiyar erkekler. Erkeklerin ihtiyar@ kad@na benziyor
t@pk@. Kad@nlar gibi ku%c$u%k ad@mlar atarak yu%ru%yorlar,
alc$ak sesle konus$uyorlar. Durmadan bir s$eyler kemi-
riyorlar.]
Ihtiyarlar, tourunlar@n@n yemedig~i, oyuna dal@p
gidince [sonra yeriz] diye b@rakt@klar@ her s$eyi yi-
yorlard@. Arada takma dis$erini yerinden oynat@p yi-
yecek kal@nt@lar@n@ c$@kar@yorlard@. Belki iskeleye gelen-
ler her gu%n ayn@ deg~ildi. Ama, mutlu dalg@nl@klar@yle,
o%ylesine ayn@las$m@s$lard@ ki, onlar@ sadece hava kara-
r@nca do%ndu%kleri yerlerinde ay@rt edebilirlerdi. Da-
ralm@s$ omuzlar@ndan artan, kayan giyimleri, kal@nlas$-
m@s$ derileri, bebeklerine yavas$ yavas$ mavi lekeler
basm@s, go%zleriyle, uyumlu bir kalabal@kt@lar.
Kad@n, [Sab@rl@ oluyor ihtiyarlar,] diye du%s$u%ndu%.
[S$u sar@ sac$l@ veledin deminden beri c$ekis$tirdig~ine
bak, hic$bir s$ey yapm@yor. Gu%lu%msu%yor yaln@z. Vursa
tokad@ surat@na, go%ru%r kad@ncag~@z@n burnundan getir-
meyi. Gelmis$ s$uraya, kemikleri @s@ns@n, diye. Gu%cu%
kalmam@s$t@r ki, onunla didis$ecek. C$ocuklar ic$in her
seyimizi feda ediyoruz. Deg~se bari. Benimki usludur.
Biraz inatc$@ ama, o da c$ocuk.]
Yan@nda sessizce oturan ku%c$u%k k@za bakt@. Alt@
yedi yas$lar@nda c$ok zay@f bir k@zd@. Ayag~@nda lastik
c$izmeler vard@. Giysisi iyice k@sa ve soluktu. S@ska
bacaklar@n@ o%rtmu%yordu. Elleriyle dizlerini kapam@s$t@.
Sac$lar@ k@sa kesilmis$ti. Ensesindeki kemikler berlirgindi.
Kocaman, koyu renkli go%zlerini sucuya dikmis$ti. Su-
cunun yapt@klar@n@ izliyordu. Olanlara kars$@ ilgili ve
sevinc$liydi. Dudakalar@ aral@kt@. Bu ona aptal bir anlam
veriyordu. C$orcug~un lastik c$izmelerinden bir ter ko-
kusu yay@l@yordu. Ikisi de al@s$m@s$t@ bu ter kokusuna.
Bu koku evlerinden c$@k@p buralara gelirken yu%ru%-
yerek gec$tikleri caddeler boyunca vard@. C$ocuk ona
kendince bir isim takm@s$t@. [Otomobil kokus] di-
yordu. Otomobilleri c$ok severdi. Hic$ binmemis$-
lerdi anne k@z. Belki annesi eskiden ama, c$ocuk
bunu bilmiyordu. S@caklarda buraya yu%ru%yerek gel-
mek en bu%yu%k eg~lenceydi. [Haydi hava alal@m bu-
gu%n,] derdi kad@n. Hemen devinme bas$lard@. Bir arka
avluya bakan odalar@ndan c$@karlard@. Annesi oda
kap@s@n@ kilitlemeden aynaya bakard@. Bu aynay@, ye-
mek yedikleri masaya dayam@s$lard@. Oday@ kiralayan
Ermeni kad@n, [Hic$ bir yana c$vi c$akmayasiniz ha!...]
demis$ti. Oda kap@s@n@ kilitleyip uzun demir anahtar@
annesi y@lan derisi c$antas@na yerles$tirince, merdiven-
leri inerlerdi. Gu%n ortas@nda bile ayd@nl@k olmazd@
merdivenler. Ama onlar al@s$m@s$lard@. Bildik basamak-
lar@ inip sokak kap@s@n@ ac$rlard@. Ayd@nl@k, gu%ru%ltu%,
insanlar, al@verirdi onlar@. Kad@n, yu%ru%meye haz@r,
so%yle her yan@ go%zden gec$irirdi. C$ocuk, annesinin
eline elini verip lastik c$izmelerinin tabanindaki rutu-
bette kayan ad@mlar@n@, sevinc$le atard@. Kad@n ic$in
de, c$ocuk ic$in de, yas$ama bas$lard@. Yu%ru%rken arada
c$ocuk kad@na bakard@. Onu c$ok beg~enirdi. Kad@n
al@s$@k bak@s$larla du%kka*nlar@, arac$lar@, insanlar@ izlerdi.
[Bak anne,[ derdi, [go%rdu%n mu% subay@, minicik
bir k@l@c@ vard@.] Ama c$og~unlukla, c$ocug~un
go%rmesi ic$in uyard@g~@ s$eyleri go%rmemis$ olurdu.
-Yu%ru% haydi!... Yu%ru%. Gec$ kalacag~@z.
Nereye, nic$in gec$ kalacaklar@n@ bulup c$@kara-
mam@s$t@. Onlar@ kimse beklemezdi. Gidip otururlard@
iskeledeki yerlerine. Belki orada yeteri kadar otur-
malar@ gerekliydi. Annesi gec$ kalmamalar@n@ isti-
yordu. K@s$ sonundan bu yana [hava almak, gezmek]
iskeleye inmekti...
Vapur yanas$m@s$t@. Arka bo%lu%mu%nden ko%pu%kler
f@rdolay@ yay@l@p duruyordu denize.
-Bu ko%pu%kler nereden c$@k@yor anne?
Kad@n, c$ocug$a bak@s$lar@n@ c$virdi, go%zlerinin
c$evresinde ilk c$izgiler yer etmis$ti.
-Gemiciler c$amas$@r y@kay@p suyunu do%ku%yorlar...
C$ocuk s$as$t@. Her gelen vapurun ard@ndaki, bu
apak bitmez ko%pu%klerin gemicilerini dus$u%ndu%. Ne
kadar c$ok c$amas$@rlar@ olmal@yd@ onlar@n. Sevindi
ko%pu%klere.
Simitc$i, dag~@lan yolculardan umudunu kesince,
park@n kalabal@g~@na yo%neldi. Yanlar@nda oturan yas$l@
kad@n, [Og~lum,] dedi, [gevrek mi bari?]
Simitc$i, en beg~endig~i simidi o%zenle parmak uc$-
lar@nda tutarak kad@na verdi. Yas$l@ kad@n, kara c$anta-
s@n@n dibinden bir bozuk para y@g~@n@ avuc$lad@, aras@n-
dan gerekeni sec$ti. Bu%tu%n bunlar kad@n@ c$ok yormus$tu.
Derin bir soluk ald@. O%tede, kum havuzunda, kovas@n@
durmadan doldurup bos$altan torununa seslendi.
-Sitare!... C$ocug~um, gel bak, simit ald@m sana.
Seversin...
C$ocuk, ninesine s$o%yle bir bakt@, gene is$ine ko-
yuldu. Yas$l@ kad@n do%nu%p,
-Ne yapars@n@z, dedi. Torun c$ok seviliyor.
So%ylerlerdi de inanmazd@m.
-Yaa, hakl@s@n@z, dedi kad@n.
Bu yan@tlama, yas$l@ kad@n@ sevindirdi. Kad@n@n
c$antas@na ilgiyle bakarak:
-Bir cumartesileri var onlar@n da. Yani k@z@mla
damad@m@n. Damad@m bankada c$al@s$@r. Yani banka-
c@. U%c$ y@l oldu k@z@mla evleneli. Ku%c$u%k evlendirdik.
Eh, bu zamanda kocan@n iyisi az. Ben de onlarla
oturuyorum. Cumartesileri, y@kan@p paklan@p s$o%yle
hava almaya c$@ks@nlar diye, Sitare'yi al@p gezdiriyo-
rum. Bu da babas@na bir du%s$ku%n ki, go%rseniz. Bas$ta
erkek istiyordu Hayri. Hayri damad@md@r. Derler ya,
k@z c$ocuk dog~unca, beni kirk gu%n atmas@nlar, son-
ras@n@ ben bilirim, dermis$. S$imdi babas@ bunu koya-
cak dallar bulam@yor. Bir cumartesileri var onlar@n da.
Yani genc$ ikisi de, gezsinler, yu%ru%su%nler.
Kad@n, y@lan derisi c$antas@n@ s@k@ca kucag~ina
bast@r@p, bas$@n@ denize c$evirdi.
[Bir cumartesileri var ha?] diye du%s$u%ndu%. [Be-
nim her gu%nu%m var. Y@kans@nlar, u%c$ y@ll@k evliler.
Ama o%nce y@kan@lmaz. Evde ya$sl@ kad@n@n dolasmalar@,
ku%c$u%k k@z@n v@z@ldanmalar@ kesilmis$ken, utanc$ duyma-
dan yatak odalar@n@ ac$abilirler. U%c$ senede iyice o%g~-
renilmis$ tutmalar, sar@lmalar. S@cak basar insana. Yaz-
lar@ daha da artar s@cak. Y@kanmak ic$in sobas@ yak@l-
m@s$t@r hamam@n. Hic$ iz kalmaz m@ b@raz o%ncesinden.
Etler yumus$am@s$t@r ne de olsa. Sonra toparlan@r. Bol
sabunla ovulmaktan k@zarm@s$ derinin yanmas@. Bir y@l
var y@kanmad@m. Bu s$imdiki evde. Ev mi oras@? Tek
oda. Boynumun kirli go%ru%nmesinden korkuyorum.
Silinmekle yetiniyorum. Sac$lar@m@ eg~ip leg~ene s$o%yle-
ce y@k@yorum. Hem bulas$@k sabunuyla. Ko%tu% kokuyor.
Kal@n, ag~@r bir kokusu var. Arap sabunu belki de c$ok
daha iyi olur. Denemeli. C$ocug~u hic$ y@kayamad@m.
Ne kadar zay@f! S@ska denir bo%ylesine.]
Kad@n do%ndu%. Yan@nda gene ilgiyle sucunun
gidip gelmelerini izleyen c$ocug~a bakt@. Yanak kemik-
lerindeki ince parlakl@k, onu oldug~undan daha ku%c$u%k
ve zay@f go%steriyordu. Iskele yo%nu%ndeki kalabal@k
artm@s$t@. Gezmek ic$in bu yana gec$mis$ olanlar, do%nu%-
s$u%n kargas$al@g~@ ic$indeydiler. Kad@nlar o%zenli, ac$@k
yazl@k giyimleriyle, kalabal@g~@ renklendiriyorlard@. Bilet
gis$esinin orda, kolunun biri dal parc$alar@ gibi k@vr@l@p
bu%ku%lmu%s$, g%zu%nu%n aklar@ k@rm@z@ dilenci, tu%m gayretine
kars$@n, kimsenin ilgisini c$ekmiyordu. Arada, sandvic$
satan bu%fenin oraya dek gidip ac@nd@rma gayretini yine-
liyordu. Oysa adam@n durumu olag~and@. Dilenmesi ic$in
ic$ler ac@s@ sakatl@klar@ olmal@ dilencilerin diye du%s$u%nu%-
yordu ordakiler. Gu%nes$ denizin u%stu%ne iniyordu. C$ev-
reye yay@lan k@z@ll@k her s$eyi gu%zelles$tiriyordu. Denizde
kay@p giden vapurlar, arkalar@nda dalgalanan bayrak-
lar@yle, yaz@n son s@caklar@n@ nes$eyle dolduruyordu.
C$ocuk, sucuya duydug~u ilgisi hic$ yitmeden an-
nesine sordu:
-Bu sucunun c$ok paras@ vard@r deg~il mi, anne?
-Nerden c$@kard@n bunu? Paras@ olsa suculuk
yapmaz....
-Nic$in, suculuk yapmak yoksulluk mudur?
Hem onun su koydug~u s$ey, o%yle sar@, o%yle parlak ki...
Kad@n c$ocug~una kars$@ bir o%fke duydu birden.
Onun bu kadar s$ey dururken, her gelis$lerinde sucuya
go%sterdig~i bu as$@r@ tutum onca c$ok aptalcayd@.
[Bu olmasa,] diye du%s$u%ndu%, [ag~aca c$@ksam
pabucum yerde kalmazd@. Bir bog~az@n derdi ne olur
ki? Art@k otuz yas$@nday@m. Yas$land@m say@l@r. Hem yedi
yas$@nda c$ocuklu bir kad@nla kim evlenmek ister yeni-
den? Zay@f@m da. Tahta gibi go%g~u%slerim var. Belki biraz
yiyip ic$sem, adaam nerde koca. Zaten evlenmek iste-
miyorum asl@nda. Ama para yok, pul yok. Baz@ s$eytan
diyor, at kendini denize, bitsin s$u is. Bak adama sen,
o%l git. Yap@lacak is$ mi bu? Hic$ bizi du%s$u%nmedi. Bil-
miyor mu? Kimimiz kimsemiz yok. C$al@s$t@g~@ yerden
tutus$turdular iki ayl@g~@n@ elime, satt@m gelinlik tak@m-
lar@m@. Bir dolap, bir karyola. Elimde kald@ u%c$ bes$ kurus$
daha. Gelinlik tak@mlar@m@ al@rken Mahmutpas$a'dan
ne demis$ti adam, 'Ablac@g~@m bunlar eg~rilmez, bu%ku%l-
mez tak@mlar. Buran@n suyuna rutubetine bana m@-
s@n dememis$. Bakma sen kapaklar@n c$at@rdamas@na.'
Kocamla gu%lmu%s$tu%k. Evin en pahal@ es$yalar@ hep on-
lar oldu. Kocam@ sevdim de kac$t@m. Ne demis$lerdi
bana? Etme k@z@m, bak yazl@k sineman@n bu%fesini
is$leten S$adi ag~abey sana go%ru%cu% go%nderecek. Kalk-
ma kendi bas$@na is$lere. Kalkt@m kendi bas$@ma is$lere.
Kac$t@m. Evlendim. Kocam@ unuttum gibi. Du%s$u%ndu%k-
c$e pek bir s$ey c$@karam@yorum. Ic$imi bir kuruluk ald@.
Geceleri yatag~@ma giren madam@n sanki yu%zu% yoktu.
Vard@ can@m olmas@na. Ic$im kurudu, u%zu%ldu%m u%zu%l-
du%m, bitti. Hep o Ermeni adam@n oda kiras@n@, hep
yiyecek paras@n@ du%s$u%nu%yorum. Ama bazen de her s$e-
ye bos$ veriyorum. 'At kendini denize' diyorum. Olsun
bitsin. Adama bak. Git sen kapt@r makinalara ken-
dini. O%lu%su%nu% bile patronlar@ kald@rd@. Aaa, dog~rusu
Tanr@ raz@ olsun iyi adamlar. Yan@nda c$al@s$an arkadas$@
gelip, 'Bas$@n sag~ olsun abla,' demis$ti. 'Kolunu kap-
t@rd@ enis$te makineye. Aman ha!... demeden etraf-
tan, giriverdi makinenin ic$ine. Bir insanda da ne c$ok
kan olurmus$. U%zme kendini, u%zme. Her s$ey o%yle
c$abuk oldu bitti ki, ac@ duymad@. Al, bu da u%stu%nden
c$@kanlar. Askerlikte c$ektirttig~i Yozgatl@ onbas$@s@yle
olan resmi, plastikten para cu%zdan@, bir ka*g~@t bes$ lira,
bozuk yetmis$ bes$ kurus$, bir de yap@s$ yap@s$ mendil.
Bu c$ocuk olmasa; du%nyan@n fark@nda deg~il; eg~leni-
yor. Yoksulluk onca yok. Su satan adam@ zengin
sand@ktan sonra. Ama bizden iyidir sucunun durumu.
Gece olsun hic$ istemiyorum. Bununla nereye s@g~@n@-
r@m. U%stu%m bas$@m da yok. On y@l o%ncesinin nika*hl@k
elbisesi kald@ kala kala. Bir de bu c$anta. Nika*hl@k
al@s$veris$e c$@kt@g~@m@zda, c$antac@ nas@l da satt@ bize.
'Iyi mald@r al@n,' demis$ti. 'Bir zamanlar bunu ancak
bu%yu%k madamlar kullanabilirdi. Size bedavaya b@ra-
k@yorum, du%g~u%n hediyesi.' C$ok severim bu c$antay@.
Kim go%rse diker go%zu%nu% bakar. Etek ceketimin ku-
mas$@ da yer yer ac$@l@yor. O zamanlar, ipek muare
diye o%lu%rdu%k. Bu y@l herkes, bu%yu%k c$ic$ekli ipekliler
giyiyor. Gece olsun hic$ istemiyorum. Uyku yok, du-
rak yok. Bunun da okul zaman@ geliyor. Neler de ge-
rek yazd@rmak ic$in okula.]
Torunu Sitare'ye simit alan yas$l@ kad@n, onu
uzun su%re c$ag~@rd@ktan sonra yorulmus$ olacak ki, vaz-
gec$ti. Do%nu%p c$evresinde olup biteni su%zmeye koyul-
du. Go%zleri genc$ kad@na ilis$ince bir iki konus$ma dav-
ran@s$@nda bulundu.
-Han@m k@z@m, sizin ku%c$u%k, simit yemez mi
acaba?
-Yok, dedi genc$ kad@n. O kadar is$tahs@z ki...
Zaten evden gelirken doyurdum karn@n@.
-Ben yemesem diyorum, bu simit de elimde kald@:
Yas$l@ kad@n, c$ocug~a, kad@na iyice bakt@ktan sonra,
giyimlerindeki yoksullug~u ve uygunsuzlug~u go%rdu%.
Simit k@r@nt@lar@n@ silker gibi yap@p bir o%tedeki bos$ yere
gec$ti oturdu. Onlar@n yo%nu%ne go%z att@. Kalkmakta ne
denli hakl@ oldug~unu kestirince oturdug~u yerde gev-
s$edi. Simidi ufak ufak kopar@p yemeye bas$lad@. C$o-
cuk gittikc$e kararan aks$am u%stu%nde ayn@ k@p@rt@s@zl@g~@
su%rdu%ru%yordu. C$evreye akasyalardan do%ku%len kuru
yapraklar dolmus$tu. Yeni sulanm@s$ aslanag~@zlar@n@n
renkleri, gu%nes$in do%nen renklerine kar@s$@yordu.
Genc$ kad@n bir iki k@p@rdad@. Geldiklerinden bu
yana ilk kez c$ocuk annesine bakt@. Ama kad@n yeniden
eski durumunu ald@.
-Biraz daha otururuz, bekleyenimiz yok ya,
dedi. Hem hava c$ok gu%zel. Bu y@l bir de past@rma
yaz@ olursa, taa kas@ma kadar.
-Past@rma yaz@ ne demek anne?
-Is$te so%z gelimi. Past@rma yaz@ demek, k@s$ az
olacak, yaz c$ok olacak, demektir.
[Hic$ bu%yu%mu%yor bu c$ocuk. Bu%yu%mesi durdu
bunun. Evin arkas@ndaki okula yazd@rmal@. Bir o%nlu%k
gerek. Gitmeli ablamlara, belki Mahinur`dan falan
kalma bir o%nlu%k vard@r. Onun k@zlar@ bu%yu%du%. Kocam@n
o%lu%mu%nde gitmis$tim, ne densizlik. Ama o o%ldu%g~u%
gu%n bana her yan o%d ag~ac@ kokuyordu. Bir tav@rla
kars$@lad@lard@. Kal@c@ m@ sand@lard@ ne? Aks$am yemeg~i
haz@rl@g~@nday@lar. Mutfaktan gec$erken bir tabak
zeytinyag~l@ lahana dolmas@ go%rmu%s$tu%m teldolapta.
Incecik, zar gibi, ak lahana yapraklar@na sar@lm@s$.
Yemek haz@rl@g~@n@ durdurdular ben gidince. Kalkt@m.
Yeminler antlar verdilerdi. Yemeg~e kal diye. Kalmad@m.
Sanki art@k, abla, kardes$ deg~ildik. Bu%feci S$adi ag~abey-
le evlen dedi ya, ben de evlenmedim. Tamam, onlar
hakl@ oldular. Kocas@ tirenlerde biletc$i. Iki k@z@ da
evlere dikis$e gidiyor. Ama is$te kalmad@md@. Giderden,
kap@ aral@g~@ndan on lira s@k@s$t@rd@ elime ablam. `Vah
benim canim kardes$im,` dedi. Kes$ke almasayd@m
paray@. O parayla, u%zu%ntu%su%nu%, ablal@g~@n@ savd@. Yok
gidemem onlara. Ama is$ bulup c$al@s$mak ic$in bunu
okula yazd@rmal@. Nas@l? Bu%yu%mesi durdu bu c$ocu-
g~un. Art@k u%zu%lmu%yorum bir s$eylere. Kocam@ sevdig~i-
mi bile unuttum. Peki, ben nas@l is$ bulurum? Ne is$
vard@r ki bu s$ehirde? Kocam daha on ay oldu o%leli.]
-Hadi, dedi k@z@na. C$ok karanl@g~a kalmayal@m.
El ele tutus$tular. C$ic$ek o%beklerinin k@y@lar@nda,
gu%z c$imenleri go%veriyordu. Yu%ru%meye bas$lad@lar.
Kad@n@n genc$ ve du%zgu%n s@rt@ndaki giyiminin rengi
go%lgelerden karaya do%nmu%s$tu%. C$ocuk lastik c$izmele-
rinin ic$ine c$o%ken aks$am serinlig~ini duyarak ad@mlar@n@
at@yordu. Ihtiyarlar yavas$ yavas$ evlere do%nu%s$u%n haz@r-
l@g~@na bas$lam@s$lard@. Gece uykular@ azalm@s$t@ art@k,
karanl@k sokaklarda yu%ru%me c$evikliklerini yitirmis$-
lerdi. Daha gec$ kalamazlard@. Sucu, aks$am serinlig~in-
de, is$lerin kesatlas$t@g~@n@ bildig~inden o c$oktan gitmis$ti.
Hava, ne de olsa serinliyordu gu%n batarken.
Genc$ kad@n@n dedig~i gibi, ag~ustosun on bes$i yazsa
on bes$i de k@s$t@.
Haziran 1970
EDIRNE'NIN KO%PRU%LERI
Bu%yu%k amcam@n kar@s@ Naciye yengem az konu-
s$an, hep gu%lu%mseyen -iki yanag~@nda k@rm@z iki yu-
varlag~@yle- orta boylu bir kad@nd@. Tu%m yas$am@ bo-
yunca boya, su%s nedir bilmemis$ti. Onlar@n geldikleri
yerde san@r@m bo%yle s$eylere du%zgu%n deniyordu. O%yle-
sine yumus$ak davran@s$lar@ vard@ ki, bu u%c, kat@ da ay-
r@ ayr@ kirada olan evde, bir onun sesi duyulmazd@. Bi-
rinci katta -buna kat demek uygun muydu bilmem-
sokak kap@s@ndan girince, bir oda ve bir hela* vard@.
Odan@n bitimindeki yere go%mu%lu% kocaman ku%pu%n u%s-
tu%nu% tahtayla kapam@s$lard@. Bu ku%ple beni, Sabahat'@
korkuturdu ninem. Gu%ya ordan geceleri C$ars$amba
Cinleri c$@k@yordu ve bizi al@p go%tu%ru%rlerdi gu%ru%ltu% eder-
sek. C$ars$amba Cinlerinin hep [C$ars$ambad@r c$ar-
s$amba] diye gece gezdiklerini, c$ocuklar@ hemen ku%pe
soktuklar@n@ biliyorduk. Bu odada, iskelenin k@y@s@n-
daki mavnalarda c$al@s$an, hic$ go%rmedig~imiz bir adamla
kar@s@ Zehra teyze ve k@z@ oturuyordu. K@z@n@ bir kez
go%rebilmis$tik topu topu. Cibali'de tu%tu%n fabrikas@nda
is$c$iydi. Kocaman bal rengi go%zlerinin anlam@ bizi c$ok
etkilemis$ti. Elleri pu%tu%r pu%tu%rdu%. Her gu%nku% yerimizde
otururken yanag~@m@z@ oks$am@s$t@. O%ylesine hos$ bir ko-
kusu vard@ ki ellerinin. Zehra teyzenin kocas@, eskiden
macun yap@p satarm@s$. S$imdi biraz okumas@ yazmas@
oldug~undan, gidip dikiliyormus$ sabahtan aks$ama
dek, mavnaya tas$@nan kum ku%felerini yaz@yormus$.
Zehra teyze tek penceresinin o%nu%nde oturup ka*-
g~@tlara du%g~me dikerdi. Bu minik erkek mintan@ du%g-
melerinden iki du%zinesine yirmi bes$ kurus$ al@yordu.
Sessizce odas@na girip oturdug~umuzda, ben ve Sa-
bahat, bize s$o%yle bakar, gene is$ini su%rdu%ru%rdu%. Oda-
s@nda parc$alardan o%ru%lmu%s$ bir yayg@ seriliydi yere.
Toplad@g~@ yataklar@, ko%s$eye du%zgu%n ku%melerdi. Ya-
taklar@n u%stu%ne ak bir c$ars$af o%rterdi. Bu c$ars$af oday@
ayd@nlat@rd@ akl@g~@yle. Ac$@k mavi go%zleri vard@. K@ral-
m@s$ sac$lar@n@, bir sar@ yemeniyle arkas@na toplard@.
Boyu k@sa m@yd@, uzun muydu, bilmiyorduk. C$u%nku%
hic$ kalkmazd@ yerinden. [Zehra teyze biz de du%g~me
dizmeye geldik. Bize de dizdirsene.] - [Dizin dizin
ama, hem s@k@ dikin hem s@ra s@ra olsun.] - [Peki Zehra
teyze.] - [Yengeniz nas@l?] - [Yengemiz iyi.] Yengem
Sabahat'@n annesiydi ama, ben gu%n boyu sokag~a
c@k@p d@s$ardan, [Yenge! Yenge!] diye bag~@rd@g~@mdan,
Sabahat annesine, [Yenge] der olmus$tu. Sabahat
benden iki yas$ ku%c$u%ktu%. [Yengemiz iyi, c$amas$@r y@k@-
yor.] - [Tam c$amas$@r havas@ bu%gu%n.]
Bu hep yinelenen konus$madan sonra du%g~melere
dalard@k. Tu%mu% cam du%g~melerdi. Ku%c$u%k do%rt delikliy-
diler. Tek penceresinden @s$@k alan odada, dikdo%rt-
gen kesilmis$ kartonlara du%g~me dikmek, az hu%ner is-
teyen bir is$ deg~ildi. Hic$ ses olmazd@ aram@zda. D@s$ar-
dan gec$en atl@ sebzecinin, [Ays$ekad@n fasulye, hani
ya dolmal@k biber!] diye bag~@rmas@n@ is$itince, kalkar-
d@k. Zehra teyze bize bakar, yerinden k@p@rdar gibi
olurdu. [Benimle bir iki lokma bir s$ey yeseydiniz,]
derdi. [Du%nyada ac$ mezar@ yokmus$ derler.]
C$@kard@k Zehra teyzenin odas@ndan. Onunla
yemek yemeyi isterdik ama yengem b@rakmazd@ bizi.
[Abe c$ocukcag~@zlar@m, vard@r elbet kad@n@n bir derdi ve
du%s$u%ncesi. Gitmeyin hep orac@g~a. K@z@ derler olmus$
tango. Bir bilmezmis$ babas@. Zehra han@m kad@nc@k...
K@z@n@n da almayal@m bir gu%nah@n@. 'Genc$tir, cahil-
dir,' demek kolay her bir kis$iye oldu tango. Biz de
olmayal@m herkes gibi cahil. Ister kim bilir bir herhangi
bir s$ey. Bilmez ki, bir yalan du%nya...]
Gu%nlerce go%rmedig~imiz olurdu Zehra teyzeyi.
Pazar kuruldug~unda -haftada iki gu%n sal@ ve cuma
gu%nleri- ninem bizi al@r, has@r zembili de birimizin eline
tutus$tururdu. As$ag~@ kap@da durup, [Var m@ koms$um
alay@m istedig~in bir herhangi s$ey,] derdi. Biz de,
[Var m@ koms$um alay@m istedig~in bir herhangi s$ey,]
derdik. Ninem o%fkeli bakard@ bize. [Siz oldunuz bir
sokak c$ocug~u. Hem de gevs$ek ag~@zl@ c$ocuk. C$ocuk
dedig~in tarlalar@n ve bahc$elerin yak@s$@g~@. Ah olmal@y-
d@m ki, genc$lig~imde, durmamal@yd@m burda. Bura-
larda kar bile kirlenir karar@r, bilmez misiniz?]
Zehra teyze seslenirdi ic$erden. Sesi kendini hic$
ac$@klamazd@. [Teyzecig~im varol. Bulursan patates
al@ver bana bir kilo.] - [Olur be k@z@m. Ne ki bir kilo
patates. Yok mu bas$ka bir istedig~in?] - [Hadi be ni-
ne,] derdik. [Istemiyor is$te, sorup durma.] Ninem
bize gene uzun uzun bakard@. Seksen yas$@ndayd@.
Iyice kamburlas$m@s$t@. Yan dis$lerinden bas$ka dis$i
yoktu galiba ag~z@nda. Ag~z@, pembe, s@k@ s@k@ kapal@y-
d@. Kara c$ars$af@n@n c$evreledig~i ince kemikli yu%zu%nde
yas$@na yak@s$mayan kalk@k bir burnu vard@. Burnu yu%-
zu%nden, ninem istedig~ince o%fkeli go%ru%nmezdi bize.
-Abe oldunuz siz de bir tango. Elin f@karas@, hep
is$ler o cam parc$ac@klar@n@. Belli ki, go%rmemis$ haya-
t@nda bir ag~ac$, bir dag~, hem de bir cos$kun su. Ne var
tas$@sak kad@ncag~@za iki s$ey...
Sokag~a atlama tas$@ gibi uydurma bir es$ikten iner-
dik. Ev o kadar uzun su%re bak@lmam@s$t@ ki, yap@n@n
asl@ olan her parc$a, giderek yerini birc$ok eklere b@rak-
m@s$t@. Bunlar evin d@s$@na c$ak@lm@s$ gaz tenekeleri,
sokak kap@s@n@n aral@klar@na tutturulmus$ tahta parc$a-
lar@yd@. Pencerelerin d@s$@nda bulunan kafeslerin orta-
lar@ yenmis$, do%ku%lmu%s$tu%. K@r@k camlar, kal@n unlu
ka*g~@tlarla kapat@lm@s$t@. Sokak kap@s@n@n u%stu%ndeki
ayd@nl@k ic$in yap@lm@s$ camlardan yaln@z koyu mavi
renkte olan@ kalm@s$t@. Gu%nu%n c$ok k@sa bir an@nda
giren gu%nes$te, o maviden uzun, s$as$@rt@c@ bir @s$@k
du%s$erdi tas$l@g~a. Sabahat'la, o rengin ic$ine otururduk.
Hic$ bakmazd@k birbirimize. U%zu%ntu% mu%, sevinc$ mi bile-
medig~imiz ayk@r@ duygular ic$imizi ar@t@rd@. O cam, evin
genc$lig~inden, yas$ant@s@ndan kalan tek s$eydi.
Pazardaki al@s$veris$lerimiz, ninemin az bildig~i
Tu%rkc$eye, hic$ bir s$eyi beg~enmemesi de kat@l@nca eg~-
lence olurdu bize. Mevsimine go%re eline ald@g~@ sebze-
leri s$o%ylece tartard@. [Buna siz p@rasa m@ dersiniz
benim k@zlar@m. Asmakabag~@ gibi eg~rilmis$. Yetis$tig~i
bostan belli ki gu%nes$ almam@s$ toprag~@ kat@lm@s$.]
Dizi dizi p@rasalar@ ac$@p kendince en uygunlar@n@
sec$erdi. Pazar@n o bayram@ an@msatan gu%ru%ltu%su%, ka-
labal@g~@ bizim yerimizde durmam@z@ zorlas$t@r@rd@. Sa-
bahat incecik boynunda as@l@ muskas@n@ s@k s@k yoklar-
d@. Dis$ardan go%ru%nsu%n hic$ istemezdi. Durup durup
gu%lu%s$rdu%k. Ninem bu kez havuc$lar@ kar@s$t@rmaya bas$-
lard@.
-Herpten susuz buncag~@zlar. Bunlar@ kesmeye
kasap sat@r@ ister.
Sat@c@, nineme gu%lerek bakard@.
-Be anac@g~@m. Sen de gelirsin pazar@n bitimine.
Sabahtan gelsen iyisini al@rs@n. Hem ucuz istersin hem
de iyi.
Ninem gereksiz bir acele ic$inde,
-Nic$in ucuz ko%tu% olacak? derdi. Benim gu%l
kokulu memleketimde herbir s$ey hem ucuz hem iyiy-
di. Biz zaten yapard@k kendimiz bostanc@l@k. Yetis$tirir-
dik her s$eyi elceg~izlerimizle.
[Gelmeyeydin, anac@g~@m, buralara,] derdi adam
arkam@zdan. Ninem c$abuk c$abuk yerles$tirirdi ald@k-
lar@n@ zembile. P@rasa demetini de benim kollar@ma
s@k@s$t@r@rd@.
-Etmeyin gevezelik. Yu%ru%yu%n dog~ru hem de
yolunuza...
Parzara aks$am gelen al@c@lar, bizim oran@n insan-
lar@ olurdu Cog~unluk. Tu%mu% dag~@n@k sebze, meyve
sergilerinin o%nu%ne diz c$o%kerdi. Kalanlar@n aras@nda,
en az c$u%ru%k, en az po%rsu%mu%s, olanlar@n@ aras$t@r@rlard@.
Pazarc@lar bag~@rarak, [Haydi topluyoruz, aks$am paza-
r@ bu. Do%rdu% yirmi bes$e limonlar, su ku%pu% bunlar su...]
diye mallar@n@ o%verlerdi. Biz do%ner bolas$@r bibercinin
o%nu%ne giderdik. Biberci bizim pazarda en beg~endig~i-
miz sat@c@yd@. Ku%c$u%k tahta tablas@n@ es$it karelere ay@r-
m@s$t@. Ic$erinde k@rm@z@ biber, karabiber, tarc$@n, c$o%re-
otu, karanfil, kekik, daha bilmedig~imiz c$es$itli s$eyler
bulunurdu. Terazisi p@r@l p@r@ld@. Ku%c$u%k kese ka*-
g~@tlar@ndan birini, mu%s$teriyi go%ru%nce c$ekerdi. O bizce
pazar@n en deg~erli s$eylerini satard@. Terazisine, akl@
almaz ku%c$u%klu%kteki ag~@rl@k o%c$u%lerini koyup, k@ymet-
li s$eylerini o%zenle tartard@. Ninem onun biberlerini de
beg~enmezdi.
- A be og~lum! hic$ ac@ vermez bu biberler. Nas@l
yapars@n sen bunlar@. Alamaz yerini S$@pka biberinin
bunlar.
-Bunlar@ yapmam ben teyzecig~im, derdi sat@c@.
Bunlar C$in'den Mac$in'den gelir.
[C$in'den Mac$in'den gelir,] so%zu%, bizim solug~u-
muzu keserdi. Uzakl@k kavram@m@z@n, mahalleden o%te-
ye gec$is$i bu so%zle bas$lam@s$t@. Ellerimiz, kollar@m@z dolu,
evin yolunu tutard@k. Karanl@k c$o%kmeye bas$lay@nca
bir y@g~@n karga bag~r@s$arak yat@r@n oraya uc$ard@. Ko%se-
de, c$es$mede s@ra bekleyenlerin renkleri sec$ilmezdi.
C$es$me yalag~@ndan tas$an sular, yolu @slat@rd@. Yaz k@s$
oras@ hep @slak olurdu. Ninem yak@n@rd@ her zamanki
gibi:
-Abe k@zanlar@m, topraks@z yerde yas$anmaz.
Her yer burda ev. Gu%nes$i go%rdu%g~u%mu%z yok. Derler ki,
gelmeyeydin. Kim gelmek istedi, ben mi? Ah k@s$@n bile
duvarlar@ s@cak olan evim. C$apaya c$@kt@g~@m@zda tarla
kus$lar@ o%temezdi daha. K@s$@n kar@n alt@nda toprak din-
lenir suyunu al@rd@. Toprag~@ kazard@k, yar@l@r gev-
s$erdi. Bollug~u bereketi ancak toprak anlat@r. Genc$li-
g~imde olsayd@, c$@k@p giderdim buralardan. Yas$l@l@k
zor dert. C$@kmam@s$ kimse gurbetteki topraklar@m@za
sahip. Almaz akl@m, bu erkeklerin c$abas@ niydir?
Al@p bas$lar@n@ du%s$erler gurbetlere, viranlara. B@rak@rlar
ata topraklar@n@. Doksan u%c$ savas$@nda gitmis$ onca
kan onca kol bacak. Yig~itler elma ag~ac$lar@ndan yap-
m@s$lar kendilerine bostan. Olmaz, anlamazlar hic$bir
s$ey. Alamaz kimse topraklar@m@z@ derim. Ne var bu
viranlarda! K@tl@k neymis$ go%rdu%ler is$te, daha da neler
go%receg~iz durun durun...
Ninemin bu yak@nmalar@ bildikti. Duymazd@k
bile onu. O kadar yas$l@yd@ ki, iki yu%z yas$@na varsa
bundan daha c$ok ihtiyarlayamazd@.
Evde bir is$ yapmadan duramazd@. Ya bizi o%nu%ne
kat@p pazara go%tu%ru%r, ya da, [Mari Naciye!...] diye
seslenirdi yengeme. [Yok mu herhangi bir yerde
s$is$lerim? Kalm@s$t@r yar@m Hasan'@n c$oraplar@.]
Naciye yengem on bes$ y@ll@k kaynanas@na, ilk
gu%nku% sayg@ ve sevgiyle bakar c$ekinirdi. Y@llarca
o%nce onu gelin sec$meye geldig~i gu%nu% hic$ unutmazd@.
Bir haz@rlam@s$lard@ ki, evi avluyu. Nas@l da s@k@ s@k@
su%pu%rtmu%s$tu% annesi. Evin giris$indeki s@ra s@ra sar-
dunyalar@, tek soluk yaprag~@ kalmamacas@na ay@kla
m@s$lard@. Bahc$e kap@s@n@ ac$@p da, avluya kim girse,
evin, bahc$enin tozunu sanki bir cam parlat@r gibi
al@nm@s$ san@rd@. Annesi,
-Naciye, demis$ti. Oldun bir gelinlik k@z. Hem
gu%zel hem iyi. Bilirsin Hala Adile gelecek, bilirsin
Hala Adile temizdir, sert bilinir. Bakma insan-
lar@m@z@n sert demesine. O sertlik deg~il, ac$@k go%nu%l-
lu%lu%ktu%r. Isterim beg~ensin seni ve als@n Hasan'a.
Onun og~ullar@ kuvvetli ve merhametldirler... Ona
ac$@kt@r her ev, o her eve kendi avlusuna girer gibi
girer. Bunu da hak etmis$tir...
Hala Adile o zamanlar elli bes$ yas$@nda, uzun
boylu, bu%yu%k ad@mlar atarak yu%ru%yen bir kad@nd@.
Bas$@na o%rttu%g~u% o%rtu%nu%n, evde ve d@s$arda, tek buru-
s$ug~u$, tek lekesi olmazd@. S$o%yle, c$enesinin alt@nda
c$evirip, yanag~@n@n kenar@na ucunu sokard@. Sihirli
bir o%rtu%ydu% sanki bu. Her kez k@vr@lma yeri, s@rt@na
do%ku%len yanlar@, es$ uzunluktayd@. Hep ak o%rtu%ler
tak@nd@g~@ndan, deg~is$tig~i de sec$ilemezdi. Bir s$eyin
du%zgu%nlu%g~u%nden, temizlig~inden mi so%z edilecek,
Hala Adile'nin bas$o%rtu%su% gibi, denirdi. Og~ullar@n@n
tu%mu% onu sayarlard@. Onlar@n uygun bulmad@g~@
davran@s$lar@n@ go%ru%nce: [Olmus$sunuz siz de bir
adam sanki,] derdi. [Olunsayd@ uzamakla adaml@k,
olurdu en bu%yu%k adamlar C$ukurdere'nin kavaklar@.]
Hic$ ses c$@kmazd@ odada. Kocas@ k@rk yas$@ndayken
o%lmu%stu%. Kocas@n@ c$ok sevdig~i, c$ok k@skand@g~@
so%ylenirdi. Tarlaya, bahc$eye gittiklerinde ayn@ s@rada
c$al@s$@rlard@. Bir gu%z dog~um yapt@g~@nda c$@kamam@s$t@
onunla toprag~a. Kocas@n@n sabah az@g~@n@ haz@r-
larken, [Abe,] demis$ti, [Idris. Neyin nesi, bu hep
hep t@ras$lanmak. Giymek kara s$ayak cekti, hem de
c$izgili mintan@?] Kocas@ iri elleriyle, minik burnunu
tutmus$tu, [Getireceg~im sana bir ortak koca k@z,]
demis$ti. Hala Adile'nin bu s$akaya verdig~i kars$@l@k,
raftan kalayl@ bak@r mas$rapay@ al@p onun yu%zu%ne
f@rlatmak olmus$tu. Bu olay@, Naciye yengeye an-
latt@g~@nda, [Idris vurmad@ bana bir fiske, hem de
herhangi bir s$ey. O gu%zelim yanag~@ kald@ kan ic$inde.
Kos$tum su%reyim diye merhem, c$@km@s$@m avlulara,
do%nerim bostan beygiri gibi. Bulamam odan@n
kap@s@n@. Sanki odan@n kap@s@ sokakta. Bir bakar@m
ki, Idris durmus$ dis$arda$ gu%ler allah gu%ler. 'Ne
gu%lersin?' derim, 'Sana gu%lerim,' der. 'Neyime
gu%lersin, k@r@las@ ellerime mi?'-'Hay@@' der, 'sen
bilmez misin? Ben hep t@ras$lan@r, hep bu s$ayaklar@
giyerim. Damatl@klar@m@, sen c$@karm@s$s@nd@r 'giy,'
diye. 'Bunlar@ sand@k basacak,' diye. Abe dosdog~ru
so%ylemis$tir adam@m. Ama do%nmu%s$u%r nas@l go%zu%m
ki, bilmemis$imdir hic$bir s$ey. Biz olmus$tuk her
yerde beraber. Evet k@skan@rd@m onu go%zu%mden
bile. Kald@ o iz yanag~@nda, 'Bir de yak@s$t@ ki, Hala
Adile,' derdi, 'yapt@n bana bir iyilik, artt@ yig~itli-
g~im.']
O bu%yu%k temizlikten sonra gelmis$ti Hala Adile.
Bu%tu%n ko%y ona olan c$ekinme, sayg@ duygular@ndan
o%tu%ru%, [Hala Adile,] derdi. Bu genel akrabal@k
duygusunu onun her zorlug~a kars$@ go%sterdig~i di-
renme, her olayda ortaya koydug~u s$as$maz taraf-
s@zl@g~@ vermis$ti. [Hala Adile,] derlerdi, [kimsenin
hakk@n@, kimseye u%st tan@maz.] Gerc$i ona duyduk-
lar@ sevgi, kolay, @l@k, sar@c@ deg~ildi ama, deg~is$mez
gu%venliydi. Onun gelini olman@n nas@l o%vu%nc$ verici
bir s$ey oldug~unu annesi kendisine so%yledig~inde,
Naciye yenge pek ac$@k sec$ik anlayamam@s$t@. O za-
manlar on alt@ yas$@ndayd@. Her sabah yatag~@ndan bay-
ramlara kalkarcas@na sevinc$li uyand@g~@ y@llar@ yas$@-
yordu. [Olur,] demis$ti. [Isterim beni beg~ensin.]
Hala Adile avludan gec$ip odaya girince, an-
nesiyle o%pu%s$u%p sedirin ko%s$esine oturmus$tu. Ilk
yaz@n o anlas$@lmaz gu%ru%ltu%lerle dolu gu%nlerinden
biriydi. Taze otlar boy atm@s$t@. Camlar@ as$@p odalara
doluyordu. [Bunlar@ k@z@m@z Naciye mi is$ledi Sa-
liha?] diye sordug~unda, Naciye yengeyi bir ates$tir
basm@s$t@. [Evet Hala Adile.] - [Renkleri de o mu
du%s$u%rdu%?] - [Evet.] - [Sarma ve as$@rma yerlerini iyi
doldurmus$. Eline sag~l@k.]
U%ru%nler topland@g~@nda du%g~u%n yap@lm@s$t@. O
yo%rede, onlar@n du%g~u%nu%ndeki kadar sila*h at@lan
du%gu%n olmam@s$t@, derler. Gerdek gecesi camlar@
Hasan o%rtmu%s$tu% gidip. Camlar o%rtu%ldu%g~u%nde, d@-
s$ar@daki gu%ru%ltu%ler kesilivermis$ti. Hasan'la ayn@ ol-
dug~u o geceden bu yana Naciye yenge kocas@n@
suskun, gu%lu%mseyen sevgisiyle sevdi.
-Iyi ki, Hasan'la evlendim, dedi. Iyi ki!...
Onlara go%reymis$im. Annem iyi bildi.
Evlerinin dirlig~i inanca, yetinmeye dayan@yordu.
Bu o verimli, eli ac$@k dog~an@n ic$indeki yetinmeydi.
Buralara gelince yetinmenin ne oldug~unu o%g~rendiler.
Kalanlar@n gerc$ekten do%nu%lmezlig~ini anlay@nca.
Naciye yengem, [S$is$lerin nerde bilmem. Bun-
lar evcilik oynarken alm@s$ olmas@nlar?] deyince,
[Kalm@s$t@r Hasan'@n c$oraplar@ yar@m,] derdi ninem.
[Donacakt@r mezbahada, o tas$lar@n u%stu%nde. Giyer
tahta bir pabuc$ bilirim. Al@s$@k deg~ildir @slag~a hem
de karanl@g~a.]
-U%zme kendini anac@g~@m, derdi Naciye yen-
gem. Sen gec$enlerde o%rmu%s$su%n ona bir c$ift, hic$
giymemis$tir daha. Sand@kta da var iki c$ift, memle-
ketten getirmis$iz. Etmeyesin tela*s.
Ninem sesine o%fke katard@.
-Bak konus$ursun cahil cahil. Bilmez misin
iki, u%c$ y@kanmada yu%n c$orb@n gider hav@, kec$eles$ir
@s@tmaz... O%relim hep c$orap ona. Bakmak ic$in bize,
gider sabah karanl@kta o @slak yerlere. Hic$ go%rmez
gu%nes$ hem de bir ag~ac$.
Naciye yengem u%zgu%n, yere bakard@. Ninem,
ko%s$esinden onu s$o%ylece su%zdu%kten sonra, [Hadi
bre Mari,] derdi. [Dalma fazla derinlere. Bul benim
s$i$lerimi.] Bilirdik t@g~lar yu%klu%kteydi. Yengem on-
lar@, kaynanas@n@n go%zleri yorulmas@n diye oraya
saklard@. Ninemin sol go%zu%ne iki y@ld@r, bir ak leke
oturmus$tu. Yengemin bir gu%n, alt kattaki Zehra
han@ma dert yand@g~@n@ duymus$tuk. Zehra han@m
ko%s$esinden, [Evet Naciyan@m,] diyordu. [C$ok yor-
mas@n teyze go%zlerini. U%stten c$@kan c$arkc$@n@n an-
nesinin go%zu%ne perde geldi de, kad@ncag~@z go%su%nu%
kaybetti. U%stelik teyze ondan c$ok yas$l@. Ah bu
go%zlerin bozulmas@ olmasa. Tanr@ vergisi s$eyle-
rimizi de kaybedersek ne olur bunun sonu.]
Naciye yengem, bu konus$madan sonra, Zehra
han@m@n go%zlerinin ne c$ok yoruldug~unu du%s$u%nu%p,
yu%zu%nde derin bir suc$luluk anlam@yle geriye do%n-
mu%s$tu%. Ne denli didinse, sonunda yataklar@n kon-
dug~u yu%klu%kten, s$is$leri c$@kr@r nineme verirdi.
Ninem, amcam@n yar@da kalm@s$ yu%n coraplar@n@
o%rmeye yeniden bas$lard@. Elleri y@llard@r al@s$t@g~@
bildig~i o%rgu%su%nu% u%retirdi.
Oturdug~umuz kat@n iki odas@ vard@. Biri sokak
yo%nu%nde, o%bu%ru% arka bahc$eye bakan, yemek ye-
dig~imiz, oturdug~umuz, konuk kabul ettig~imiz,
yengemle amcam@n yatt@g~@ odayd@. Bahc$enin c$ev-
resi, bu%yu%k tas$larla o%ru%lmu%s$tu%. Hemen durvar@n
bitiminde de, gene karanl@k eski evler ve uzay@p
giden koca bir incir ag~ac@ vard@. Ag~ac@n u%stu%nde,
yemis$ verme mevsiminde bile incir olmazd@. Ag~ac$
alabildig~ine bu%yu%mu%s$tu%. Koyu go%lgeli dallar@, gu%-
nes$i aramaktan yukar@lara dog~ru al@p gitmis$ti bas$@n@.
Gu%nes$ girmezdi ki bahc$eye...
-Bu incir veremez bir yemis$, derdi ninem.
Is@namaz go%vdesi, almaz bir dal@ gu%nes. Kalm@s$
yoksulcag~@z buralarda. Baharda go%kte, denizde,
toprakta her s$ey k@p@rdar, uyan@r; buncag~@z kal@r
hep bo%yle.
O%ndeki odada Sabahat, ben, ninem yatard@k.
Geceleri yer yataklar@ ac$@l@nca, kabart@lm@s$ yu%n ya-
taklara ak c$o%zme c$ars$aflar serilirdi. Ninem uzun
uzun o%rtu%su%nu% du%ru%p, bas$ ucundaki mor is$lemeli
bohc$as@na koyard@. Incelmis$ sac$ o%rgu%lerini, ya-
tarken yumus$ak mavi bir yemeniyle toplard@. Yat-
madan ellerimizi, ayaklar@m@z@, alt kattak@ tas$l@kta
y@kamak zorundayd@k. Tas$l@g~@n idare lambas@yle
ayd@nlanm@s$ hu%zu%nlu% yar@ karanl@g~@nda, Sabahat'la
tulumbay@ c$ekerdik s@rayla. Su, c$ektikc$e daha sog~uk
akard@. Ac@ suda kesilen, taneles$en sabunla y@kard@k
elimizi yu%zu%mu%zu%. Sokak kap@s@n@n ordaki ku%pten,
C$ars$amba Cinlerinin c$@kacaklar@ kus$kus$u, her gece
bu temizlik saatlerinde, korkudan ic$imizi kat@lt@rd@.
Sular@n donmas@n@ az m@ isterdik, y@kanmamak ic$in.
Oysa, yandaki deniz assubay@n@n evinde, kar
yag~@nca terkos borular@ donard@ da, bizim tulumba
hep akard@. Suyu ellerimize yu%zu%mu%ze vurdukc$a,
k@zaran buzlas$an derimiz, uykunun @s@tan, go%nen-
diren beklemesine haz@rlanm@s$ olurdu. Yatakla-
r@m@za girince, kal@n yu%n yorganlar@m@z@ iyice c$eker
yok olurduk. Ninem bir s$eyler okurdu yatakta
m@r@l m@r@l. Okumas@ bitince keyigliyse o gu%n (ni-
nemin keyifli olmas@, amcam@n is$ do%nu%s$u% bizlerle
bir iki kelime konus$mas@na bag~l@yd@).
-Uyundunuz mu benim yavrular@m? derdi.
Burunlar@m@z@ yorgandan c$@kar@p, [Ninecim,]
derdik. [Isl@nd@k ama uyumad@k. Anlatsana bir s$eyler.]
-Yok mari. Olmaz gecenin bu saatinde.
Kalkar herbiri ezanda. Sabah giderler is$lerine. Hic$
durmadan c$al@s$@rlar hep. Geldik buralara ne oldu?
C$@kmad@ bize kimse sahip. Vermediler herhangi
bir is$. Ald@m og~luma Naciye'yi de, o da geldi
oldu burda peris$an. Solacak gu%l gibi yanaklar@.
Ama so%yleyemem kimseye. Og~lum k@zar bana,
[Sus be ana! Tutturma 'Memleket memleket' diye.
Bilir ki, bu%yu%klerimiz c$ag~@rm@s$t@r bizi buralara. C$a-
l@s$@r gec$iniriz.] Bir o c$al@s$@r. Mezbahada keser
gu%zelim hayvanlar@. Hic$ konus$maz oldu. [Bas$ka
is$ yok mu mari?] diye her go%rgu%g~u%me sordum.
Fabrika var derler. Biz makine hic$ bilmeyiz. Top-
rakt@r bildig~imiz. Ama toprag~@ iyi biliriz. Og~lumu
da koruyamam yu%n c$orap o%rmekle o kanlardan,
o karanl@ktan. Nerde tas$@ toprag~@ derler Istanbul'un,
alt@nm@s$ diye. Zaten tas$tan olmaz alt@n. Toprak da
burda yok...
Oday@ bir yabanc@l@k sarard@. Sabahat'@n ag~-
Iam@s$ olacag~@n@ du%s$u%nu%rdu%m. Amcam@n eklem yer-
leri genis$lemis$ ellerini, parmaklar@ndaki derin ka-
panm@s$ yara yerlerini du%s$u%nu%rdu%m. Bayramlarda,
yengemin o%zenle hazprlay@p u%tu%ledig~i ipek mendilini
bir tu%rlu% katlay@p cebine koyamazd@. Ipek, ag~ac$
kabuklar@ gibi sertles$mis$ ellerine tak@l@p ipliklenirdi.
Amcam@ bayramlarda tertemiz yaparlard@ yengemle
ninem. Onun sanki derisine gec$mis$ olan ag~@r et
kokusunu yok etmek ic$in, tenekede @s@t@lan sular@
arka arkaya tas$@rlard@ gusulhaneye. Amcam o gu%nler
baz@ s$eyleri unutmus$ gibi olurdu. Kara giymlerini
giyer, ince yakal@ mintan@n@n akl@g~@ yorgunlug~unu
ayd@nlat@rd@. Ille de o ipek mendil cebe konurdu.
Bu bayram@n to%resiydi. O mendilse, Naciye yengemin
damatl@k armag~anlar@ndan artakaland@, dig~erleri sa-
t@lm@s$t@. Elini gidi@ o%@erdik Sabahat'la. O kat@,
bozulmus$ elini o%ptu%g~u%mde, ic$imde bu%yu%yen gu%-
venle, sevgiyi tas$@yamaz olurdum. Go%zlerime yas$lar
dolard@. Babam o%lu%s$tu% u%c$ y@l o%nce ama, san@r@m
babam@ da yas$asa amcamdan daha c$ok sevemezdim.
Yengem, [Amca demek yar@ baba demktir,] derdi.
Geceleri, ninemin en yak@n@ bizler olurduk.
Yas$l@l@g~@ c$evresinden sezilecek diye c$ok korkard@.
Bu korku, o kadar ic$tendi ki, kus$ gibi sessizce uyur,
sabahlar@ kalkt@g~@nda, bedeni kendine bir sakarl@k
yapt@r@r diye, kimseyi uyand@rmazd@. Ufak devin-
melerle yatakta dog~rulur, usul usul, suyu c$ekilmis$
oynak yerlerinin dayan@kl@l@g~@n@ denerdi. O, dag~-
lardan buraya kopup gelmis$ Hala Adile'yi c$ok
severdi. Onu yeterince dinc$, yeterince [muhtac$s@z]
ayakta tutmak ic$in her c$abay@ go%sterir ve bas$ar@rd@
bunu. Biz uyur gibi yapar, onun gu%nu%ne bas$lamak
ic$in bedenini buna al@s$t@rmas@n@ kir@piklerimizin ara-
s@ndan izlerdik. Ak o%rtu%su%nu% bas$@na dolad@ktan
sonra c$oraplar@n@ giyerdi. Ayaklar@n@ o denli temiz
tutard@ ki, derisi saydamlas$m@s$t@. Sonra c$@kard@
odadan. O saatlerde evde kimse uyanmam@s$ olurdu.
Amcam@n sabah haz@rl@g~@n@ geliniyle birlikte go%-
ru%rdu% ninem. Biz yeniden uykuya dalard@k. Uyan-
d@g~@m@zda, amcamdan ve Zehra han@m@n kocas@ndan
daha sonra is$e gidenlerin ayak sesleri, sokaklar@
doldururdu. Bunlar, yedide c$alan tersane du%du%g~u%nu%n
is$c$ileriydi. Yataktan kalk@nca, cama burnumuzu da-
yay@p onlar@n gec$is$ine bakard@k. Giyimleri yag~dan
kat@las$m@s$, yu%zleri es$ yorgunlukta adamlard@ bunlar.
Baz@lar@n@n ellerinde bak@r yemek taslar@ olur-
du. Bu, kad@nlar@n@n sevecenglig~ini belirtirdi. Biz-
ce, yengem gibi ipek kad@nlar haz@rlard@ onlar@n
az@klar@n@. Bu du%s$u%nce tersane is$c$ilerinin kat@ yu%z-
lerindeki yoksullug~u silerdi. Yengem gibileriyle,
yoksulluk c$ekilir olurdu c$u%nku%. Biz bilmezdik ki
yoksul oldug~umuzu. Alttaki Zehra teyzeler varken,
bilmemiz olanaks@zd@ da. Bizde kabart@lm@s$ yu%n
yataklar serilirdi geceleri. Ak c$ars$aflar@n, c$ivitte
durulanm@s$ mavilig~inde en gu%venli c$ocuk uyku-
lar@m@z@ uyurduk. Yoksulluk, horlanmak deg~il miydi?
Bizi kimse horlamazd@ ki. En c$ok azar@ ninemden
is$itirdik. O azarlar onun tu%rkc$esiyle eg~lendirici olurdu.
Bu tersane is$c$ilerinin gu%lmezlig~i, umutsuzluk
verirdi bize. Ama umutsuzlug~umuzu ayd@nlatan
is$te o yemek taslar@yd@. Sabahat az konus$urdu.
Hic$ bir ac$@klamada bulunmazd@ bu insanlar ic$in
bana. Ikimizi de ayr@ bir s$eyde du%s$u%nemezdim.
Ne yapacaksak [biz] derdik. Az gu%lerdi. Yu%zu%ndeki
anlam, yengemi an@msat@rd@. Ka*ku%lu% go%zlerine dek
uzard@. Sac$lar@ c$ok uzundu, buraya geldiklerinde
kesmis$lerdi. Kesilmis$ sac$lar@ yald@zl@ kahverengiydi.
Yu%klu%kteki karanfil is$lemeli bohc$ada, tu%lbente sar@l@
duran bu sac$lara arada bir bakard@k. [Ku%stu% mari
sac$lar@,] derdi ninem. [Karard@ kald@.] Yengem
yine gu%lu%mserdi. Gerc$ekten, Sabahat'@n o kesik
sac$lar@ par@lt@lar@, bu%ku%lu%p kaymalar@yle canl@l@k-
lar@n@ hic$ yitirmemis$lerdi. Buraya gelip yerles$tik-
lerinde, Sabahat'@n sac$lar@n@ o%ru%p uc$lar@n@ boncuk-
larla su%sleyen yengem, kesmis$ti k@z@n@n sac$lar@n@.
Ufac@k c$ocug~unu, nerelerde bar@nd@racag~@n@ s$a-
s$@rm@s$t@ ilk gu%nler. Bag~lar, bahc$eler yoktu art@k.
Ku%c$u%k k@z, o%yle, sessiz, ko%s$ede kalakal@yordu gu%n
boyu. Ag~lay@p bag~@rsa u%zu%lmezdi. Onun bitmemis$
bir yolculug~un sonucunu beklermis$c$esine susup
oturmas@, yengemi yaral@yordu. Havalar@n @s@nd@g~@
bir ilkyaz gu%nu% kap@n@n o%nu%ne b@rakm@s$t@ c$ocug~unu.
K@z@n@n iyi huyuyla, kendini o%bu%rlerine sevdirece-
g~ine inan@yordu. Bir ara is$inden bas$ al@p, sevinc$li
sesleri go%rmeye c$@kt@g~@nda, c$ocuklar@n, Sabahat'
sac$lar@ndan tutup at gibi kos$turduklar@n@ go%rdu%.
Bir de tekerleme tutturmus$lard@:
[Edirne c$ingenesi, ne de uzun yelesi...]
Evde, o aks$am, Sabahat'@n sac$lar@n@n kesilip
kesilmemesi ic$in c$@kan tart@s$mada, ninem sesini
yu%kselttikc$e, yengem o suskunlug~unu hic$ yitir-
mem@s$c$esine su%rdu%rdu%g~u% konus$mas@yle, [Bak@m@
zor oluyor, hem c$ocuk zay@f,] diyordu. Sabahat,
[O%yle hos$ ki, nine,] demis$ti [beni at yapt@lar. Hem
biz Edirne c$ingenesiymis$iz.]
Ninem s$o%yle bir dolas$m@s$t@ oday@ c$epc$vre:
-Nerden bilirmis$ onlar Edirne'yi. Bizi trenle
b@rakm@s$lard@ oraya. Buran@n kavruk c$ocuklar@, Edir-
ne'yi hem de c$ingeneleri ne bilir. Bir gu%zel s$ehirdi
ki Edirne s$ehri. Naciye, [Edirne bo%yleyse anac@g~@m,]
demis$ti, [Istanbul kimbilir nas@ld@r.] Apayd@nl@k ca-
mileri vard@. Meric$ nehri derler o koca suyun sesi
nerede olsak duyulurdu. Bahard@ biz Edirne'ye gir-
dig~@m@zde. Meric$ nehri cos$tukc$a cos$ard@. Bir c$@nar
ag~ac$lar@ vard@ orda, bakmakla bitmez. Vatan top-
rag~@yd@ is$te, gelmis$ kuvus$mus$tuk. O Edirne s$ehrini
go%rdu%g~u%mde, gitmem diye direnmelerimi unutmus$-
tum. Orda her s$eye, ag~ac$lara, sulara, insanlara
yer vard@. Hele Edirne'nin o tas$ ko%pru%su% yok muydu.
Apak mermerden, orta yerinde padis$ah oturma
yeri. S$as$m@s$t@k ona. Gu%nes$ her yanlardan girive-
riyordu. [Ne cana can katarak yapm@s$lar bu Edirne
s$ehrini,] demis$tim. Kapal@c$ars$@n@ gezdig~imizde, ya-
banc@ yabanc@, el el, kimse bize demedi nerden siniz
diye. Oralara yak@s$mis$t@k biz. Oran@n insan@yd@k
sanki. Benim ak o%rtu%me de, onun uzun uzun s@r-
t@ma du%s$mesine de tak@lan olmad@. O%g~leyin d@s$a
dog~ru uzan@p ag~a$ go%lgelerinde az@g~@m@z@ yedik.
Ic$imizin ac@s@n@ azalt@r@z, diyordum. Al@s$@r@z buralara
da. Istanbul'da da tutar@z burdaki evlerden. Su
sesleri duyulur bir ev. Ovar@z onun tahtalar@n@,
sereriz o%rtu%lerimizi serin, temiz. Tas$@r@z c$es$mele-
rinden sular@m@z@. S@zar testilerden d@s$a serinlik.
Toprag~@m@z olmasa da, toprag~@ ag~ac@ go%ru%ru%z. Is$ler
Naciye en gu%zel o%rtu%leri, yast@k bas$lar@n@. Herkes
s$as$ar, [Nas@l yapm@s$ Hala Adile'nin gelini Naciye
han@m bu a*s$@k yolunu, hem de hic$ gecs$etmeden
iplig~i.] Korkmazd@m o%lmekten gurbette. Beklerdim
ne zaman gideceg~im Idris'in yan@na. Meltem bas$-
lam@s$t@ esmeye. O%g~le az@g~@m@z@ yiyip do%nerken,
bir s@g~@r su%ru%su% gec$mis$ti yan@m@zdan. Bo%g~u%rleri
ak lekeli inekler ag~@r ag~@r bize bakm@s$lard@. S@rt-
lar@nda hic$ karg@lan@p da delinmis$ tu%ysu%z bir yer
yoktu. Memelerinden belliydi yeni dog~urduklar@.
C$og~u buzag~@lar@n ayaklar@ su%ru%ye kat@lacak gibi
gu%c$lenmedikc$e c$@kmazlar otlamaya. Memeleri dolup
sanc@yan gu%rbu%z hayvanlar arada bo%g~u%ru%yorlard@.
[Iyi bakarlar hayvanlara burda mari Hasan,]
demis$tim. Hasan da gu%lu%yordu. Elleri olmam@s$t@
daha burdaki gibi. Tutup oks$am@s$t@ birinin s@rt@n@,
[Naciye'nin sac$lar@ sanki, Hala Adile,] demis$ti.
Naciye hemen al c$uha. Keyiglenince og~ullar@m
[Hala Adile] der bana.
Yeniden kuracag~@z diyordum iyi bir du%zen.
Gelmis$tik kendi vatan@m@za. Belki kalmayacakt@k
sabahlar@ avlulara c$ardaklara. Yazm@s$t@ gazeteler,
o%yle derdi Hasan: [Irkdas$lar@m@za ac$t@k vatan top-
raklar@n@. Hu%ku%met olarak, du%s$u%nu%ru%z herbir ihti-
yac$lar@n@...]
[Edirne'nin ko%pru%lerini go%rmu%s$ mu% de bu yalak
ag~@l@lar@n k@zanlar@, derler Sabahat'a Edirne c$in-
genesi... Benim ak@ls@z gelinim de, keser onun alt@n
sac$lar@n@. Bak! ben c$@karm@s$ m@y@m ak o%rtu%mu% ka-
famban? Bag~@r@rlar bana sokak uc$lar@na kadar,
'Ga*vur nine! Ga*vur nine!' diye. Belli ki bunlar
ga*vuru san@rlar bir bas$ka fenal@k. Cahil olmas@n
kimse, bilmez o zaman bas$kalar@ da insand@r. Kesme
Naciye sac$lar@n@ bu masumun.]
Naciye yengemin deg~is$meyen yu%z anlam@ ic$inde
ag~lad@g~@n@ zor anlam@s$t@k. Ninem sevgisini go%ster-
meden sevme to%resine olan bag~l@l@g~@n@ unutup,
sar@l@vermis$ti gelinine. Bu ilk kez oluuordu bunca
y@ld@r. Bir de sayarsak du%gu%n gecesi o%pmu%s$tu% onu.
Ama bu denli ic$ten bir sar@lma deg~ildi o. Kuracag~@
yetkiyi pekis$tirmek ic$in o%lc$u%lu%ydu%. [Ag~lama bre
< P 107.>
sineman@n yan@ndaki arsada, kos#maca, saklambac#
oynard@k da, boynumuz karar@p kirlenmezdi. On-
lar@n c#ocuk boyunlar@ zamanla yerles#mis# bir kir
dalgas@yle kapl@yd@. Y@kan@yorlard@ arada kus#kusuz
ama kirliydiler. Yengemin tek tutkusu burda da
memleketlerinin to%relerini ayakta tutmakt@. Temizlik
onlar@n geldikleri yere olan bag~l@l@klar@n@ kan@tlayan
tek gu%c# olmus#tu.
Aks#am bas@nca, sokaktan eve do%nerdik, yor-
gunlug~u bilmez c#ocuklug~umuzun savruk nes#e-
siyle. Ak patiskadan perdeler s@k@ca kapat@ld@ m@,
mutluluk dolu eski du%zenleri yeniden kurulurdu.
Amcam y@kan@p paklan@p giyinirdi. Onun ev giyimi,
bir gece h@rkas@, uzun c#izgili bez bir pantalondu.
Hirkas@n@n alt@nda, ele gu%ne giymek ic#in dikilip,
iyice eskidig~inden eve ayr@lm@s# bir mintan olurdu.
Bu mintanlar@n ustaca yap@lm@s# yamalar@n@ go%rmek
gu%c#tu%. Yengem buralara gelince, is#leyip satmak
istedig~i is#lerine al@c@ bulamad@g~@ndan, o u%stu%n ig~ne
ustal@g~@n@ bizim dikis#lerimize vermis#ti.
Ninem, [Alm@yorlar mari, Naciye'min is#lerini,]
derdi. [Ev sahibimize so%yledim. Bir yas#l@ kad@n,
hic# gu%lmez. B@rakm@s# kocas@ bu evi. O da kalm@s#
tek bas#@na.] `Zaten hep kocas@zd@m' der Adile Ha-
n@m. [C#u%nku%, kocas@ gidermis# denizlere. Eh! zor
olmus# kad@n@n gu%nleri. `Al bak Bihter han@m bu
is#lemeleri,' derim. Dik yast@k bas#cag~@zlar@na, mis
gibi uykular uyu yap@p bana dualar'-`Yok der.
Ben dikerim dantela.' Derim, `o%rsu%n Naciye sana
t@g~la en gu%zel dantelalar@.'-`Istemem der, makine
dantelas@ daha ucuz.' Ne yapacak onca paray@
bu kad@n! Oturur tek bas#@na, bir bas#ka can yan@nda
< P 108.>
yok. Bu evden ald@g~@ para da tek cana yeter artar.
Verdi bir tersane ustas@na u%stteki yeri. Gelecek yeni
gelin, s#enlenecek bizim ev. Ama inmedi bir kurus#
kiradan. Bir gu%n c#ekerim tulumbadan su, c#al@n@r
kap@ durmadan. Bu aittaki Zehra han@m ac#amaz
kalks@n kap@y@. Almam gu%nah@n@, ay@plamam kad@n-
c@g~@, is#ler o cam parc#alar@n@. Naciye lig~enin bas#@nda.
Gidip ac#t@m kap@y@. Gelmis# bir delikanl@ adam.
Kuruca bir adam. O sordu: `Kiral@k varm@s# burda.
Yeni gelin getireceg~im.' Bir sevindek Naciye'yle,
hem nas@l... Dedim ben: `Eh c#@kacak bize bir koms#u.
Etmeliyiz ona hep yard@m.' Inmez bu Bihter kad@n
kiradan. O u%st kat. Al@r belki daha c#ok gu%nes#.
Makine danteli nerde, Naciye'min dantelleri nerde.
O, hasat@ beklerken c#ardakta oturup is#lerdi. Gu%nes#
al yanaklar@na gidip geldikc#e aks#am yelinin c#@k-
t@g~@n@ anlard@m. Eh onlar da bir gu%nmu%s#...]
Amcam@ rahat ettirmek c#abalar@n@ hic# yeterli
bulmazlard@ ikisi de. Geceleri,b@rakt@klar@ evlerine
yeniden do%mnmu%s# olma duygusu onlara bir sav-
rukluk, bir gevezelik verirdi. Ninem o%rdu%g~u% ilmik-
lerin say@s@n@ unuttug~unu, c#orap koncunun genis#
olacag~@n@ so%yleyince, yengem oray@ so%kmesi ge-
rektig~ini, yoksa c#orab@n boru c#ic#eg~ine do%neceg~ini
so%yleyerek yan@tlard@ onu. Ninem, so%k demenin
kolayl@g~@ndan, o%rmeyenin bunu umursamadan so%y-
lemesinden yak@n@r@d@. Bu konus#ma tatl@ bir tart@s#ma
gibi su%rerdi. Amcam onlara kat@lmazd@. Uzun kir-
pikli go%zleriyle, durgunlug~unu su%rdu%ru%rdu%. Kirpik-
lerinin bu as#@r@ uzunlug~u, ondaki bir erkeg~e yak@s#@r
yu%z c#izgilerinde tek yan@lmayd@. Bazen durup du-
rurken, [So%k demesi kolay, Naciye,] derdi, [Hala
en onurland@g~@ es$yalar@yd@- c$al@s$maya oturuyordu.
Mangal@n o harl@ halini c$ok seviyordu. Annesi
koral@ ku%llemenin gerektig~ini c$u%nku% bunula ancak
ertesi gu%ne @s@nacak ates$leri kalabilecong-ini so%ylerdi.
kulleri gu%zel, parlak korlar@n u%stu%ne kapay@p birini
-en k@z@l@n@, en mavi olan@n@ ac$@kta b@rak@r-
d@-, derslerinden ara verip mangala bakt@g~@nda
s@cac@k duran tek kor, odan@n ss@g~inma olanag~@n@
art@r@rd@. Iste o, [hastabak@c@ olursun] dedikleri
gu%n annesi kap@y@ ac$@p girdig$inde bir s$ey deg$is-
incindeyd@. Konusmas@yle, dis$annin ari havasiyle
dolduruvermisti oday@.
-Aliyorar beni, bir iki gu%ne kadar bas$l@-
yorum. Bashems$rieye c$@kt@m,, iriyari bir kad@n. Bir
bir sordu. [Daha o%nce c$alis$tin m@? Kocan ne zaman
o%ldu? Bu is$ dur durak bilmez, fazla marifetli olmak
la*z@m deg~il, c$alis$iskin olmak gerek, yatak du%zeltmeyi,
tu%ku%ru%k hokkalarini do%kmeyi, o%rdekleri temiz tut-
mayi becermek yeter. Belki zamania hastalarin
ates$ini alacak kadar bas$arili olursun. haftada iki
gu%n izinli c$@kars@n, gecesi do%nersin. C$ocug~un
var m@? Birakacak kimsen yok ha? 'Kendindi yo%netir,
uslu' diyorsun. Ama ku%cu%kmu%s. Hic s@n@fta kalma-
d@ m@? Aferin ona Genc$gu%zel kad@ns@n. Burada
sluru olmz@ bulunir. Ciddi ol. Bir sey denirse
senden bilirim. Malum,kanc@k ko%pek kuruk sal-
lamad@kc$a hika*yesi. Boya filan da istemez. Ken-
dinden mi yanag~@n@n, dudag~@n@n rengi? Is$te bilmem
Uykun hafif mi?[du%s$u%n, bir is$ bulduck artik. lik
paraylaparala bir c$eki ko%mu%ralacag~im. Sana da sinemaya bile
c$izme. Belki izinli geldig~im gu%nler sinemaya bils
gideriz. Hic$ belli olmaz is$imizi iyi yaptictan sonra
kim ne diyebilir? C$ikip ev sahibine haber vermeliyiz.
Artik aks$amlari yog~urt alirken sokak kapisini hizli
c$arpmasin. Dedim ya biz c$alis$tiktan sonra... Uy-
kum da hafif. Bo%lu%k po%rc$u%k uyumaya alis$tim yil-
lardir...
Annesi is$e bas$layinca onun ismi [bizim has-
tanedeki is$imiz] oldu. lik evden ayrilacag~i gece
tahin helvasi aldilar bakkaldan. peynirle tu%kenmez
yaptilar, masalarina mavi c$ic$ekli mus$ambalarini
serdiler. Bu mus$amba eve babas@n@n yas$adig~i gu%n-
lerdeki du%zenden kalmis$, ferahlig%in, korkusuzlug~un
anisiydi. Nic%in babasini hep yasaycak sanmis-
lardi? O da o%lecek gibi go%ru%nmu%yordu. O%yle du%-
ru%st o%yle kesin bir amamdi ki; o%lu%mu%n sinsilig~i
ona hic$ go%lgedu%s$u%rmemis$ti. Evin her gece ekmek
alip gelen bir erkeg~in loklug~o, sessizlik olup yer-
les$mis$ti odalarina.[yas$li da deg~ildi,] demis$ti an-
nesi. Hic$ sekiz yas$inda bir c$ocuk babasiz kalir mi?
Musambalarini annesi gereksiz yere bir iki kez
silmis$ti. tu%kenmez tabag~indaki peynirlerin cizirtisi
dinmemis$ti. Tahin helvasinin s$ekeri gevs$emis$, pu%-
ru%zleniyordu.
-Ev sahibyle konus$tum. Hic$ korkma, geceleri
oda kapisini kapa sikica, uyu. O sabah namaza
kalktig~inda seni, kapiyi vurup uyandiracak. [Co-
cktur,] dedim. [C$ocuk uykusu doyumsuz olur,
kalkamaz kendi kendine.] Her sabah helhavyla
ekmek yersin. C$ay zaten sevmiyorsun. Elim yani-
yor, diyorsun. Okuldan gelince mangalimizi yakar
sicacik oturusun. Benhim aklimi evde birakma.
Sen akillikizsin. Gecelerie hic$ korkma. Dedim ya
ev yalniz deg~il. Sen korkak deg~ilsindir. Bak sana
neler alacag~im. Ag~ir hastalara o%zel yemek c%ikarmis$,
Sariveririm pakete, gizli deg~il ha, zaten do%ku%lu%-
yormus$.ziyafet c$ekriz kenimize.
-Ben o yemekleri istemem anne. Yalniz
hani, [O%rdekleri termiz la*zim,] demis$ti ya,
o kadini, o%rdeklerini anlatirsin bana.
Annesi susmus$tu. Tam dudaklrinda duran
bir s$eyleri so%ylemekten vazec%ivirip. Gece yatag~a
girdiklerinde -beaber yatiyorlardi epeydir-- ya-
rinki derslerden birinin bedin eg~itimi oldug~unu
bile unutmus$tu. Oysa bedin eg~itimi dersine
o katilmazdi. Onun gibi katilmayanlarla, kori-
dorlarda, hep ac$ik kalmis$ alt kat musluklarinin
sesini dinleyerek, go%lgeli isiksiz camlardan kisi,
kentin yapilarini seyrederlerdi.
--S$ort, lastik pabuc$, soket c$orap beyaz olacak.
Beyaz fan@na bluz gerek. lki tane olursa daha iyi.
Terleyince edg~is$mek ic$in. Yu%ru%yu%ste 23 Nisan,
29 Ekim herkes c%ic%ek gibi olmali, du%zenli, bakimli
Ben, yapamadik anlamam. Istedikten sonra, istemek
yeter. Yardim kolundaki c%ocuklarimiz ic%in de du%-
s$u%ndu%klerimiz var tabii. Ama bunu daha elzem
giyim esayalarina ayirmak kararindayiz. O%nlu%kle ka-
tilacaklar. O%nlu%kler gicir gicir u%tu%lu%. Kizlarda tafta
kordela. Temiz, tertmiz omali herkes. Her Tu%rk
c$ocug~unun her gu%n ovulmali. Kulaklarda sari
topak kirler go%ru%rsem ag~r@d@, ak@nt@ yapt@ anlamam,
yersiniz setveli.
Alt kat musluklar@ hic$ kapanmazd@ nedense.
Ders aras@nda o%g~renciler musluklar@n bas$@na dolu-
s$urdu. Hepsi su ic$erlerdi. Susayan da susamayan da.
Itis$mek, suyun avuc$tan su%zu%lu%p kol yenlerinden
ic$eri girmesi, bahc$ede eg~lenmenin gereg~i olan
bag~r@s$lar@n bas$lang@c@yd@. Ders zili c$al@ncaya dek
duyulmayan su sesleri, s@n@flara girilince o%ne ge-
c$erdi.
Annesinin s@rt@na sarilm@s$t@. [Her dedig~ini ya-
par@m anne, sen u%zu%lme. Zaten o%g~leleri okulda
yemek yiyorum. Akl@n bende kalmisan.] Annesi
hic$ k@p@rdamam@s$t@. Uyumad@g~@ belliydi. Bedeni
rahat, gevs$emis deg~ildi. Annesinin @s@tan kokusunu
duymak ic$in iyice sokulmus$tu s@rt@na. Geceyi din-
lemis$ti uzun su%re. Uyumak istemiyordu. lik kez
gecenin uzunlug~unu o%g~renmeye bas$lam@s$t@.
Sabah kalkt@g~mda kap@ vuruluyordu. Annesi
yoktu. Okul o%nlu%g~u%, kalin iplik c$oraplar@, yu%n h@r-
kas@ du%zen iskemledeydi. Dis$ardan vurulan ka-
p@n@n sesiyle uyand@g~@n@ anlay@nca kalkmis$, [Ha-
lida'n@m teyze,] diye seslenmisti. Ev sahibi kad@n
hela*ya --ayni hela*yi kullanirlardi-- kovayla su
do%ku%yordu. Giyinip masan@n bas$@na oturmustu,
K@s$ ayd@nl@g~@ patiska perdelerden gec$ip ko%s$eli,
u%s$u%tu%cu% yay@lm@st@. Okul c$antas@n@ al@p odadan
c$@karken --hic$bir s$ey yememis$ti o sabah-- gerisin
geri do%nu%p iskemleye oturmus$tu. Sonra da sessiz
ag~lamaya bas$lam@st@.
--Sen pekiyiyle bitirdin okulu. l@kokulu yok-
sul bir c$ocug~un pekiyiyle bitirmesi kolay is$ deg~il.
Parasiz yat@l@ aliyorlarmis$ sizleri. O%yle de-
diler bana. Muhtarlikta fakirlik ilmu%haberi c$@kar@r-
ken tanimad@g~@m bir kad@n, [Ben de og~lumu zabit
okluna sokacag~im ama kefil isteddeklerini, bir mal@
rehin go%stermek la*z@m oldug~unu so%ylediler, c$aresiz-
lendim han@mc@g~@m,] dedi. Mal kim? Biz kim?
mal@m@z olsa yu%zsuyu do%ker miyiz el kapilar@nda?
Bizim ic$in olmaz o%yle s$ey. O kad@n dog~ru bilmiyor.
Halka*g@nd@n@ ald@g~@m gibi c$ikt@m. Kimselere de dan@s-
madim hic$. Zabit okullari pahalidir. Yok sila*hti, yok
zabit elbisesiydi di mi ya? Hem can@m sormad@m. Ge-
rekmez de. Sen gir bugu%n imtahana, her sorduklar@n@
c$at@r c$at@r bileceksin. Gerc$i binlerce o%g~renci kat@l@yor-
mus$, aralar@dan yu%z yu%z elli kis$iyi al@yorlarmis$. Gene
de sen kazanacaks@n, go%r bak... Benim ak@ll@ uslu
k@z@msin. Isterlerse o%yle mal mu%lk gibi bir s%ey, ben
derim ki, ne gerek? Benim k@z@m kalmaz s@n@fta.
Devlet masraf@na ziyan vermez. Bunlar@ okulun mu%-
du%ru%ne, bo%yle bir bir anlat@r@m. Hemen anlar. Hem
canim o da b@z@m gibi bir insan. [Benim kizim y@l-
lar@dr yaln@z uyan@r sabahlar@,] derim. [Hic$ s$imard@g~@
olmam@s$t@r kimseye. Bir gu%n bile c$@t@r@s@ duyulmam@s-
t@r,] derim [Sanki o cocuk olmas$tir,] derim.
Yokustan yukar@ c$@karlarken s@rt hamallar@n@n
yu%klendig~i ka*g~@t toplar@n u%tsu%ne dog~ru yag~mur c$ise-
lemeye bas$lad@. Yumus$ak bir haziran yag~muruydu.
Kizla annesi gerekmeden, kars@ya gec$mek ic$in po-
lisin arabalari durdurmas@n@ bekliyorlardi. Yag~murun
yag~@s$@ h@zlanm@s$ti. lIkisi de bu o%nemli gu%n ic$in su%slen-
mis$lerdi. Anne boynuna ipek es$arp takmis$ti, c$ocuk
sac$ini @slat@p tas$l@ tokas@yle toplam@s$t@.
--Korkuyor musun? Hic$ konus$tug~un yok sabah-
tan beri. hadi Sal@pazari'ndan bu tas$l@ tokanin
es$ini alacag~@m sana olunca, ben de c$al@s$mam
hastanede. Beraber c$ikar gideriz. Koltuklar al@r@z.
onlara c$ic$ekli basma o%rtu%ler dikerim ben. Bir de ka-
bul gu%nu%mu%z olur. Konulklari ag~@rlamak ic%in, eg~er
unutmadimsa, anasonlu galeta yapar@m. Masraf ka-
p@s@ olmaz. Belki, bir de ku%c$u%k hal@ al@r@z. Hasta pislig~i
do%kmeden, koridorlarda kos$us$turmaktan kurtulu-
rum. Hele o lizol kokusu yok mu, ic$ini u%s$u%tu%yor in-
san@n. Bir de hep o%lu%mu% du%s$u%nmek. S$o%yle bir dag~@n
eteg~inde olur gideceg~imiz yer, benim k@z@m. Herkes
istanbul'da kalal@m derm@s$. Hepsini sordum bilenlere,
o%g~rendim iyicene. Hu%ku%met tabii seni al@r. Biz @stan-
bul'u ne yapacag~@z? Bize bir ev, k@s$@n ko%mu%g~u%mu%zde
odun-ko%mu%r gerek. Bir de mutfag~imiz olur deg~il mi?
Eg~er kefil falan derlerse,demezler ya, o kad@n@n uy-
darmasi, og~luna gu%venmemsi. Sormad@m ordan
burdan o is$i. Sade sen o%g~retmen olunca n'olacak,
onlari o%g~rendim. Bize nereye tayin c$@karsa oraya
gideriz, di mi?
--Bu okulu kazanacaklar@n hepsi de benim gibi
yoksul c$ocuklari mi, anne? Onu da o%g~rendin mi?
imtihan oluyorlar.
--O%yle ya yoksul c$ocuklari ki, parasiz yatili ic$in
imtahan oluyorlar.
--O%yleyse ben buray@ kazad@rim. O%zu%lme. Si-
navi pekiyiyle bit@r@m. Arktik burda, arkadas$larim olur.
Haftada @k@ gu%n sen hasteneden, ben okuldan c$ikip
eve do%neriz. Sana da konuk gu%nlerinde bakkal bis-
ku%visi al@r@m.
S@navlar@n yap@ld@g~i okul kars$@ yo%ne du%s$u%yordu.
Yeniden gec$tiler caddeyi, u%rke u%rke. Ara sokaktan yu%-
ruduler. Yuksek bir duvar@n yan@ndaki kap@da durdu-
lar. Okulun o%g~renci giris$ kap@s@yd@ bu. Icerden ug~ul-
tular geliyordu. Yag~mur tas$ duvarlar@n aras@ndan c$i-
kan aykiri yesillikleri parlatmis$ti.
--Bizden de erken gelender olmus$, Gec$ mec$
kalmis$ olmayal@m?
Hademe giyimli bir kadin onlara dog~ru yu%ru%du%,
tas$l@ yoldan. Bezgin al@s$@k bak@s$lar@yle anne, k@z@n
u%stu%nden dis%arda bir s$eye bak@yordu:
Anne, sayg@l@ sordu:
--Geciktik mi acaba? Cocuklar@n c$og~u gelmis$.
Hademe kad@n ilgisiz,
--Parasiz yatili imtihanlar@n c$ocuklari hep
erken gelir. Hic$ geceikmezler.
C$ocuk annes@nden ayr@ld@ kiyisi duvarli tas$ yolda
yu%ru%meye bas$lad@. Hademe kad@n, g~ormedikleri otur-
mus$, yu%n o%rmeye bas$lamis$ti bakti. Dis kapida
annesi yakmurun altinda gu%lu%mseyerek duruyordu.
Yaz aylar@nda, ku%c$u%k iskelenin den@z kokusu ala-
bildig~irlas$@rd@. Bu%yu%k kentin tu%m c$o%pu%nu% buraya
do%kerlerdi. K@y@daki bak@miz, tahtalar@ kurumus$ san-
dallar@n dibine karpuz kabuklar@, yumurta kabuklar@
ku%melenirdi. Denizde c$ok kalmaktan yumus$ay@p sek-
lini yirtirmis$ birc$ok s$ey daha yeniden c$ekilir-
di. Bu%yu%k kentin ic$ denizi bir c$amur batag~iolmus$tu.
Ic$inde kimseler yokmus$c$as@na gidip gelen ku%c$u%k va-
purlar, kalinlas$m@s$ suyu yarip iskeleye yanas$@rd@.
Bu vapurlar@n yolkular@ sabah ve aks$am c$oktu. O%g~leye
dog~ru inenlerse kara c$ars$aflar@ ic$inde yas$lari belersiz
kad@nlar, giyimleri kend@ler@ne bu%yu%k gelen c$ocuklar,
deniz erleriydi. Genc$ kadinlarin c$og~u kal@n mantolari-
n@n kaba dik@mleri ic$inde, s$as$kin davran@s$larla c$ev-
relerine bakmadan yu%ru%rlerdi. Yolcular c$@k$ta vere-
cekleri biletlerin@ o$nceden hazirlamis$ olurladi. Onlar
ic$in bir bu%yu%k seru%ven nitelig~inde olan bu [kars$iya
gec$me] gu%nlerinde, rastlantiya birakilacak bir s$ey
du%s$u%nu%lemezdi. Ta bir hafta o%ncesinden ayrilan
bugu%n ic$in her durum o%lc$u%lu%p bic$ilmis$ti. Yanlarinda
diama c$ocuklari olan bu kadin kalabalig~i vapur biletle-
rinin deg~erini c$ok iyi bilir.lerdi. Onlarin kaybolabbime
du%s$u%cesi, yola c$ikma saatiyle berlikte tu%m ag~irlig~iyle
yer ededi kafalarinda. Sayilari beliriz c$ocuklarin
biletlere olan du%s$ku%nlu%lu%g~u% ise ikal ilar gibi deg~ildi.
Gidis$-do%nu%s$ biletlerini uygun kesip ayirmak, par-
c$alari yanilmadan vermek (hem vapurda, hem c$i-
kis$ta) gerekirdi. Kocalarinin birlig~i olmadan c$iktiklari
bu ender yo --ulu-uluukta c$es$itli u$rku$ntu$ler ic$inde gerekli
alis$veris$leri yapip evlerine d%ndu%klerinde, [Oh bir
daha mi?] derlerdi, [ayaklarimiza kara sular indi.]
Bu%yu%k kentin o%te yanindaki kocaman, kuytu satim
evlerinde onlar ic$in du%zenlenmis$ her s$ey vardi. U%stelik
bunlar inan@lmaz ucuzluktayd@lar. Ottan yap@lm@s$
cunas$lar, mus$ambadan yapilmis$ ayakkabilar, plas-
tikten oyuncaklar, c$ic$eklar, ince aluminyumdan bu%ku%-
lu%veren tencereler, tabaklar, ter gec$irmiz naylonlar-
dan c$amas$irlar, ko%tu% boyanmis$, raf,masa su%sleri,
tenekeden c$akilmis$ sandiklar, ucuz boylara batiril-
mis% makine kilimleri, yanik ipliklerden dokunmus$ pa-
muklular, kusuru go%ru%nmez c%oraplar, bir icanis$ta
dag~ilacak ipekliler, rengi birbirine do%nmeye hazir
pazenlar, daha onlari renkleryle, go%ru%ntu%leryle cos$ku
ic$inde birakan bir su%ru% s$ey... Kitc$a ayrilmis$ harcama
paralarini gerekenlere yatirip do%nerlerken bir de bu
bilet is$ini unutmamak gerekiyordu. Koskoca iskele
go%levlisin de bundaki ig~ir kis$ilik payini biliyorlardi.
Iskelenin kars$isindaki bu%yu%k kapinin bahc$e du-
varina oturmus$ olan kiz c$ocug~u bu uslu o%g~le yolcu~
larini ilgiyle izliyordu. Bir iki is$siz kayikc$i onu go%rmeye
alis$iktilar. Olararin bakimsizlig~ina, kirlilig~ine uygundu
kizin varlig~i. Tek utgun olmayan c$evresine olan iyilik
dolu ilgisiydi. O%lmek u%zere olan kedi yavurlari gelip
duvarin dibinde bitmez uykularini uyurlardi. Kiz,
elinde hic$ eksik olmayan kocaman ekmekten bir iki
parc$a atard@ kedilere. Parcalarin irilig~i minik yavrula-
rin sevinc$li saldiriarini yarida keserdi. Kiz bunu an-
layinca ekmekleri ku%c$u%k bo%lu%p yeniden uzatirdi
kedilere. Kediler @yice susuz kalmis$ bog~azlarindan gec$i-
rip ancak yutabildikleri ilk lokmadan sonra kalani bira-
kir, yeniden gu%nes$in altinda gevs$eyip sssizles$irlerdi.
Dokuz yas$larindaydi. Kirli, yapis$ik sac$larina
bir mavi kordela takmis$ti. Duvardan sarkittig~i siska
bacaklarini sallayip uruyordu. Ayaklarinda topuklu,
eski kadin ayakkabilari vardi. Bir ara kalkti, iskelenin
oraya dog~ru yu%ru%meye bas$lida. Yu%ru%s$u% gu%lu%c$ bir
tikirtiydi. Yanindan gec$enler pislig~ine, zayiflig~ina deg-il,
ayakkabilarina ilgi go%steriyorlardi. C$ocuk garip giyimi-
nin cebinden c$ikardig~i rengi ag~armis$ bir zeytini, ag~zina
atti. C$ikis$ta bilet to playen adamin yaninda durda. Adam
ilkten onu go%rmedi. Son yolcu da c$ikip geride kim-
se kalmayinca ko%ru%lu% demir kapiyi c$ekeren go%rdu%.
--Bana bak partal, senin kimsen yok mu?
Hirli misin, hirsizmisin belli deg~il.
Kiz iri ak dis$lerini go%stererek, ancak bir c$ocg~un
gu%lebileceg~i gibi gu%ldu%.
--Vaaar... Ama ben burda c$ok eg~leniyorum.
Adam s@k@nt@l@, yorgun,
--Bas git burdan. Gec$enlerde go%rdu%m, kapiya
asalip sallaniyrsun. Bir daha go%ru%rsem yersin tokadi
benden.
Kiz orali deg~ilcesine elindeki ekmekten bir parc$a
koparip agzina atti.Cebinde yeniden zeytin aradi.
Eline tozlanmis$ bir kuru u%zu%m gec$ti. Ekmeg~i cebine
soktu. U%zu%mu%n u%stu%ndekileri temizlemeye c$alis$ti.
Ama terli olan ellerine yapis$an tozlar yeniden u%zu%mu%n
u%stu%nde kaliyordu. biredn ag~zina atti u%zu%mu%. Gidip
duvardaki eski yerine oturdu. Bakimli yapidan c$ikan
ak giyisili, kentin ace misi deniz erleri iskeleye yu%ru%
yorlandi. Yanlarindan gec$en kollari bilezikli bir iki
k@za so%z yet@s$tirmeye c$alis$itlar. K@zlar onlar gec$ip gi-
dince gu%lu%verdiler. Yeni vapur yanas$inca c$ocuk bu
kez kalkmadi duvardan. Deminki azarlanma onu u%r-
ku%tmu%s$tu%. Her gu%n burda oturacag~ina go%re o adami
kizdirmamasi gerktig~ inaniyordu. Bu giyimleri
ayri adamlarin karis$tig~i o kadar c$ok s$ey vardi ki, on-
larin dediklerine uymaktan bas$ka c$ikar yol yoktu.
Kedi yavrularindan birini eg~ilip kucag~ina aldi. Kedinin
ag~irlig~i hic$ kalmamis$ti. Uzun tu%ylerinin arasindaki
pireler bir go%ru%nu%p bir kayboluyordu. Pilerer o%yle
besili ve iriydiler ki korktu. Kedinin verdig~i beraberlik
duygusunu bile yendi bu korku. Onu yere birakti.
Yeniden ekmeg~i koparip ufaladi. Az o%nce koyduklari,
gu%nes$te durmaktan katilas$mis$lardi. Yenilerini yemesi
ic$in kedinin burnunu dayadi ekmeklere. Kedi bir iki
c$aba go%sterip uyumaya bas$ladi. [Bu da yarina o%lu%r,]
diye u%s$u%ndu%. [Hem pireleri bu%yu%mu%s$, hem de uyu-
yor. Yarin geldig~imde o%lu%su%nu% denizde bulurum. Bur-
dakiler denize atiyorlar. Niye ama? Atamasalar. S$is$ip
c$irkinles$iyorlar. s$u uzun kay@kc$@, ku%rekle du%rtu%yor on-
lari, du%rtu%yor, du%rtu%or. Ic$kisinden ic$iyor. Ne gu%zel
rengi var ic$kisinin, mavi mavi. Gu%es%in altinda uyuyup
kizariyor. Bir de horlamasi var, korkmasam gu%lerim.
Bu%yu%klerden korkulur. Her s$eye kizarlar. Bu adam
gene bonun tekir tu%ylerini itis$tirirkiyi sopasiyle.
Zavalli kedicig~m, beni hic$ go%rmu%yor. Yese bir lok-
macik o%lmez. Ic$im ko%tu%lu%yor. Ama artik yaz geldi.]
Kiz duvardan inip kendin uyudug~u yere, bul-
dug~u bir gazete parc$as@ndan go%lgecik yapmaya bas
ladi. Yanina yaklas$an og~lan c$ocug~unu go%rmedi.
Cocuk ona yardim etmeye koyulunca bas$ini kaldirip
bakti. C$ocug~un bu%yu%k erkek pantalonundan kesilip
uydurulmus$ pantolnunu tek aski tutuyordu. Bol
pac$alarindan c$ikan bacaklari iki tahta gibiydi.Ayak
larinda bag~siz asker postallari vardi. Iyice tiras$ edilmis$
kafasinda eski yara yerleri go%ru%nu%yordu. Yas$ina aykiri
kiris$ikliklara doluydu alni. Go%z pinararli c$apakliydi.
Gu%lec$ bir ag~zi vardi. Kiz bu beklenmedik duruma
davranis$ini uyourmaya c$alis$arak,
--Bu kedi benim ama. Sana n'oluyor?
Og~lan c$ocuk kizla ayni yas$lardaydi. Bur yanit bula-
may@s@n@n verdig~i s$as$k@nl@k yu%zu%nde durakalm@s$t@.
--Bu kedi benim. Ona go%re yard@m et. Iki ka*g~@t
bu%ktu%n diye onu oks$atmam sana.
Kedi iyice go%lgeye ald@ k@z. Gene duvara t@r-
mand@, oturdu. Og~lan k@z@n yapt@klar@ndaki yerliyerin-
delig~e s$as$m@s$ gibiydi. Yeni yanas$an vapurdan c$@kan
yolcular@ izlerlerken, bir su%re birbirlerini unuttular.
Yolcular onlar@n bak@s$alr@n@ yenileyecek bir davran@s$ta
bulunmadan dag~@l@p gittiler. K@z do%nu%p hemen yan@na
oturmus$ olan c$ocug~a bakt@.
--Sen nerden c$@kt@n? Seni ilk go%rdu%m burda.
Beni burda herkes tan@r.
Og~lan c$ocuk akmayan burnunu iyice c$ekti.
--Bebam ko%mu%r deposunda hamal. Biz anamla
yenilerde geldiydik buraya. Anam du%n gece bas$ca
adama kac$t@. Kacarken de geyikli kadife duvar yaz-
Babam gece iyice do%vdu% beni, duvarlara c$arpt@,
kald@k elin yabanlar@nda diye.
Ka*g~@tlardan yapt@klar@ go%kgekig~i kedi yavrusu b@-
rak@p c$@km@s$t@. Gene alabildig~ine kurutan gu%nes$in al-
t@na serilmis$ yat@yordu. K@z kus$kuyla indi duvar@n
u%stu%nden. Og~lan buldug~u bir dal parc$as@yle kendinin
gerisindeki. K@z demin kediyi kucaklarken go%rmemis$ti
bas$lad@. K@z demin kediyi kucaklarken go%rmemis$ti
bu pislik kal@nt@lar@n@. Og~lan@n davran@s$@n@ uygun buldu
o%nce ama, ses c$@karmamn@n ona sag~layacag~@ u%s-
tu%nlu%g~u% sezerek,
--B@rak o hayvan@ rahat, ne sopayla tartakl@yor-
sun? Hem bini burdakiler, n'apal@m? Ben de hep
gelirim, beni de toplad@ kim dedi. Gelirim gelirim,
beni de tan@rlar.
--O zor biraz. Bir kere o%nce beni tan@rlar. Sen
ne yapsan olmaz. Annen niye yeni kocas@na seni
go%tu%rmedi.
--Yeni kocas@n@ bilmem ki ben. Babam, kahveci-
nin c$@rag~@, diyor. Sac$@n@ @s$lat@p tarayan bir c$@rag~@ var as-
mal@ kahvanin. Biz anamla ne zaman gec$sek aks$amlar@
ordan, benim kafam@ oks$ar, kesme s$ekeri verir. Anamsa
bakmaz hic$ondan yana. Sen kesme s$eker yedin mi?
--Kesme s$eker is$mi? Ben arkadaki dordurma
ku%la*h@ yap@lan yer var ya, oraya giderim aks$am u%sterli,
adamlar bana bir kese ka*g~@d@ ku%la*h k@t@r@ verirler.
Ye babam ye, bitmez. Bak bu kedi o%lecek... Yavru
daha, gene de o%lu%yor. Nineme inme geldig~inde, [Ben
art@k o%lu%ru%m,] demis$ti. [Niye?] dedik. [Yetmis$ bes$
yas$@nda hasta olan o%lu%r,] dedi.
--Ninen o%ldu% mu%?
--Yok, her gu%n yatag~@nda oturkla yat@yor.
Oturag~@ halam alt@na bag~lad@. Aks$amu%stleri, okul
dag~@l@p temizlik is$leri bitince eve do%nu%p alt@ndan al@p
g@s@n@ ald@. Bak@r tencereyle tahta kas$@klar@ da ald@
bos$altiyor oturag~ini ninemin. Halam okulda hade-
medir. S$u tug~la duvarli okulda. Ama sen nerden bile-
ceksin tug~la duvarli okulu? Buranin yabansisisin.
__Ninene sormadin mi, niye o%medin, diye?
__Sorsam bile bilemez. C$u%nku% artik kimseyi tani-
miyor. Evde hep yalniz mi, ninen? Sen niyeonunla
oturmuyorsun?
__Yaz geldi. Sabah halam gidince, evde ekmek
varsa aliyorum zeytinle. c$inkinca. Hep bir s$eyler oluyor. Yiyecek
olamzsa evde, bu bahc$enin arksinda karavanalari bo-
salttiklari yerler var Onlarin ic$inden c$ok iyi yiyecek-
ler bulunur. Ama ben zeytinle ekmeg-e bayilirim. Yaz
geldi artik, canim sikilmaz. Hem ben buralari bilirim.
Ac$ kalmam. Sen yabancisin. O kadar kolay mi?
Og-lan hic$bir yana bakmiyordu. Birden ag-lamaya
bas$ladi. Kiz kendinden umulmaz bir acimayla tela*s$-
landi.
-- A deki, sen de. Ne ag-l@yorsun? Ne var bunda
ag~layacak? Sen de her gu%n gelirsin buraya, seni de
tanirlar.
Og~lan bu hic$ beklemedig~i se$vgiyi go%ru%nce durak-
sadi, sonra daha hizli, daha gu%ru%ltu%lu% ag~lamasini su%r-
du%rdu%. Kiz ne yapmasi gerektig~ini o%nce kestiremedi.
Sonra olgun karalilig~iyle duvardan inip c$ocug~un
o%nu%nde durdu.
-- Ag~lama canim. Amma da su: ugo%zmu%s$su%n.
Ben hic$ ag~lamam. Bir kez ag~lamais$tim, nineme inme
indig~i gu%n. Ko%s$ede parc$aciklarimi dizerken oda kapi-
s@n@ ac$ip du%s$tu% yere. [Kurtar beni yavrum c$ek beni
burdan,] dedi. C$ektim c$ektim c$ektim, hic$ b@r k@rpirdata-
mad@m. Hava karad@ncaya kadar, [Kurtar beni yavrum,
c$ek beni burdan,] dedi. Sonra go%z go%zu% go%rmez oldu.
Ko%s$e camide ezan akunmaya bas$lay@nca o%yle fena
oldu ki ic$im, ag~aldim. O gu%nden bu yana ag~lamam.
Ona da herkes ag~lar. Ninem akilliydi o zaman. S$imdi-
ki gibi pis de kokmuyordu. Bana da masallar anlatirdi.
Og~lanin ag~lamisi daha ic$li, daha yalniz olmus$tu.
Yaslar tozlari c$amurlas$tirip iniyordu yanakrindan.
Kiz bas$@n@ ona yaklas$tirip,
--Hadi ag~lama. Istersen sana ak@ll@ ninemin ma-
sallarrindan bir tanes@n@ anlatirim. Ama gene de bo%yle
z@rlarsan, giderim ha. Kalirsin. Eh ben varken artik yabanci
Og~lancik bas$ini kald@r@p dosdog~ru k@z@n yu%zu%ne
bakti. kiz gene duvardaki eski yerini aldi. Elindeki
azalm@s$ ekmeg~in k@y@s@ndan bir tutami og~lana etkilemis$ti
ki, oturdug~u yere p@rt@ ceketiyle iyice yayilip kamag~i
yemeye bas$lad@
--So%yle akallan. Sana ben buralari hep gezdiri-
rim. Bizim eve de gel ama, halam beni bile
sormuyor gec$ kaldig~imda artik. Gece basinca anca
nineim oturag~ini altindan alip yara yerlerinin pac$av-
ralarini deg~is$tiriyor. Ninem hep bag~irir, [Gec$kali yoruz,
gec$ kaliyoruz. S$imdi konuklar gelecek. nerde? As$ag~i mer-
divenleri silin. Benim dikis$ kukalarim nerde? Kahave
teps@sinin sirlar@ do%ku%lecek. C$arpmayn oraya buraya.
Oohh, her yan sabun kokuyor.] ninem her gece bun-
lari so%yler. Halam duymaz. S$indi bana duymuyor gibi
geliyor. Bazen beni c$ag~irir yardim ic$in. NInemi kal-
d@r@rken ona destek olurum. [C$ocuk oldu o art@k,] der
halam. Ninem bos$almis$ etleri koka koka hic$ bizi bil-
meden, tan@madan bag~irtisini su%rdu%ur. Dig~er odalar-
da oturanlar, b@kt@lar onun konus$malarindan. Bize
c$@k@s$iyorlar ne vakit go%rseler: [C$ikin gidin, rahatimiz
kalmad@, susturun s$u bunag~@,] diyorlar. Susturam@y@z
ki, bizi duymaz. Gece arada uykumun ic$ine karis$ir
so%zleri. O so%zlere uygun du%s$ler go%ru%ru%m. Ama anlat
des$eler, anlatmam. O%yle ic$im tirtrer kalir. Bu kediler
o%lu%rmu%s$ gibi olur hep. Bu kediler o%lu%r ya durmadan.
Ninemin kahve tepsisinin u%stu%nde deve remsi vard@.
Kuplari c$@kt@ O bilmiyor.
O%g~le sonu vapurlari yanilmadan ayni du%zende gi-
dip geliyordu.Iki c$ocuk uzun su%re oturduklari duvar-
da o%yleceydiler. Tekir kedi kimseyi kus$kuya du%s$u%r-
meden o%lu%rmu% kars$ilmaya bas$mis$ti. Kavruk ba-
caklarindaki katilma daha burnunun kurumaya do%n-
mu%s$ duyarlig~ina varamamis$ti. Tek kipirti orasindaydi.
bir soluma sec$iliyordu bakildig~inda ama, her s$ey o
denli ku%c$u%ktu% ki go%vdesinde ta yanina eg~ilince iz-
lenebilirdi o%lu%mu%n ag~@r ag~@r saris$i kediyi. Kit bildigg~i,
o%g~rendig~i s$eyin geldig~ini sezmis$ti.
--Beni u%zmek ic$in yap@yorlar bu kediler. Gu%nes$e
c$ikip, kuruyup o%lu%yorlar.
Kendinin bulundug~u yo%ne hic$ bacmadan hemen
indi duvardan. Etelerini c$ekeledi. Go%zlerini s@k sik
kirpmaya bas$lamis$t@.
--Hadi seni bayram yerine go%tu%reyim. Eg~le-
niriz. Burda yapacak s$ey kalmad@.
Og~lan, kiz inmez onu izledi. Beraberce kal-
dirimdan yu%ru%meye bas$lad@lar. Yu%ru%melerindeki u-
yumsuzluk yoksulluklarini c$og~altiyordu. Yol boyunca
s@ranm@s$ du%kka*nlar aks$amu%stu% haz@rl@klar@na bas$-
lam@s$lard@. Tu%m yokus$larin gu%zellig~i bura-
da da vardi. derlitoplu olmak zorunda olan yokus$
evleri eskiliklerine kars$in kapi o%nleriindeki s$as$irtici
oyuncak as$iklerieriyle, c$imenli sarmas$ikli duruyorlsrdi.
Evlerden birinden bir kadin c$ikarak bir alt kat bak-
kalina girdi. Ardinan, [Tuz da al] diye seslendiler.
Alana c$iktiklarinda gu%nes$ batmis$ aydinlig~i ha*la*
su%ru%yordu. Alanin tam orta yerinde, bu%yu%k bir eg~im
ic$inde bag~lanmis$ renkli salincaklar vardi. Kalin sac$
go%vdelerine su%ru%lmu%s$ boyalarin c$og~u bozulmus$, yer
yer paslari go%ru%nu%yordu.
@Alanda tek bu salincaklar vardi. Onlari da her
bayram yeniden buraya tas$iyip kurmanin zorlug~u
biraktirmis$ti. Bu kayik salincaklrinin baramlardak@
biniciler@ yeniyetme kizlarla sari turunku go%mlekli,
tam uykularini hic$bir zaman uyumamis$ pazarcilarin
genc$ c$iraklar@yd@. Tersaneye yeni is$c$i girmis$ olanlarsa
daha bir ag~irdan aliyorlardi kandilerini. Siralari gelip
de kars$@l@kl@ bindiklerinde, sal@ncag~a kolan vururken@
ag~@rbas$l@kl@klar@ en bu%yu%k h@z@ sag~lama c$abalar@na es$ti.
K@zlar parlak pembe, cennet yes$illi giyimlerinin u%stu%ne
en s@cak bayramlarda bile, nedence, mor ya da k@rm@z@
bir h@rka al@rlard@. H@rkas@z pek ac$@k sac$@k go%ru%necek-
leri kan@s@nday@lar. K@zarm@s$ utanc$ dolu yu%zlerindeki
bitmemis$ c$ocukluklar@ serilirdi ortaya. Yukardaki
is$yerlerinde c$al@s$an k@zlarsa (du%kka*nlarda, los$ is$yerle-
rinde telefon kullanmaya al@s$m@s$ olabilenler) go%rgu%lu%
davran@s$larla, o%zentili ac$@k giyimleriyle gezerlerdi.
Bayram yerinin her kus$kudan ar@nm@s gu%ru%ltu%su%ne
kar@s$an kara c$ars$afl@ anneler c$ocuklarinin ellerini s@k@
s@k@ tuterlard@. Arkada kurulmus$ c$ad@r tiyatrosunun
o%nu%ndeki c$alg@c@lar grubunu herkes izlerdi. C$alg@c@-
lar bir keman, bir zurna, bir ut'du. Keman c$alan c$inge-
ne o denli duygulu sesler c$@kar@rd@ ki c$alg@s@ndan, bu
sesler bas$@bos$ gu%ru%ltu%leri as$sa en etkili s$ey olabilirdi
her bayramda. C$ingene kuru gu%zel parmaklar@ndaki
sec$kin hu%neri bilir, kendi yaratt@g~@ seslere
b@rak@rd@. Koyu, dingin yu%zu%ndeki bic$imli burnuyla
sanki kimselerin duymad@g~@ ender kokular@ c$ekerdi
havadan. Ut c$alansa s$is$manl@g~@n@n yuvarlak c$izgileri
ic$inde iyi bir akraba go%ru%nu%mu%yle utunu go%beg~ine
dayar, t@ng@rdat@rd@. O sec$ilsin istemezdi sanki c$alg@s@,
Ta ki oyunun bas$layacag~@n@ belirten parc$ay@ c$almaya
bas$lad@klar@nda (bu eski bir kantoydu) utunun
go%vdesinde bir davulu c$alar gibi sesler c$@kar@rd@.
C$ad@r@n d@s$@na morlarla c$izilmis$ kad@n resmi gu%lu%mserdi
gelenlere. Berden bilet almak ic$in dolard@ herkes.
C$og~u erkek olan bu kalabal@k son c$ag~r@ mu%zig~i du-
yulmadan girmezdi ic$eri. Birkac$ bayram denemis$lerdi.
Hep gec$ bas$lard@ oyunlar. Oysa c$@kacak kad@nlar@
bekleme sabr@ yoktu onlar@n. Bayram yerinde dola-
s$@rlarken arada kulaklar@na c$arpan o sesler bir cinsel
uyar@ gibiydi. C$ok da genc$tiler. Beklemeye daha al@s$-
mam@s$alard@. En son girip tahta s@ralarda yerlerini
al@rlard@. C$a@r@n kumas$@ d@s$tan vuran gu%nes$te say-
damlas$@r, ic$erdeki ayd@nl@k yumus$ak, sar@c@, ic$ten
ac$@g~a vurulmas@na al@s$@k olmaman@n verdig~i davran@s$-
larla bak@n@rlard@. Tiyatronun sahipleri geleneg~i boza-
rak [varyeyi] sona alm@s$lard@. Daha o%nceleri [tem-
sili] sona koumak kural@na olan sayg@l@ tutumariyle
bas$ta [k@zlar@] c$@kar@yorlard@. Sona kimseler kalmay@n-
ca vazgec$tiler. Bu kalabal@g~@n [temsili] niye bekle-
medig~ini anlayamam@s$lard@. C$u%nku% her oynad@klarina
o%ylesine gu%lu%yorlard@ ki, bas$ komikleri [Sami Ras$it
olag~anus$tu% tepki alabiliyorlard@. [Sami Ras$it Bey]
patronlar@yd@, [Anlam@yor andavall@lar,] demis$ti [biz
de sona al@r@z.] Ve k@zlar c$@k@yorlard@ s$uruplar@n oks$a-
y@c@ ayd@nl@g~@na b%ru%nmu%s c$ad@rda. Tu%mu%nu%m tenleri
inan@lmaz incelikte go%ru%nu%yordu, Etlerinin as$@r@ t@-
k@zl@g@ bile kusur olmaktan c$@k@p tutkulu bir al@p go%tu%r-
meye do%nu%yordu. C$ad@rda ilk kez kar@s@yle girme
densizlig~inde bulunmus$ bir ag~@r yu%k is$c$isi, kaslar@na
dek is$leyen bri k@skanc$l@g~a tutulur, seyirirdi etleri.
Kar@s@n@n dis$ilig~i sanki ac$@g~a c$@kard@ sahnede. C$ev-
resindeki erkek go%zlerinde go%rdu%g~u% bildik anlam
kendilerine yo%neldig~inde biriken at@lganl@g~@n@ nas@l
b@rak@p koyvereceg~ini bilirdi. Temsil bas$lad@g~@nda
kalabal@k gu%ru%ltu%lu% gu%lerle oyuna kat@l@rd@. Bi-
rikimlerini bir bas$ka yo%ne c$evirmenin bilinc$siz si-
nirlig~i ic$inde alabilig~ine gu%lerlerdi. Oyun bittig~inde
du%zenli c$@karlard@. d@s$ar@. Yavas$ yavas$ gu%nu%n yoz ay-
Bey] c$@kt@g~@ zamanlar onun [a*s$@k koca du%ettosu]na
d@nl@g~@na al@s$@lard@. Bayram alanr@da brkarc$@ topla-
nip (genc$, yipranmamis$, ama yorgun) inanilmaz
cos$kular@n@ anlat@rlard@. Oyuncu kad@nlar@n c$ip-
lakl@klar@nda o%ylesne ayr@ntlar bulurard@ ki her so%z
cos$kuyu yenilerdi. C$ocuklar macuncunun bas$@nda
ustaca dolan@p verilecek macunlar@n@ beklerlerdi.
Avuc$larinda, ter ic$inde kalmis$ bir iki bozuk parayi
yitirme duygusu kivanc$lar@n@ yok ederdi. C$u%nku% bay-
ramlarda el o%pmenin kars$@l@g~@n@ cog~u kez para olarak
alam@yorlard@. Lavanta c$ic$eg-i kokan du%ru%lmu%s$ bir
mendildi verilen. Nane s$ekeri satan, mani so%yleyen
adam, yanidan gec$en kizla c$apkin davranis$larla
seslenirdi. Ak o%nlu%g~u%, nane s$ekerlerini diz dig~io%zenli
sepetiyle soylu go%ru%nu%mu% vard@. Kulag~@n@n ard@na
ilis$tirdig~i sari hokka gu%lu%, so%yledig~i maniler adama
bir yac@s$@rd@ ki. Alani@ c$evreleyen karanl@k tahta evler
uyumsuz yoksulluklari@ni@, bayramin s$as$irtici unutkan-
l@g~i@ndan korurlard@. Yukar@larda, derin bir yar@n u%s-
tu%nde kentin bak@ml@ kesiminden bu%yu%k yap@lar go%-
ru%nu%rdu%. Bunlar o%zenli, sag~lam, deg~is$mezdiler. Ge-
celeri ug~ultusu daha artard@ oralar@n. Bu belki de
erkenden uyuyan, gu%nlerine, c$abuk bas$laman@n ge-
tirdig~i zorunlukla ortadan c$ekilen as$ag~@n@n sessizlig~in-
dendi. As$ag~@da kalsa kalsa, bir iki kahve kal@rd@ ac$@k.
Onlara da po%rsu%mu%s$ iskambil ka*g~@tlar@yle oynanan
cans@z, o%fkesiz oyunlar olurdu. Radyoyu ac$an askerlik
yoklamas@ gelmis$ c$@rak, gu%nlu%k yurt ve du%nya haber-
lerini yeni bir ilgiyle dinlerdi. Askere c$ag~r@lman@n
ona getirdig~i al@s$@lmad@k duruma yak@s$@r tav@rlar de-
nerdi. Alacag~@ tahta bavula konacak s$eylerin der-
dine du%s$mu%s$ anas@n@ yabanc@lard@. Ona art@k, <
tirdi. Gecenin on birinde ocag~a dog~ru [yap iki
orta !] diyen ustasini bile duymamanin tadini iyice
c$ikarirdi. Uykuya varmis$ sokaklarda Orta-Anadolu-
lu bekc$iler gezerdi . Orada pek hirsizlik olmazdi ama
yukardan inen yorgun, uykusuz hirsizlarin barinag~iy-
di. Bekc$ilerin durumunu bu zorlas$tirirdi. Onlarsa hic$
kirag~isi olmayan yazlarina s$as$arlardi. Uyku-
suz, cahil yu%zlerindeki korkutucu biyik:ariyle go%ev-
lerini yaparlardi.
Kiz, alandaki bag~ili kayik salincaklarin dibine
oturdu. Cebinden bir basma parc$asi c$ikardi. Dizine
yayip onu du%zeltmeye bas$ladi. Og~lan ayakta ne yap-
masi gerektig~ini kestiremeden kalakald@.
Sen bayramda buray@ go%receksin. O%yle iyi
olur ki. Ben ta geceler n, ta geceler olancaya kadar ag~lenirim. Baz@
iyi insanlar macun paras@ filan da verirler bana. Ba-
loncular bile gelir, inanmazsin ya...
Salincaklar c$ok bu%yu%k, biz binemeyiz ki, bunlara.
Yo, coculara da var. Tam bize go%re. Is parada.
Karanlik bastiryordu. Kars$@ evlerin is$iklari yan-
maya bas$lamis$ti. S$uno bunu almak ic$in bakkallara
gidenler vard@. Bakkallarin sararmis$ gazeteler serili
raflar@nda, tek renkti sat@lanlar. Kiz, sal@naklar@n go%-
ru%nmesi bitinceye dek bez parc$asini du%zeltti. Og~lan
ac$ik sec$ik kestiremedig~i anasinin kac$ma olayini yeni-
den aks$am do%ndu%g~u% odalar@nda olamayacag~ina inan-
mak c$ok zordu. Dog~dug~undan bu yana vard@. Ic$inde-
ki kipartilar sevinc$ oldu.
--Biz Sivas'@n ko%ylu%g~u%ndeniz,biliyor musun?
Babamgil der ya, [hayvanimiz yok, toprag~imiz yok.
Sivas toprag~@nda n'edeceg~iz?] Anamsa anlat@r an-
lat@r Tohma suyunu.[Kimlere yanay@m bac@lar@m,]
der. [Buran@n s#ehri nice ola ki. Dilin bir,derdin bir.
Gurbetl@k ates#ten yorgan,] der hep.Sivas'a vard@g~@-
m@zda tren geldi.Tahtalarda uyuduk. Anam kac#ma-
m@s#t@r. Odada s#imdi o oturur olacak, tahta kas#iklarla
gey@kli duvar yazg@s@yle.
K@z parc#ayi cebine koydu, kalkti. Karanlikti her
yan. Yad@rganacak bir kurbag~a sesi duyulmaya bas#-
lad@ birdin. Yokus#un yukarisindaki yapilardan gu%c#lu%
elektr@k aydinlig~i yayilmisti go%g~e. Fabrika dumanlari
s@s gibi birikirdi geceleri as#ag~ida
_ Bak, yukar@yi bilmezsin sen... Ben bir gu%n c#@
kacag~@m oraya. Halam, [C#ikacan tabii,] diyor.[Ama
daha var, daha b@rkac# yil var. Hele bu%yu%, bu%yu% de
kalma buralarda,] d@yor. Halam, [Hayat@n@ rezil etme
k@z@m,] diyor.[Bir namus derdine,] diyor.
Og~lan, k@z@n go%terdig~i yo%ndeki aydinli@g~a, ug~ul-
tuya bakti@. Kurbag~an@n sesi durmus#tu. U%stteki ses-
ler@n canl@l@g~@ gittikc#e belirginles#iyordu.
_ Han@ beni bayram olunca buraya getirecektin?
Sen c#@karsan yukar@, beni buraya kimse getirmez.
Ben@m yukar@ gitmeme c#ok var daha. O za-
mana kadar kac# bayram gec#er
Geldikleri yo%ne dog~ru yu%ru%du%ler. Yoks#un ba-
s#ndak eskiden havagaz@ olan direg~e elektrik takil-
m@s#t@. Ayd@nl@k, fenern camlar@ k@r@k su%slu% demir kafe-
sinden tas#lara yay@l@yordu. C#ocular o%onlerinde uzayan
go%geleryle yce yaln@zd@lar. Aks#amsafalar@n@n koku-
su o%ylesine yog~unlas#m@s#t@ k, s@cak daha art@yordu
gu%n geceye gec#erken.
Bu yeni y@llarla bir s#eyi toparlay@p c#@karam@yorum.
Say@ saymas@n@ bilirim. Benim tarihlerim bin u%c# yu%z
u%stu%ne. S#imdikiler bin dokuz yu%z. Arada kocam, og~-
lum topland@g~@m@zda Horhor'dakilerden so%z ac#ay@m
isterim. Yani dog~rulamak ic#in olan@ biteni. S#o%yle s#o%le
bin u%c# yu%z otuz iki k@s#@ydi desem. Rusuhi bey ve refi-
kas@ aynen bo%yle konus#urlard@. O adam b@rak@p da beni
gittig~i gu%n konag~a, korkudan bu%yu%k tas#l@g~@n k@y@s@nda
kalakalm@s#@m, sinmis#im.[Ben burda korkar@m, buras@
c#ok bu%yu%k,] demis#im. Hep onu demis#im, anlatmalar@
o%yle. C#erkez Gu%lendam gelip beni ald@g~@nda ordan,
[Konag~@n geterine go%tu%ru%ne seni kos#tururuz. Burda yer
ic#er, efendilerine sayg@l@, boynubu%ku%k olmay@ o%g~renir-
sin. Bir de edep erka*n, di mi yavrum,di mi efem,]
demis#. Efem demeyi de ondan o%g~rendim. Ha*la* da
vazgec#emem. Om%ru%mu%n yar@s@n@ orda gec#irip kona-
g~@n en kuytusu, en belinmezi benden sorulur olduktan
sonra... Beni arayan soransa yok. Kimim kimsem yok
muydu? Olamazcam@m! S#u son gu%nlerde ne oldug~unu
pek kestiremedig~im, ama olmad@g~@na da inanama-
d@g~@m s#eyler go%zu%mu%n o%nu% resim gibi c#iziliyor.
Genis# bir toprak yolun k@y@s@nda dizili kavruk ag~ac#lar
go%ru%yorum. Eprimis# o%rtu%ler o%rtu%nmu%s# kad@nlar, bak@r
bakrac#lar tas#@yarak gec#iyorlar. Hava kararana dog~ru
iki pencereli topraktan c#@kma evlere, as@k yu%zlu% adam-
lar giriyor. Yog~urt mayas@ kokan los# mutfaklardan bi-
rinde sac#@ o%rgu%lu% bir kad@n duruyor. Kadinin c#evresin-
de irili ufakl@ c#ocuklar var, bez entariler giymis#. Ka-
din ic#lerinden birini kucaklay@p emziriyor. Mavi damar-
l@ memesi tas#k@n su%t dolu. Yu%zu% belli deg~il. Beni c#ag~@-
r@yor, ama as@l ismimle deg~il, Servet demiyor. Benim
gibi olan c#ocuk gidiyor yan@na, kucaklas#@yorlar.Yere
< P 147>
oturtup coc#ug~u, yani beni, bir bag~a tarakla sac#lar@n@
taramaya bas#l@yor. Tu%rku% so%yler gibi, [Ben k@z@m@ ver-
mem. Ac# c#@plak olsa da. E@ kap@s@nda onacag~@na
burda o%lsu%n. Nerden c#@kt@ Istanbul'a c#ocuk tas#@mak ?
Paras@ da bats@n bunun,] diyor. Kucaklas#@yoruz s@k@
s@k@. O zaman yu%zu% beliriyor, @s#@kla c#izilmis# gibi. Aklar@
duru, gu%zel kara go%zlu% biri. Yeniyetme kad@nl@g~@ var.
Bez giyimli c#ocuklar dolas#@yorlar yan@m@zda; biri
elinde sac#lar@ at k@l@ndan tahta bir bebek tutuyor.
Mutfag~@n los#lug~u kararmaya bas#l@yor. Ocakta odun-
lar yan@yor. Odunlar@n yalaz@nda ayd@nlanan kad@n,
memesini say@s@ hep deg~is#en c#ocuklardan birine
veriyor. [Su%tu%m yok ama, oyalan@r. Daha ac#l@g~@n@
oyalamayla avutacak yas#ta bu,] diyor. Yumus#ak, apak
elleri var. Her parmag~@na c#ok gu%zel yu%zu%kler takm@s#.
Sac#lar@ kolonya kokuyor. Gene de her s#ey c#ok yoksul.
Tam ona dayanm@s# dururken sokak kap@s@ vururluyor.
Boz yolda yu%ru%yen, gu%lmez adamlarden biri giriyor
ic#eri. Biz hep beraber ag~lamaya bas#l@yoruz. Hay@rd@r
ins#allah, nedir bana musallat olan resim gibi seyret-
tig~im s#ey ? O eller bizim Dizdar han@mefendinin olsa
gerek. Han@mefendi o%leli on y@l@ gec#ti san@r@m. Kara
toprak neleri al@yor. Ne bak@m, ne o%zendi onun kendi-
sine go%sterdig~i ? Kolonya sular@yle ayaklar@n@ ovdurur-
du. Tabanlar@ sertles#mesin diye, ipek kadife terlikler
giyerdi. Sac#lar@n@ Alman papatyas@yle sarartt@g~@n@
so%ylerlerdi k@zlar. C#erkez Gu%lendam kalfa, [Duyma-
y@m efem, duymay@m bu so%zleri, haddini bilmemek
bu evde to%re deg~ildir,] diye sustururdu onlari. Bir
beni severdi ic#lerinden. Ku%c#u%klu%g~u%mden so%z eden
de tek Gu%lendam kalfayd@. [Bitini, sirkeni temizleye-
memis#tik de sac#lar@n@ makineyele t@ras#lam@s#tik. Nevazil
< P 148>
olmaman ic#in kafana ben pazenden takke dikmis#tim.
Konuklara seni c#@kar@rd@k, gu%lmekten bir hal olur-
lardi. Yer cu%cesine do%nmu%s#tu%n ila*hi Servet,] derdi.
Dizdar han@mefendi mahrem yerlerindeki k@llar@
hic# tutmazd@. Hamam yak@ld@g~@nda keselemem ic#in
beni c#ag~@r@r, en a*la* otlardan kar@lm@s# ila*c#lar@
lar@na, kollar@na, her yerine su%rdu%ru%rdu%. Bu ila*c#lar@
aile doktorlar@ Naki bey yaparm@s#. Gevs#emeye yu%z-
tutmus# ince ak teninin u%stu%ne ila*c@ u%rke, korka su%-
rerdim. [Dikkat et Servet,] derdi, [doktor bey, "C#ok
hafif, yayarak su%ru%n" diye tembihledi. Cildimin ipek
incelig~i onu s#as#@rt@p, tela*s#a du%s#u%ru%yor. Her gelis#inde
suallerini kars#@lamak gu%c#. En ufak bir c#izik, ila*c@ iyi
yapamamak evham@ veriyor doktora.] U%stu%mde pes#te-
mal@mla terleyerek, nak@s# dokurcas@na yayardi@m ila*c@.
En s@k@l@g~@m is# buydu. Keselemek bir s#ey deg~ildi.
Zaten yaln@z s@rt@n@ keseletirdi. O%rtu%su%nu% go%g~su%nden
ay@rmazd@. K@zlar@n dedig~ine go%re memeleri beline
inmis#. Biz go%relim istemezmis#. Sular@ do%ku%ndu%g~u%nde
boncuk boncuk yuvarlan@rd@ teninden sular. Yu%zu%nu%n
akl@g~@ ak@l almaz gibiydi. Sanki bir porselen u%stu%ne
c#izilmis#ti kas@, go%zu%, ag~z@ . O%yle h@zl@ gu%ldu%g~u%nu%
go%rmemis#, duymam@st@k. Ince ince gu%lerdi bak@p in-
sana. Hamam yapt@g~@ geceler doktor Naki bey ziya-
retine gelirdi . Kac# go%c# yoktu o evde . Beyefendi filan
bir arada, sar@ kadifeli sofada otururlard@. Sonbahar@n
nemli aks#amlar@nda p@r@l p@r@l altl@kl@ pirinc# mangallar
doldurulur, sofaya tas#@n@rd@. [Kayd@rarak kesele Ser-
vet,] derdi han@mefendi, [s#o%yle keseyi c#evire c#evire
ov.] Kollar@n@n u%st k@sm@ yag~lanmaya bas#lam@s#t@.
Kulak memeleri s@ras@ndan kesik sac$lari, samur sar@-
s@yd@.
< P149>
E@ yatk@nl@g~@m denenmis#ti konakta, anlam@s#lard@
ki, pek ince is#ler bana go%re deg~ildir. C#amas#@r gu%nlerin-
de kazanlar@n alt@n@ yakmak, suyun s@cakl@g~@n@ ayn@ tut-
mak, kirlileri kaynamaya at@ld@g~@nda sopalarla c#evir-
mek bana verilmis#ti.
Bu%yu%mu%s#tu%m. Sac#@m uzam@s#T@, o%rgu%lu%ydu%. Yukar@
katlara c#@kt@g~@m yoktu. Gu%zel olmad@g~@m@, bunun ic#in
de elegu%ne kars#@ c#@kakak inceliklerden yoksun oldu-
g~umu Gu%lendam kalfa yu%zu%me so%yledig~inde on be-
s#imdeydim san@r@m. [Efem, Tanr@n@n kullar@n@ bes#
parmak gibi ayr@ yaratt@g~@n@ hepimiz biliriz. Gu%zellik
gec#icidir. Kal@c@ olan c#al@s#kanl@k, iyi huy, du%ru%stlu%k-
tu%r, di mi efem ? Sende bunlar olduktan sonra hic#
duc#ar kalmazs@n, Servet k@z@m. Beyefendiyle han@me-
fendi bizim velinimetlerimizdir. Sebeb-i hayat@m@zd@r.
Onlara s#u%kran@n@her an go%ster.] Dediklerinden bir s#ey
anlamam@s#t@m o zamanlar. Sonra Horhor'daki konak-
tan baz@ c#al@s#anlar c#@kar@ld@. Han@mefendi sokag~a c#@-
karken s@kma bas# yap@p, k@sa giyimler giyiyordu. Ara-
ba haz@rlan@p kap@ya geldig~inde, c#ifte merdivenlerden
inip c#evresine bay@lt@c@ kokular b@rakarak c#ekip gidi-
yordu.
Konakta asri olmaktan bas#ka so%zu%n edildig~i yoktu.
Sormus#tun, [Asrilik daha rahat etmektir,] demis#ti
Gu%lendam kalfa. C#@kar@lanlar@n yerine yeniler gelme-
dig~inden, beni yukarda c#al@s#tirmaya bas#lam@s#lard@.
Kola yapmay@, is#lemeli o%rtu%leri u%tu%lemeyi, patis car-
s#aflari du%rmeyi o s@ralar o%g~reniyordum. Dizdar han@m-
efendinin yatak tak@mlar@ ipektendi. Onlar@ gu%venip
bana u%tu%letmiyorlard@. Bir gece hic# unutmam, o
bu%yu%k sofada, oraya salon diyorlard@ epeydir, toplan-
m@s#lard@. Doktor Naki bey, bir bahriye miralay@, ipek
< P 150>
c#orapl@, sac#lar@ kesik han@mlar. Gu%lendam kalfan@n
tela*s#@ artm@s#t@. Etekleri donlan@p duruyordu. [Pek o%nem-
li kis#iler yukardakiler efem, pek. Utanmamal@y@z
yapt@g~@m@z hizmette hata ederek. Servet, evla*@m
titremeden ikram edeceksin. Ben ancak liko%r, c#ikolat
sen kahveleri t@pk@ han@mla beye verdig~in gibi elin
haz@rl@g~@na yetis#irim. S#imdi eski kalabal@g~@m@z yok.
Harp bitti, bir su%ru% dert bas#lad@. Gene de harp so%ylen-
tileri var. Hem de tam tam@na harpm@s# bu defaki.
O%yle C#anakkale'yle falan bitmeyecekmis#. O yukardaki
bahriye miralay@ anlatm@s#.]
Gu%lendam kalfa yas#lanm@s#t@ bir hayli. Incelig~i
s@skal@g~a, kemiklenmeye do%nmu%s#tu%. Koyu s#arap rengi
giyimlerinin u%stu%ne hep atlas bir yelek giyerdi. Burnu-
nun ucu son y@llarda b@c#ak k@n@ gibi sivrilmis#ti. Eski
ketumlug~undan iz kalmam@s#t@. Yerli yersiz konus#up
duruyordu bizlerle. Belli ki s@k@ld@g~@ bir s#ey vard@.
Ben, yemekleri yapan S#ehime han@m (eski Istanbullu
bir ailenin yan@ndan yeni gelmis#ti konag~a, fazla para
al@r@m sanm@s#.) Gu%lendam kalfaya gelir gelmez [Deli
C#erkez] diye isim takm@s#t@. Her pis#irdig~inin u%stu%uden
kas#@kla al@r,tad@na bakaard@. Birc#ok kere bu tad@na
bakmay@ su%rdu%ru%rdu%. Mutfakta benden bas#ka kimse
olmay@nca konaktakiler ic#in ag~z@na geleni so%ylemeye
bas#lard@. [Ayol buran@n nesi konak. Hay o bohc#ac@
Rukiye kar@s@na uyup da yerimden c#@kmayayd@m, u%c#
ayl@k alacag~@m ha*la* o%denmedi. Buraya ancak sokak
ko%pekleri konak der. Araba, arabac@ kiral@k. Sordum
o%g~rendim. Senin gibi ko%ylu% bir k@z, o deli C#erkez,bir
de o k@r@tkan S#emsitap. Neye yarar o S#emsitap! Bir
k@c#@ var, deg~irmen tas#@ gibi. C#alkalar durur. Go%zleri
haktan su%rmeliymis#. Onu beyefendiye sand@k odas@n-
< P 151>
da yutturur. Ayol, ben bir s#ey yutmam. Bana k@rk y@ll@k
U%sku%darl@ S#ehime demis#ler, Han@mefendiye gelince
biz o han@mefendilerin daha a*la*ar@n@ biliriz. Ama na-
mus dedig~in yaln@z bunlar@nnn eline verilmis#tir.
Kimseye b@rakmazlar. Ellerinde fazlaz@ da olsa... Ka-
r@n@n s#imde etekleri tutus#mus#. Zabitten dost ar@yor.
Anlad@, gu%n zabitin. Bahriye miralay@ndan as#ag~@s@na
da kurtarmaz, haspam. Para olacak, para. Bu du%nyada
para her s#eyin bas#@. Senin o han@mefendin var ya,
k@rk@ndan as#ag~@ deg~il. Nah yalan@m varsa yu%zu%me tu%-
ku%r. Ama para kar@y@ genc# tutuyor. T@k@zl@g~@ artm@s# ger-
c#i, gerdan@ da c#ift c#eneye yo%nelmis# ama, gene de yu%zu%
lam lam yan@yor. Go%zleri desen k@zg@n kedi go%zu%. Ya
k@r@tmalar@, sesini yayarak naz, eda yapmalar@... Ancak
para bu keyfi verir adama. Beni kand@rd@lar vallahi.
Yerimden k@p@rdamazd@m hic#, u&c# kurus# fazla alacag~@m,
diye. Bunlar@nki etrafa go%steris#. Do%rt hizmetka*rla
zenginlik mi do%nermis# ? Benim param@ da verici deg~il-
ler. S#imdi memlekette harp k@tl@g~@ var. Izne gittig~imde
o%g~rendim. Askeri otlatmaya go%tu%ru%p karn@n@ doyu-
ruyorlarm@s#. S#ahande han@m@n gu%mru%k kolcusu ko-
cas@ anlatt@. Siz burda, o deli C#erkez, o erkek azg@n@
S#emsitap, bir de sen oturup durun. Galata Ko%pru%su%
nerde ? desem ap@s#@p kal@rs@n@z. Insanlar m@s@r koc#an@n@
o%g~u%tu%p yiyor. Yetmezmis# gibi bit hastal@g~@ k@ran@ ol-
du. Du%nyadan haberiniz yok, avallar@m.] Buna benzer
s#eyler so%ylerdi. Biz de gittikc#e c#ekinir olmus#tuk on-
dan. Ayr@k kal@n bacaklar@ yu%zu%nden iki yana savrula-
rak yu%ru%yu%s#u%, mutfag~@ doldurmas@na yeterdi. l@k
konuklara c#@kmadan o%nce bana iyice c#ekidu%zen ver-
mis#lerdi. Kurban bayram@ ic#in dikindig~im hareli tafta
giyimimin u%stu%ne kanarya sar@s@ kemer takm@s#t@m.
< P 152>
Merdivenlerden c#@k@p kimselere bakmayarak kahve-
leri verdig~imde sigara ve pudra kokusunu, bir de erkek-
lerin rugan pabuc#lar@n@ ha*la* hat@rlar@m. Yu%reg~im go%g~-
su%mden f@rlayacakm@s# gibi c#arpm@s#t@. Kad@nlar@n kol-
lar@ c#@plakt@. Ne kadar da birbirine benziyordu bu kol-
lar. Pembe ince tenli, tombul. Benim dirseklerimin
yukar@s@na dog~ru pul pul, donuk sar@ sert kollar@m.
Du%s#u%nmu%s#tu%m, dog~ruydu; c#irkindim, ko%ylu%ydu%m.
Belki de ko%ylu%lu%g~u%mden c#irkindim. Peki, ko%y neydi?
Ko%ylu% oldug~umu nerden bilmis#ti S#ehime han@m?
O gece inip sormus#tum: [S#ehime han@m, siz benim
ko%ylu% oldug~umu nerden bildiniz efem?]-[Ay, senin
efem'ini yesinler k@z. Bu iri iri dirsekler, bu f@rlak diz
kapaklar@, bu kol gibi kal@n telli sac#lar, bu her s#eye
evet' ancak ko%ylu%lerde olur. O deli C#erkez de evet
der ama, o c#@k@n@n@ tutma evetedir. Sar@ alt@nlar@ bir
yerlere go%mmu%s#tu%r o. Bu evin kaymag~@n@ alm@s#t@r.
Onun du%nyal@g~@ tamam. S#emsitap zati durucu deg~il.
Fingirdemesi orospu fingirdemesi. Beni hic# hesaba
alma. Ben ne eder eder parac@klar@m@ kurtar@r@m. As@l
s#as#t@g~@m sensin. Sen su%ru%neceksin, a benim iki
go%zu%m. Sen iyice dis#siz, t@rnaks@z@n,] demis#ti. Sap-
s@z fincan@ndan ho%pu%rtu%yle kahvesini c#ekip yanag~@m@
oks#am@s#t@.[Ben sade kahve ic#mem. Sade kahve zen-
ginlere vergidir. Yoksul k@sm@ buldu mu s#ekere kuv-
vet vermeli ki, kan yaps@n diye...]-[Ben ko%ylu%lu%g~u%m-
den habersizdim, s#ehime han@m, siz nas@l bildiniz?]
demis#tim, [s#as#t@m.]-[Dedim ya, biz Istanbulluyuz,
biliriz.]
S#ehime han@m bir zaman sonra sar@g~@ burma, c#er-
kez tavug~u, hu%nka*r kebab@ gibi yemekleri burun k@v@-
rarak yapar oldu. [Bir gu%zel tavuk dolmas@ nelerine
< P 153>
yetmez,] demeye bas#lad@.[C#erkez tavug~unun biberiy-
di, ceviziydi, K@vam@yd@... a ug~ras#amam, ug~ras#amam.
Hafakanlar bas@yor.] Bunu so%ylemek is#i de dig~er
aferinsiz is#ler gibi bana kalm@s#t@. Say@l@ u%st kata c#@k-
malar@mdan biriydi. O gu%n nas@ld@ iyice biliyorum.
K@s# gelmis#ti. Do%ner merdivenlerde koyu renk basa-
mak hal@lar@ seriliydi. Merdivenler tekles#tig~inde iki
yanda yuvarlak bitimli pencereler vard@ bahc#eye ba-
kan. Sar@ pirinc# kornis#lere tak@l@ ipek pu%sku%llu% kal@n
perdeler. Camlardan, duman rengine do%nen gu%n go%-
ru%nu%yordu. Merdiveni c#@k@p Iran hal@lar@yle kapl@ so-
fada durmus#tum. Hic# ses yoktu kapal@ odalarda.
Han@mefendinin yatak odas@n@n kap@s@n@ c#alacakt@m.
Vurdug~umda c#@t@rt@lar gelmis#ti ic#erden, sonra da yu-
mus#ak ayak sesleri. Kap@y@ han@mefendi ac#m@s#t@.
Kocaman bir aynan@n o%nu%ndeki camla o%rtu%lu% kumas#
c#ic#eklerle bezeli saati go%rmu%s#tu%m ilk. Saat sessizce
[t@k t@k]l@yordu. Sac#lar@ndan ipek kordelas@ kaym@s#t@
han@m@n, @l@kl@k doluydu oda. Mor atlas perdelerin
kapad@g~@ kars#@ duvara bitis#ik parlak kumas#larla o%rtu%-
lu% danteller y@g~@l@ bir karyola vard@. [Baz@ yemekleri
yapman@n zor oldu%g~unu so%ylu%yor S#ehime han@m,]
demis#tim. [C#erkez tavug~u yapamazm@s# bu gece
ic#in...] Han@mefendi k@zmam@s#t@. Du%z kapan@k gu%l-
mesiyle arkaya dog~ru seslenmis#ti: [Ah siz askerler
yok musunuz? Bu adalet, musavat laflar@n@zla as#c#@-
lar@m@z@ bile size kars#@ nezaketsiz ettiniz. Bak@n@z
kendi evimde so%zu%m gec#miyor. Beyaz Ruslar'a do%n-
memize ramak kald@ san@r@m] O zaman su%slu% omuzluk-
lar@ olan beyi go%rmu%s#tu%m. Ince bacakl@, yald@zl@ bir
iskemlede oturuyordu. Kara b@y@klar@ dikti. Sac#lar@
du%z taran@p ortadan ayr@lm@s#t@. [Yok ruhum, sizin o
< p 154.>
pervin ellerinize elbette ki, bir hizmet eden buluna-
cak. Asalete, gu%zellig~e kim k@yabilir?]-[Peki yavrum,]
demis#ti han@mefendi, [sen in is#lerinin bas#@na, bana
S#emsitap'@ yolla. Elbiselerim u%tu%lenecek.]
O zamanlar ben yorgunluk nedir bilmezdim. Sa-
bah ezan@ndan yats@ya kos#tururdum. Servet kilere,
Servet mutfag~a, Servet odun c#@kar, Servet ayakkab@la-
r@n c#amurunu temizle, Servet camlar@ yard@mc@ kad@nla
beraber sirkeyle sil, Servet tavanaras@n@n tozlar@n@
al, Servet, Servet, Servet... Bana gu%veniyorlard@.
Herkesin her s#eyin elulag~@yd@m.
S#emsitap kac#t@ bir gece. Onun is#lerini de bana
verdiler. Dedim ya bana gu%veniyorlard@. S#emsitap
kiralanan araban@n arabac@s@yle kac#m@s#t@. Ne zaman
tan@s#m@s#, ne zaman sevdalanm@s#lard@, buna epey s#as#-
m@s#t@k? C#u%nku% bizler, biz evin hizmetc#ileri, hic# soka-
g~a c#@kmazd@k. Erzak, sebze, meyve, yakacak is#lerini
emektar bir adam yo%netirdi. Paralar@n@ Gu%lendam kalfa
o%derdi. Bense y@llard@r hic# ak@l etmemis#tim c#@k@p d@s#a-
r@y@ go%rmeyi. S#imdi go%rdu%m de ne oldu sanki! Gece
sabaha kars#@, hic#bir s#ey almadan, u%stu%ndekilerle kac#-
m@s#t@ S#emsitap. Rusuhi beyin hizmetini o go%ru%rdu%,
Han@mefendi gec# uyand@g~@ ic#in sabahlar@ ayr@yd@ ko-
cas@ndan. Ara yok, ara yok. Gu%lendam kalfa [efem]
diyor da, bas#ka bir s#ey demiyordu. [Efem, nas@l yapar
bilmem? Beni demi du%s#u%nmedi bu? Ne derim yukar-
dakilere?] S#ehime han@m oral@ deg~ildi. Sigara tabaka-
s@ndan tu%tu%nleri c#@karm@s# ka*g~@da yerles#tirip duruyor-
du. [Ne yapacaks@n a kardes#im, sizin gibi k@z kurusu
olmazd@ ya. Gitti gider. Senin han@m da art@k bu kar-
gas#al@kta kocas@n@ avutacak onun gibi birini zor bu-
< p 155.>
lur,] demis#ti. Kimseyi umursamaz olmus#tu evde. Yu-
kardan ne haber c#@kacak diye bekles#irken kahvesini
yudumlam@s#t@. [Kahveyi de nohuttan o%g~u%tu%yorlar.
Nerde o eski kahveler? C#ok tela*s#lanma Servet k@z.
O koca ellerinle c#es#mibu%lbu%ller, kristaller, billu*rlar
sana kalacak,] demis#ti.
Aradan aylar gec#mis#ti. Bir gece yats@da kap@ ya-
banc@ yabanc@ c#al@nca ilk ben ac#m@s#t@m kap@y@. Kolla-
r@m c#ok mu uzundu ne o zamanlar, koyacak yer bula-
mazd@m. Ag~@r kap@ kolunu kald@r@p ac#t@g~@mda, koca
bir @hlamur ag~ac@ go%rmu%s#tu%m sokag~@n ko%s#esinde.
T@pk@ bahc#edekinin es#iydi. C#c#ek ac#m@s#t@. Sokak
konag~@n bahc#esine benziyordu. Demek ki bahard@
S#emsitap'@n arabac@ kocas@ gelip c#eyizlerini iste-
dig~inde. Han@m@n yan@na c#@km@s#t@k u%c#u%mu%z. Ben,
Gu%lendam kalfa, S#emsitap'@n arabac@ kocas@. Ha-
n@mefendinin elini o%pmeye uzand@g~@nda adam, elini
bir uzat@p bir c#ekmis#i han@mefendi,. Sonra gidip kana-
peye oturmus#tu. S#emsitap'@n arabac@ kocas@ iriydi.
Ah@r ah@r kokuyordu. Gu%lendam kalfa o%yle so%ylemis#ti,
kokuyor diye. Ben duymam@s#t@m Allah ic#in. Arabac@
kocas@ iki elini kavus#turmus# konus#muyordu. [Eee,]
deyince han@mefendi, konus#maya bas#lam@st@. [Biz
bir cahillik ettik, siz hos#go%ru%n. S#emsitap, "Han@m@-
m@n ayag~@n@n turab@ olay@m," diyor. "Onlar beni hos#-
go%ru%r. Aylar gec#ti, han@mefendinin aff@na s@g~@n@r@m.
Onlar benim annem babam say@l@rlar. Ben go%zu%mu%
konakta ac#t@m. Edep erka*n ordan o%g~rendim," diyor.]
Susmus#tu. Hepimiz S#emsitap'@n arabac@ kocas@na
bak@yorduk. C#akmak c#akmak kara go%zleri vard@. Gu%l-
endam kalfa so%ylemis#ti bunu da. Han@mefendi elin-
deki p@rlantal@ saatini c#eviriyordu bir o yana, bir bu
< P 156.>
yana. [Eee,] demis#ti gene, [seni bu acayip, lu%zumsuz
laflar@ m@ so%ylemeye yollad@?]-[Yok.]-[Ya,neye?]
-[Sizin ona, evlendig~inde vermek ic#in haz@ilad@g~@n@z
c#eyizler varm@s#. Onlar@...] dedi. Han@mefendi birden
ayag~a kalk@p sivri topuklar@n@ vura vura do%nmeye bas#-
lam@s#-t@ sofada. [Ne c#eyizi? Benim istedig~me varm@s#
m@ da, c#eyiz istiyor? Beni bu%yu%k say@p, elimi o%pu%p
izin alm@s# m@ da c#eyiz istiyor?] Bizi bir korku alm@s#t@.
S#emsitap'@n arabac@ kocas@ kamburlas#m@s#, yere bak@-
yordu. [C#eyiz meyiz yok. Sana yolu go%stersinler.
Hadi bakay@m. U%stelik bas#ka biri olsa seni kabul edip
konus#mazd@.] Hepimiz merdivene yo%nelmis#ik. Ara-
bac@ birden do%nu%p konus#mus#tu: [Alt@ yas#@ndan yirmi
yas#@na kadar yan@n@zda bog~az toklug~una durmus#.
"C#eyizler bunun kars#@l@g~@yd@," diyor.]-[Nee, bana kafa
m@ tutuluyor? Kac#t@g~@n@z gece s@rt@na gec#irdig~i man-
tomun deg~erini biliyor mu o? C#ikin evimden!] C#a-
bucak merdivenlerden inmis#tik. S#emsitap'@n araba-
c@ kocas@, nedense bizi kendinden sayarak tas#l@kta
durup, [Ben ona demis#tim, "Vermezler bir s#ey," diye.
"Bunlar haraca al@s#@k," diye.] demis#ti. Kap@y@ yine ben
kapam@s#t@m. @hlamur ag~ac@ buram buram duruyordu
kars#@da. Ben S#emsitap'la arabac@ kocas@n@n sevdalar@-
n@ beg~enmis#tim. Bana sormad@klar@ndan so%yleyeme-
mis#tim. Niye sorsunlard@!
O zamanlar yorgunluk nedir bilmezdim. Gece
yatag~a uzand@g~@mda, deliksiz, bir solukta uyurdum.
S#imdi o%yle mi ya? Kemiklerim do%ku%lu%yor. Yatag~a giri-
yorum, bunca yorgunluk yetmezmis# gibi, hic# uyku
durak yok. Niye bo%yle oldum? @htiyarlad@m tabi@. Bi-
rinci Cihan Harbi'nde yedi ya da on yas#@nda oldug~u-
ma go%re var@m benim parmak hesab@mla bir altm@s#tan
< P 157.>
o%te. C#u%nku% say@ saymas@n@ bilirim. Demek ki, han@me-
fendiyi de kara topraklar ald@. Kus# su%tleriyle besle-
nen, atlaslar@n, samur ku%rklerin, ballarin, bo%reklerin
han@mefendisini... Komsu#um Meserret, Nis#antas#@'n-
da ev temizlig~ine gider. Laf laf@ ac#ar ya, o demis#ti;
c#al@s#t@g~@ evin bu%yu%k han@m@na her y@l mevlu%t okutur-
larm@s#. Mu%slu%man insanlarm@s#. Eskilerini, art@klar@n@
ona verirlermis#. Derken Horhor'daki konaklar@ndan
so%z ac#@lm@s#. Erkek as#c#@lar@ varm@s# da o anlatm@s# bi-
zim Meserret'e; bunlar padis#ahl@k zaman@n@n soylusu-
dur, zenginider diye. O gu%zlim konaklar@n@n yerini
s#imdi apartmanlar alm@s#. Dizdar han@m sonradan bir
Cumhuriyet pas#as@yle evlenmis#. Laf laf@ ac#@nca bizim
Rusuhi beyi sordum. Horhor'don Nis#antas#@'na tas#@n-
d@ktan sonra ayr@lm@s#lar. Su%slu% miralaydan bir k@z@
olmus#. C#ocuk olmamakta kabahatl@ demek Rusuhi
beymis#. O%yle ya, dog~rusu da bu.
Uykular@m yok. Bu da ihtiyarl@ktan. Ihtiyarl@k
uyumamas@. Bana gidince S#emsitap'@n odas@n@ ver-
mis#lerdi: bahc#eye bakan, ikinci kattaki oda onundu.
Yerde eskice bir hal@, duvarda boydan boya yu%klu%k,
ko%s#ede iki ceviz sand@k vard@. Odalar@n kap@ kollar@
camdand@. Sand@klardan biri kilitli, biri ac#@kt@. Ac#@k
olan S#emsitap'@nd@. Han@mefendi yan@ma gelip, [Bak
Servet k@z@m,] demis#ti, [sen nanko%r olma. Bu c#eyiz-
ler art@k senindir. S#emsitap'@ d@s#kardaki ufak hukuk
is#lerimizi yapan davavekilimiz Fatin beye verecektim.
Kendinden otuz yas# bu%yu%k adam@ istemezmis#. Gu%l-
endam'a sorarsan kac#ma sebebi buymus#. Bir de
gu%zellig~ine gu%venmesi. Hata etti. Verilmis# so%zu%mu%
tutmayarak beni de mahcup b@rakt@. Senin s#@maracak
bir yan@n yok. Bunu unutma ki S#emsitap,
< P 158.>
burdaki gu%nlere al@s#@p da arabac@ kar@s@ olmakla
yetinemez. Elbet ko%tu% yollara du%s#u%p namusunu he-
la*k edecektir. Benim ne kadar hakl@ oldug~umu da
ac@ ac@ anlayacakt@r.]
O gece ilk o%rtu%ndu%g~u%m ipek yorgan@n verdig~i
rahatl@g~@ unutamam. Alt kattakilerin yorgan yu%zleri
basmayd@. Odam@n sedirini de k@rm@z@ damasko ku-
mas#la kaplam@s#lard@. Yukar@n@n ince is#leri bana ka-
l@nca ellerimi kollar@m@ savurmamay@ o%g~renmek ic#in
az c#abalamam@s#t@m. As#ag~@ya da yetis#iyordum tabii.
@lk katta S#ehime Han@m kalm@s#t@. Pek memnundu
s#imdi. Tek olmak keyfini artt@r@yordu. Sigaradan ka-
l@nlas#m@s# sesiyle s#ark@lar@n@ so%ylu%yordu. [Servet k@-
z@m, bak, ayr@ bo%lu%k oldu buras@. Keka*... Yani o%yle
Ruhi beymis#, han@m@ym@s#, du%nya umurum deg~il,
yapar@m yemekleri, kaparim kahve fallar@m@... Ancak
deli C#erkez kos#tursun. Anlad@m ki, o yaln@z para ic#in
kos#turmuyor. Bunlar onu dehlerse da*r-i du%nyada bir
yerlerde bar@namaz. Merdiveni c#ift olmayan bir ev-
deyse hic# yapamaz. Ancak topuzunu du%ru%p bes# yu%z
defa inip c#@kmaya gelmis# bu du%nyaya. Du%zayak yere
koysan, inme gelir deli C#erkez'e. Amaan sen de,
her koyun kendi bacag~@ndan as@l@r. Gec# efendim,
geeec#...]
Bir gece uyurken Ruhi beyin koynuma girmesi
de han@mefendinin geceleri gezmeye c#@kmaya bas#-
lad@g~@ s@ralard@. Uzun su%redir eve konuk gelmiyordu.
Buna tek u%zu%len Gu%lendam kalfayd@. Benim is#lerim-
de bir eksilme olmam@s#t@. Yap@lanlar@ sunman@n d@-
s#inda, bu%tu%n is#ler art@k benimdi. Tek, on bes#te bir,
bu%yu%k c#amas#@ra kad@n geliyordu. Cam temizlig~i bana
kalm@s#t@, k@rk pencere.
< P 159.>
Ellerimle her s#eyi kavr@yor, c#ekip c#eviriyordum.
C#ok da bog~azl@yd@m. S#ehime arada tak@lma-
dan edemezdi. [K@z Servet, senin bu gu%cu%ne erkek
yetiremeycek konak. S#emsitap'@n fingirdemesi gu%-
zellig~indendi. Seninkisi kan@ndan can@ndan o%tu%ru%
olacak.] Rahmet olsun pek severdi ac#@k sac#@k konus#-
may@. Acaba o%lmu%s#? Can@m ben ihtiyarla-
d@m. O, ta o zamanlar sac#@n@ k@nalar, belini s@kard@.
Fakfon sigara tabakas@n@ go%g~su%nden c#@karma c#al@-
m@ysa tam genc# is#iydi gene de.
Rusuhi beyin koynuma girdig~i, beni kad@n yap-
t@g~@ geceye gelince hic# du%s#u%nmek istemem, hep du%s#u%-
nu%ru%m. Yar@ ic#im gec#mis#ti; as#ag~@ katta Gu%lendam kalfa
pantuflar@yle gezerek bir s#eyleri yerlerine koyuyor,
kap@lar@ kap@yordu. O her gece odadan odaya dolan@p
dururdu. Atlas kus#ag~@nda tak@l@ anahtarlar nerelerinse
oralara go%zkulak olurdu. Ben odam@ sevmis#tim o za-
manlar. Art@k kibar s#eylere yaklas#man@n getirdig~i
heveslerle doluyordum. Elimi yorgan@m@n ipeg~ine su%ru%-
yor, deg~is#meler, gu%zelles#meler bekliyordum. @c#imi
o%nleyemedig~im s#eyler sar@yordu gittikc#e. Niye ama
Rusuhi bey gibi beyefendi, benim sodal@, c#ivitli
sularda genis#lemis# ellerimi oks#as@nd@. Ha*la* du%s#u%nu%ru%m
de bulamam. S#emsitap'@ beg~enmesi yerindeydi de... O
gu%zeldi, edas@, su%zgu%n bak@s#lar@, sesini titreterek ko-
nus#mas@... Hele ayaklar@m iyice bu%yu%ktu%r. Bir gu%n
konuklara kahve verdig~imde Dizdar han@mefendi,
[@nan@r m@s@n@z,] demis#ti, [Servet'in ayag~@na Rusuhi
cig~imin rugan terlikleri bile ku%c#u%k geliyor.] Ertesi gu%n
odas@nda, ayaklar@n@ kokularla ovarken han@mefendi,
[O%p k@z ayaklar@m@,] deyince, sevgiyle, kayg@yle o%p-
mu%stu%m. Bir serc#eydi sanki ayaklar@... Konuklar@n u-
< P 160.>
zak bak@s#lar@ alt@nda konus#malar kad@n@ kad@n yapan
s#eyleri anlatmaya do%nmu%s#tu%.
Hic# du%s#u%nmek istemem o Rusuhi bey gecesini.
Ne zaman du%s#u%nsem ihtiyarl@g~@m, her s#eyim, kat kat
ag~@rlas#m@s# oluyor. Burnumun dibindekileri unutay@m
da bo%yle s#urdan burdan c#@k@veren gec#mis#imi ac#@k
ayan bileyim. Uyduruyor muyum ne? Tanr@n@n cezas@
olsa gerek. Bana, bunad@n, diyor evdekiler. Hic#bir s#eyi
akl@mda tutam@yormus#um. Eldeki bes# on lirayla haf-
tal@k yemek yetis#tirip de surat asmalar@ndan kurtulu-
rum, diye du%s#u%nmektendir bunamam. So%lemis#im-
dir de bunu evdekilere. Nas@l arada bo%yle ters, ko%tu%
kars#@l@klar buluyorum kendi insalar@ma. Yas#land@kc#a
huyu deg~is#iyor kis#inin. Benim ic#in demezler miydi,
[Servet'in s@rt@na vur, ekmeg~ini ag~z@ndan al,] diye.
Dinlerim her so%yleneni. Huyum bu. Sormay@ hic#
bilmedim...
O gece de sormam@s#t@m, [Rusuhi bey nic#in bana
bacaklar@n@z@ su%rtu%yorsunz?] diye. Yatag~a girip
yorgani tepemize c#ekivermis#ti. Hay@r m@ deseydim?
Hay@r demenin gereklilig~ini bilmezdim ki! Hay@r de-
sem de kimse beni dinlemezdi ki. Ben herkesi dinle-
meyi biliyordum. Yedi ya da on yas#@ndan beri. [Neden
su%ru%yorsunuz bacaklar@n@z@?]-[K@z@m evla*d@m, ca*n@-
m@n ca*n@, ca*n@m@n ruhu...] Sac#lar@m ag~z@ma dolu-
yordu. Beni s@k@ s@k@ sarm@s#t@. Amma da gu%cu% vard@
sessiz yu%ru%yu%s#lu% Rusuhi beyin! Solug~u duyulur diye
korkmaya bas#lam@s#t@m. Oda @s@n@p duruyordu. Gu%len-
dam kalfa uyumazd@ kimseden o%nce. Yorgunluk c#o%ku%-
yordu ic#ime. Yorgunluk neydi demis#tim ya,bas#l@yordu
is#te. O is# oldug~unda sabaha kars#@ m@yd@? Bir horoz o%t-
mu%s#tu%. Acemi bir horoz muydu, o%ten? Ha*la* bilemem.
< P 161.>
Bir keder gelmis#ti. Ag~lam@s#t@m yatakta. Sac#lar@m@n
dibindeki ter sog~umus#tu. [Korkma, c#ocuk olmaz,]
demis#ti. Odadan gittig~ini sec#ene dek ag~lam@s#t@m.
Ag~lamamdan ona neydi! Gu%n ag~ard@g~@nda han@m-
efendinin ayak sesler@n@ duymus#tum. Yeni do%nu%yordu
d@s#ardan.
O geceden sonra, eski koyu, du%s#su%z uykular@m
gitti. O geceden sonra hic#bir s#ey dan@s#amad@m kimse-
lere. Tu%rku% bilmedig~imden (onca y@ld@r gene de bil-
mem) bir uzun is# tuttum mu, nameler uydururdum.
Sonra bundan vazgec#mis#tim. Ben deg~il de, vazgec#-
tig~imi, S#ehime han@m fark etmis#ti ilk. [K@z Servet,
iyice bir hos# oldun sen. T@s@n c#@km@yor. Karadeniz'de
gemilerin mi batt@?]-[Karadeniz neresi S#ehime tey-
ze?]-[Zavall@ k@z@m, sen, oturdug~un Istanbul ne-
re, onu bilir misin?]
Is#te bu yokus#u c#@karken dura dinlene, kendimi
avutarak, hic# unutmaya gelmeyen o geceden sonra-
kiler kac# y@lda oldu bitti toparlayam@yorum. Son gu%n-
lerde bir de u%s#u%me peydahlad@m. Evde ne buldumsa
u%s#tu%me gec#iriyorum. S@g~@n@yorum giyimlere, o%rtu%n-
melere. Ilig~im kemig~im u%s#u%yor. Her giydig~imin ku-
mas#@ yumus#ad@, pamukland@, ondan m@ @s@nan@yorum?
C#ars#@ pazar aran@p dururken eteklerimin alt@ndan renk
renk parc#alar sark@yor. Bu illet iki y@ld@r ug~rad@ bana.
Og~ulcug~um Almanya'ya gitmeye kalkt@g~@nda is#c#i
olaraktan, bir t@kanma, bir soluk alamama gu%nu%m
olmus#tu. Ecel gelip gitmis#ti. Tek evla*d@m kolay
m@? Herbir s#eyimdi benim. Is#c#iydi Havuzlar'da.
Bununla yetinseydi ya! Yok yok, ille uzak diyarlara
gidecek. O gu%n bayg@nl@k gibi bir hal gec#irdig~imde,
utanc@mdan belli olmas@n diye kap@n@n pervaz@na
daynm@s#t@m. Du%nyamda oldug~umdan beri hic# hasta
olup yatmam@s#imder. [Anne sen c#@kma kars#ma. Kimse
c#@kmas@n. Gideceg~im Almanya'a. Babam da tek
so%z etmesin. Burdaki hayat@m@z su%ru%nmek. Sabah@n
koru%nden aks#am@n karanl@g~@na c#al@s#, ald@g~@n parayla
ekmeg~ine kat@k edeme. Yas#@tlar@n Bayog~lu'na
c#@k@p iki biria ic#eme...] Her o%fkelendig~inde bunlar@
s#o%ylerdi. [Efem, og~lum, bira o kadar la*z@m m@ k@?
Ic#ki gu%nahtir. Mu%slu%manl@kta yoktur.]- [Mu%slu%man-
l@kta ac# oturmak gu%nah deg~il mi, anac@g~@m?]-[To%vbe
tou%be pas#am benim, bo%yle deme. Bas#@m@z@ sokacak
bir yerimiz var. Ac# deg~iliz, c#@plak deg~iliz. Eller eline
gitmekte ne favda umars@n, pas#am.]-[Sana anlata-
mam anne. Anlamazs@n, sen du%nyay@ bilmiyorsun. Bu
du%nya her koyunun kendi bacag~@ndan as@lma du%n-
yas@. Kimsenin kimseyi go%rdu%g~u% yok. Sen ha*la* Hor-
hor'daki konaktas@n]- [Yok be evala*d@m. Horhor'daki
konak neresi, buras@ neresi. Baz@ s#eyleri o%g~reniyorum,
biliyorum. Yine de Allah bes# parmag~@ bir yaratmam@s#.]
Pencerenin k@y@s@nda oturan kocam ayak deg~is#tirerek
o%ksu%rmu%s#tu%. [Yalvarma `pas#am pas#am' diye bu og~-
lana kad@n! C#u%ru%klu%k'ten pas#a c#@kt@g~@n@ kim go%rmu%s#.]
iki erkek diretince bana susmak kal@rd@. Og~lumun
gideceg~i gu%nler yaklas#@nca bir bunalmad@r sarm@s#t@
can@m@. Oraya buraya c#arpmaya bas#lam@s#t@m kendimi.
Yeniden kimseleri beklemeden kalacakt@m evde. Ko-
cam vard@ ama o her zaman yemeg~i yer, kahveye gider.
Bense dalar@m. Gene bir bir du%s#u%nmeye bas#lar@m:
Konak, Rusuhi-Bey, camurlu sokaklar. Pazar yerlerin-
deki art@k-ezik sebzeler. Og~lum da evde durmazd@ ya.
Gene de onun giyimlerini y@kamak, c#evresinde neyi
eksik diye dolanmak, arada Horhor'dan bir iki misal
< P 163.>
getirmek, beni pek sevindirirdi. Gelgelelim gitti.Iki
y@l o%nce. Ic# c#amas#@rlar@ elek gibi olmus#tu o s@ralar.
Ona yol c#amas#@r@ du%zelim dedim. Bir kuru ko%fte, bir
bo%rekle ug~urlamak olmaz. Fatin bey tam o s@ra u%c#
ayl@klar@n@ alm@s#t@ (do%rt yu%z elli lira). [Servet han@m,
bu paralar nafakam@zd@r. Birtak@m c#amas#@ra anca
c#@kabiliriz. Hem o, c#amas#@r@n s#ah@ olan yerlere gidi-
yor.] Inanmad@yd@m dedig~ine. Onca gec# evla*t sahibi
olduk, bu adam gene de muhabbetsizdir og~luna.
Kapal@ C#ars#@'ya c#@karken benle geldi og~lum. Ta
c#ars#@ya deg~il tabii. Bir kag~@t al@yorlarm@s# Almanya'ya
gidenler. Onun verildig~i binan@n o%nu%nde biz de dur-
duk. [Go%reyim sana ka*g~@t verilen yeri,] demis#tim.
Ana-baba gu%nu%. Tazeler, erkekler, bas#@na atk@ atm@s#
ko%ylu% kad@nlar dolmus#lard@. Benim og~lum hic# olmaz-
sa Istanbullu. Bir c#ocuk savrularak, [C#ay, c#ay,] diye
geziyordu. [Anne c#ay @smarlayay@m sana,] demis#ti.
Ah benim can@m evla*d@m. Neyi sevdig~imi bilen tek
kis#iydi. C#ay@ pek severim. Nas@l da bunu bildig~ini
go%sterip go%nlu%mu% hos# etmis#ti. [U%zu%lme anac@g~@m.
Gidip, yemeyip ic#meyip param@ t@k@r t@k@r biriktireceg~im.
Anlatt@klar@na benzer kadifeli koltuk alacag~@m sana,
bir de radyo. Son gu%nlerinde dinlendireceg~im seni.]
Aks#amu%stu% bu yokus#tan do%nerken, [Bu dedikleri-
ni unuttu mu?] diye sorar@m kendi kendime. Bo%yle
du%s#u%nmem, kus#kulanmam ne bu%yu%k fesatl@k. S#ark@la-
r@ severim, evet. Radyolar@n c#al@nd@g~@ evlerin kald@r@m-
lar@ndan gec#erim. Bu saatlerde fas@l olur radyolarda.
Hos#lan@r@m fas@l dinlemekten. Bir evden dig~er evin
o%nu%nu% tutana dek bilmeden h@zlan@r@m. Eksik olmas@n
mahalleli ac#ar radyolar@n@ iyice. S#ehime han@m@m s#ark@-
lar@d@r c#al@nanlar sanki. Go%zu%mu%n o%nu%ne, elinde
< P 164.>
kalpuz kahve fincan@yle geliverir. Insan o%mru% bir
ru%ya, go%z ac#@p kapay#ncaya bitiveriyor. Horhor'daki
konag~@n da s#ark@lar@d@r bunlar. O zamanlar radyo yok-
tu. Gene de bu s#ark@lar oran@nd@r, madem bana iyice
oray@ c#izip resmederler. Peki, ya tozlu yoldaki ku%c#u%k
c#ocuk, karago%zlu% kad@n, toprak ev? Onlar@n s#ark@la-
r@, tu%rku%leri yoktur. Gene de resmolunurlar. Kocam@s#,
ihtiyar bir kad@n@n oturup da kendini bes# yas#@nda
san@p, gencecik; yeniyetme bir anadan su%t emerken
du%s#u%nmesi ne densizlik, ne bunam@s#l@k. Merak edi-
yorum kimdim? Nerden Rusuhi beylere getirilmis#-
tim? Bu du%nyada bir kul yok mudur, ku%c#u%klu%g~u%mden
kalan? Yok ki, beni hic# aramad@lar. Bir ana c#ocug~unu
sorar. Yaln@z beni getirip b@rakan, ona demis#se b@rak-
t@g~@n@. Dizdar han@mfendi beni hor mu kulland@?
Yok can@m. O han@md@, ben hizmetc#iydim. Hepsi
bu.
S#emsitap'@n c#eyiz sand@g~@n@ korkumdan ac#ama-
m@s#t@m ilk zamanlar. Oysa sand@g~a bakt@kc#a sevinir-
dim. Denildig~ine go%re ic#inde, deg~erli, o%zenli s#eyler
vard@. Gu%lendam kalfa, [Servet bu c#eyizleri sen hak
ettin.] Konakta herkes bana sen derdi, ben herkese siz
demeyi o%g~renmis#tim. [Bu c#eyizleri hak etmek bu ka-
darla bitmez. Ic#inde k@y@lar@ dantelli k@rlentlerden tut,
ig~ne oyalar@na, pes#tamal@, havlusu, tas@yle hamam
tak@m@na gelinceye her s#ey var. Bohc#ac@dan al@nm@s#
yar@m du%zine S#ile c#ars#af@, Sile bezinden gecelikler de
bulacaks@n. Sen sen ol, nanko%r olma. O arabac@ par-
c#as@ giderken, "Bunlar harac# al@rlar," dedi ya, istedig~i
neyin pay@yd@? Harac# nedir bilir misin? Bir insan@n
dig~erinden hakk@ olmayan@ almas@na harac# denir. S#em-
sitap'@n bu evde ne hakk@ var? Karn@n@ doyurmus#, @s@n-
< P 165.>
m@s#, bar@nm@s#. Bir de han@mefendiye haber yollar,
elin ah@r kokular@na kac#@p.] Gu%lendam kalfa eliyle
s@rt@m@ s@vazlam@s#t@. Bundan o%tu%ru% ona yak@nl@k duyup
dig~er kilitli sand@g~@ sormus#tum. [O sand@kta han@me-
fendinin ku%rkleri vard@r, annesinden kalma. Eskiden
samurlar go%zdeymis#. Bic#imleri pek bas#ka. S#imdikileri
tutmuyor, ondan naftalinli tu%lbentlere sar@l@ durur,
deg~erlidirler. Kilitsiz b@rak@lmaya gelmez.]
Sonra Rusuhi bey koynuma girmis#ti. O y@llar-
dan bu yana erkekten, insalar@n birles#melerinden
bir s#ey anlamad@m neye yarar? Ne zaman o is# olacak
olsa, bir tela*s#t@r al@r beni. [C#ocuk olmaz, korkma,]
demis#ti ya ilk gece. Gene de ben s@cak bulunca s@cak,
sog~uk bulunca sog~uk suyla y@kanmaktan bacak arala-
r@m@ yara etmis#tim. Bir de kas@k ag~r@s@d@r tutmus#tu.
Hep dua ederdim. [Tanr@m bu gece gelmese. Bir so-
lukta uyuyuversem. O is# olmasa,] diye. Sonralar@
du%s#u%nu%p duadan vazgec#mis#tim. O is# ic#in dua etmek
gu%nah@ yapman@n o%tesindeydi. Peki, bu gu%nahtan
nas@l kurtulacakt@m? S#ehime han@mdan bas#kas@na
dan@s#amazd@m. Gelen giden azald@g~@ndan o da hafta
izinlerini iki gu%ne c#@karm@s#t@. Bir cumartesi gecesi izin
do%nu%s#u% kayg@yle beklemis#tim onu. S@rt@na bas#@ndan
dog~ru indirdig~i genis#, kahverengili yes#illi atk@s@n@
alm@s#t@m elinden. [Ne o Servet'cig~im?] demis#ti,
[Yukar@ c#@kal@ Istanbul terbiyelerin pek arrt@. Nur ol,
benim k@z@m. Nerelerde o deli C#erkez?]-[Yukarda.]
-[Kimbilir,k@sa gu%nu%n ka*r@n@ hesaplamaktad@r san@-
r@m.]-[Bilmem.]-[Sen bilmezsin yavrum. Sen insan
k@l@g~@na girmis# mela*ikesin. Sana pek yaz@k olacak.
Ne yapal@m ki ben, elden tutacak gu%cu% olan deg~ilim.
Ko%rle topal meseli. Ikimizden bir adam zor c#@kar.]
gu%nu% gibi bir ag~@r is$ti yap@lmas@ gereken. k@s$ orta-
lar@nda sobalar yak@ld@g~@nda Gu%lendam kalfa, beni
han@mefendinin c$ag~@rd@g~@n@ so%ylemis$ti. O%g~le u%stleri
c$ag~r@ld@g~@m olmazd@. Eskisi gibi degildim. Bek-
lenmedik s$eyler, en ku%c$u%kleri bile bende c$arp@n-
tplar yap@yordu. Sanki arkamdan biri geliyor gibiydi.
Do%nu%p baksam go%receg~imi san@yordum. Her s$eyi
ko%tu%ye yorar olmus$tum. Bu c$ag~r@lmadan ne c$ika-
cag~@n@ bilerek (ko%tu% bir s$ey) odaya girmis$tim.
Ilk gu%nku% @l@kl@k kaybolmus$tu. U%stu% camla o%rtu%lu%,
yapma c$ic$eklerle bezeli saat yoktu yerinde. K@y-
melti perdelikler c$ic$eklere c$@kar@lmis$, sade gu%nes$likler kal-
m@s$t@. Han@m@n su%s masas@ndaki billu*r s$is$eler, ta-
vandaki cam avize yoktu. Ona cam denmezdi.
S$imdi ismini unuttum. Ilk silme izni verdikleri gu%n
hayranl@ktan saatler su%rmu%s$tu% temizlemem. Cam-
lardan yanar do%ner renkler gec$iveriyordu. Birbirine
su%tu%nu%nce c$@kard@klar@ sesler senindirirdi beni. In-
ceciktiler. Insan genc$lig~inde, daha dog~rusu, yata-
g~@na istemedig~i erkek girmeden o%nce bunlar@ fark
ediyor, go%ru%yor. evet, daha kad@n deg~ildim onlar@n
tozunu ald@g~@m s@rkarda. S$imdilerde c$ic$ekleri bile
unuttum. Ag~r@lar@ma ila*c$ so%yleyen (evlere is$e giden
Meserret koms$um var ya) [Hatmi c$ic$eg~i,] demis$ti
de, [O ne ki, aktarda olur m?] deyivermis$tim.
[K@rk y@l@n hatmisi, ayol bilmiyor musun?] Hadi
c$ic$ek benim gibisine neyse, yaz@ k@s$@ bile ay@rdede-
mez oldum. Tanr@n@n cezaland@rmas@d@r bana bu
titremeler, t@kanmalar. Ne cahil olsam girmesindi
gene de koynuma Rusuho bey. Bir s$eyler yap-
mal@ym@s$@m. Pek bu%yu%ktu%r benim gu%nahlar@m, Pek...
Kime kimseye de so%yleyemem. Gu%leri, mevsimleri
unutmus$umdur. Bir titremedir gider baharda da
k@s$ta da.
Han@mefendi parl@yordu. Son gu%nlerde giyim-
leri daha go%steris$li, daha go%zal@c@ olmus$tu. Ger-
dan@n@ ac$ikta b@rakan kadifeleri, ipekleri vad@.
S@ra s@ra inciler tak@n@yordu. Kas$lar@ incelmis$, hemen
hemen hic$ kalmam@s$t@. [Servet, k@z@m,] demis$ti,
[sen marifetli ve dirayetlisindir is$inde. Odadaki
es$yalar@ topla. Onlar@ ben ay@rd@m. Sil, pakla. bir
iki gu%n Nis$antas$@'Ada kuzinimde olacag~im. Cum-
huriyet bayram@n@ orada gec$ireceg~im. Yak@nda da
tas$@nacag~iz. Kuzinime deg~il tabii. Muhakkak ki,
bir apartman kat@ tedarik edeceg~iz. S$imdiden to-
parlamayabas$larasak ancak bahar bas$@na yatis$iriz.
Biurdanc$@kana kadar bu%yu%k c$mams$@ra, bu%yu%k te-
mizlig~e yard@mc@ tutmamay@ uygun buldum.] - [Ben
de gelecek miyim siziynle?] Mis gibi kokan eldi-
venini burnuma dokundurmus$tu. [Tabii, Servet.
Biz nerde sen orda.]
O gece ilk, ben Gu%lendam kalfa, Sehime ha-
n@m yaln@z kald@k. Ben de esintilere, c$arp@nt@lara tutu-
larak geceyi gec$irmezdim. Du%s$nu%p du%s$u%nu%p se-
vinmis$tim. Mutfakta birarda yemek kurduk. Unut-
mam o geceki yemeg~in tad@n@. Siniye tabaklar@
dizip de bas$@na s@raland@g~@m@zda, [K@zlar, bir de
uttu muttu c$alan@m@z olayd@,] demis$ti Sehime
han@m. Lezzetine doyulmaz bir cevizli kabak tatl@s@
yemis$tik. Usta as$c$@yd@. [Alesta bekleme zoru yok,]
diyordui S$ehime han@m. [Yar@m yar@m lokma yutmak
yok. S$o%yle biz bize emir verelim.] Ilkkahveyi de
o gece ic$mis$tim. [Eee anlatsana S$ehime han@m,
sen bilirsin. Bu Cumhuriyet Bayram@ hangi bayram?
S$eker Bayram@n@, Kurban bayram@n@ bilirdik ya,
bu nesi?] - [Sana ne be C$erkez k@z@ Cumhuriyet
baybram@'ndan? Benim bildig~im bayramlar@n hepsi
han@mlara beyleredir. Ne be Servet k@za, ne nafaka
du%s$er bize. Cehaletimizi as$ar bu bayram@ anlamak.
Bayram@n ko%tu%su%olmaz. Bildig~ime go%re bayram
bayramd@r.] Ben, S$eker ve Kurban bayramlar@nda
han@mla beyin elini o%per, hay@r dualar@n@ al@rd@m.
Bir de mendildi, giyimlik kumas$t@, ic$ c$amas$@r@yd@
al@n@rd@ bizlere. S$ehime han@m para isterdi. Hatta
kurbanlarda bekc$iye semtin yoksullar@na dag~@t@lan
fitre ve zeka*tlar@ bile istemis$ti. Gu%lendam kalfa
so%ylemis$ti, han@mefendi c$ok sinirlenmis$, [Bu ka-
d@n@n para du%s$u%nlu%g~u% pek s$as$@lacak hallere gel-
mis$tir,] demis$. Yine de kurban@n en iyi parc$alar@n@
ne eder eder, izinde yu%klenip giderdi.
O is$ olduktan sonra, el o%ldktan sonra, el o%pmek ayri bir dert
olmus$tu bana. Rusuhi bey, t@pk@ eski el uzatmas@yle
kars$@lard@ beni. Elini dudag~@ma go%tu%ru%rken karanl@k
su%rtu%nmeler ac$@kta yeniden oluyormus$ gibiydi. Evet,
hic$ bag~@s$lanmaz benim kabul etmem o is$i. Bil-
memek de, c$aresiz olmak da, kimsesiz olmak da
yapt@g~@m@ kars$@ koymal@yd@m? Bunca y@ld@r onu
bile bulamad@m. Han@mefendi bile o%mus$ gitmis$,
avunmal@y@m. Han@mfendei bile o%lmu%s o%lmu%s$, O apak
etleri kurtlara, bo%ceklere yem olmus$tur. Incik
kas$lar@, suya deg~mez elleri erimis$tir. Onlar neyi
tutsalar, neyi yapsalar alt@n oluyor. Bizo%yle miyiz
ya! Kahve fallar@ bile bakmis$tik. S$ehime han@m
Gu%lendam kalfaya, [Kismet var sana, Cerkez k@z@.
S$emsitap'@n aslan arabac@ kocas@na benzer. Arabac@
sas@ sas@ kokuyordu ya. O is$ de mis gibi kokmaz
yap@l@rken,] diye s$aka etmis$ti. Yats@ sonuna, belki
de gece yar@s@na kadar oturup eg~lenmis$tik. Ko-
nag~@n deg~is$mez insanlar@ oldug~umuzu so%ylemis$tim
onlara. S@g~@nt@ deg~ildik. Bir ara s$ark@ bile so%yle-
Ben de edeceg~im dualar@mla gu%nhlar@m@ affetti-
rirdim belki yu%ce Yaradana. Uykumun en koyu
yerinde, [Yarabbi Yarabbi, ne kadar s$anss@z@m,
so%zlerimi, sana kars@ gelme diye alma. O y@llardan
bu yana kimseye kars$@ c$@kmad@m. Kaderima raz@
oldum. O is$ beni hep u%zdu%. Hep ag~latt@.] Su%rtu%nme,
kirlilik gene bas$lamis$t@. Bir o gece zifiri karanl@kta
dayanamay@p sormus$tum. [Siz Nis$antas$@'na git-
medeniz mi Rusuhi beyefendi?] Yu%zu%ne kars$@ bey
denemezdi. [Bana davet yap@lmad@. Hadi can@m
do%k sac$larini.] Yu%zu%mu% yast@g~a go%mmu%s$tu%m. Go%zyas$-
lar@m durmadan ki is$ bas$lad@g~@ndan bu yana ag~@zdan o%pu%s$-
Neyse ki is$ bas$lad@g~@ndan bu yanaag~@zdan o%pu%s$-
memis$tik hic$. Bu da la*zim deg~ildi kus$kusuz. O
bir beydi. Yatag~@ma girmesinden ag~lamakl@ oldu-
g~umu bilse, kimbilir, kovarlard@ belki beni S$ehime
han@m@n dedig~ine go%re, eskiden S$emsitap sabaha
kadar s@rt@na binermis$ Rusuhi beyin, anadan dog~ma
c$@plak, gu%lmek k@yametmis$ yukarda...
U%c ay es$yalar@ toplad@k. Ne c$ok hal@, ne c$ok
yorgan varm@s$ bilmezdik, o%g~rendik. Sard@k, sild@k,
naftalinledik. S@ra har@@menfendinin annesinin samur
sand@g~@na gelmis$ti. Sqmurlar@n ic$i s$am ipekleriyle
kapl@ym@s$. Buni Gu%lendam kalfa so%yleis$ti. Ben
zaten birc$ok incelikleri ondan o%g~renmis$imdir. El-
leyince u%rpermis$tim yumus$akkl@g~@ndan ku%rklerin. O
sar@lar@n kahverengiye do%nu%s$u% nerde go%ru%lu%rdu%
bas$ka? Tek tek eski cibinliklere sard@k o%zanle.
Dizdar han@m@n annesi, bahar aylra@nda camlaric$ik
ac$@k yatarm@s$, bu cibinlikleri gu%lag~ac@ karyolas@na
c$ektirip. O kadar s$is$manm@s$ ki, yetmis$ yas$@dayken
yu%zu% bir bebeg~in gibi gergin, tombulmus$.
[Ne han@md@ go%sen,] demis$ti Gu%lendam kalfa. [Pas$a,
Hu%nka*r yaveri oldug~undan el etek o%pmeye gelenleri
ag~@ramaya adamyetis$tiremezdik. Giderlerken gaz bo-
yamas@ ku%c$u%k keslerde ihsanlarda bulunurduk. Eee
onlar da bir gu%ndu%. O devran bas$ca bir devran-
d@. Artik buralar@n sefa su%ru%lecek hali kalmad@. Ni-
s$antas$@'na gec$mek zaman@yd@ dog~rusu, efem.]
En ufaklara varana her s$eyi toparlam@s$t@k.
O kadar ki, art@k ha deyince gidivermek kal@yordu.
Gene c$arp@nt@lar@m artm@st@. Her an yani so%zlar,
yeni korkular bekliyordu. Dizdar han@mefendi,
baz@ perdeler kals@n demis$ti. [Bunlar@n modas@
Konakla beraber las@nlar. Bay@larak al@rlar da. Kim-
seler pas$alarda, beylerden kalma es$yaya s@rt c$e-
viremez. Kac$ y@l@n perdeli, eriyip giderler c$@kar@rsak.]
Konag~@n sat@lacag~@n@ ac$@kc$a o gu%n duymus$tum.
Ezilmis$tim u%zu%ntu%den. Go%zu%me arada c$izilen resim-
deki c$evresi c$ocuklu kad@ndan beni al@p buraya
getirenin izimi kaybedeceeg~ini du%s$u%nmu%s$tu%m. Belki
de y@llar sonra geldiler aramaya. Bulamay@p gittiler.
geldiler mi acaba? Bir ana c$ocug~unu otuz y@l
aramaz m@? Otuz y@l sonra bulsa da artik ana c$ukurda.
Niye gencecik bir anan@n sar@lmas@n@ du%s$u%nu%ru%m ken-
dime? Bunamak, bu olsa gerek. Dizdar han@mefendi-
nin anas@ bunam@s$ da bu%yu%k aptestini ka*g~@tlar@n ic$ine
yap@p behc$edeki @hlamur ag~ac@na f@rlat@rm@s$. Sonra
Gu%lendam kalfay@ c$ag~@r@p, [Kiz Gu%lendam, gel k@c$@m@
temizle,] dermis$. [Ben de bir gu%zeldim,] derdi
gu%lendam kalfa. [Bir belim vard@, o darl@kta gu%mu%s$
kemer bulamazd@k takmaya. Yanaklar@m penc$e penc$e
al. Pas$a babam@z, 'Bu Gu%lendam aks$amlar@ s$oylr
sela*ml@g~a gec$ip eliyle kahvemi getirmeli,' derdi.
Oysa konakta o zaman yirmi bes$ kis$i dururdu.
Bu%yu%k han@mefendi pislik dolu ka*g~@tlar@, t@kana
t@slaya, ille de @hlamur ag~ac@na f@rlat@rd@. Yas$l@l@g~@n
bilinmez hastal@klar@ vard@r. Eh haz@kdoktorlar
onun bu illetine c$are bulamam@s$lard@.O%lu%nce,
o%lu% yatag~@n@ toplad@g~@m@zda alt@ndan kurtlanm@s$
et parc$alar@, erimis$ akide s$ekerleri c$@km@s$t@.]
Nisan bas$lar@nda bu%yu%k arabalar kap@ya da-
yanm@s$t@. Arabac@lar, yard@mc@lar@, hamallar mer-
divenlerden koca kunduralar@yle inip c$@k@p es$ya
tas$@yorlard@. Ben hep bir s$eylerin kenar@ndan yar-
d@m ic$in tutuyorken elimden al@veriyorlerd@ onlar@.
Sonunda merdiven hal@lar@n@ so%ktu%ler. Bunlar@ so%k-
meyi ne Gu%lendam kalfa, ne ben du%s$u%nememis$tik
nedense? Go%rmemis$ miydik? Han@mefensi c$ok
< P 174.>
k@zm@s#, bag~@rm@s#t@. [Ne demek, bu bos# konakta
merdiven hal@s@ kime gerekir. Servet'in odas@nsinda-
kiler, bir de ona yetecek kadar mutfakta kapkacak
b@rak@ls@n, olur biter. Dig~erlerini mezatta paraya
c#evireceg~iz. Her s#eyi paraya c#evirmek s#art.Bas#ka
bir s#ey kalmas@n.] Hal@lar@ acele so%ku%p, sodal@
sular@ @s@t@p, bol sabun katarak ben silivermis#tim.
Ne yapt@g~@m@n olmadan, silip silip dur
mus#tum. O kadar ovmus#um ki ellerim ac#@l@p c@lk
yara olmus#tu. Benim ellerim ki yedi veya on ya
s#@ndan bu yana sular@n ic#indeydi. Anlam@s#t@m. Ben
Nis#antas#@'na gitmeyecektim. Aks#amu%stu% c#@ng@rakl@
yog~urtc#u gec#erken konag~@n tas#@nmas@ bitmis#ti. Baz@
oymal@ bu%yu%k dolaplar b@rakm@s#lard@. Onlar@ da
bir antikac@ gelip kendi alacakt@. [Aman han@m_
efendicig~im, dolaplar@n herbiri bir servet. K@llar@na
zarar gelsin istemem,] demis#. Han@mefendi bana,
[Git, S#ehime han@m@ c#ag~@r,] deyince mutfag~a zor
atm@s#t@m kendimi. Dokunsalar ag~layacaktim. S#e_
hime han@m sokak gitimlerini giymis#, bir de ufak
denk yapm@s#t@. Konag~a geldig~inde bo%yle bir s#eysi
oldug~unu bilmezdim. Bana hic# bakmadan yukar@
c#@k@p inmisti. [Bu%tu%n hesab@m@ bir bir aldim, Servet,]
dedi. [Bunlar is#lerini uydurmus#. Parala s#ingir_
d@yor evde. Hadi bana allaha@smarlad@k. S#u yu%ku%mu%
de d@s#arda bir araba filan bulup iskeleye at@veririm,
Oradan da ver elini U%sku%dar. Bizlere art@k bura_
lardan ekmek gelmez. Alafranga yemek o%g~renmeli
ya, o yas#@ da gec#irdik biz. Sana gelince, sen ne
yapacaks@n bakal@m ko%ylu% k@z@?]_ [Bilmem, ben
burda durac#ag~@m galiba.]_[Desene bos# konak
sat@lana kadar seni bedava bekc#i dikecekler. Bana
< P 175.>
kalsa c#@k, u%c# bes# hakk@n@ al. Sonra bekc#ilig~ini yap.
buraya s@@f bog~az toklug~una m@ kap@land@n? Hadi
diyeliem ki o%yle. Buras@ kapan@yor. Bog~az toklug~un
da gu%venlikte deg~il. Hem be evla*d@m, s@rf yemeyi
hayvanlar du%s#u%nu%r. Senin de bu du%nyada go%recek
gu%nu%n, su%recek sefan olmal@, kar@nca karar@nca.]
_[Bir s#ey diyemem bunca y@ll@k han@m@ma. Burda
beni b@rakmazlar. Konak sat@l@nca al@rlar Nis#antas#@'na,]
demis#tim. Sar@l@p o%pu%s#mu%s#tu%k. Kap@dan ug~urlarken
ard@ndan bakm@s#t@m. Bu ilk go%rdu%g~u%m ayr@l@kt@.
Ag~r@s@n@ ic#imde duymus#tum. Ac#@k alayc@ konu_
s#urdu ya, gene de onu sevmis#tim.
Hal@lar da c#@k@nca merdivenlerden, tas#l@k bu%_
yu%mu%s#, karanl@k artm@s#t@. Gu%n_bat@m@nds han@m@
alacak araba gelmis#ti. Bu arada hal@mla Gu%lendam
kalfa hic# inmemis#lerdi as#ag~iya. Ben yukar@ c#@kt@_
g~@mda han@m@n saatli odasindayd@lar. Art@k ne
gu%llerle bezeli yumus#ak sesli saat, ne bas#ka s#ey
vard@. Perdes@z pencereler alabildig~ine karanl@g~a
ac#@l@yordu. [Araba geld,] demis#tim. [Peki k@z@m,
iniyorduz.] Gu%lendam kalfay@ sokak giyimiyleilk
go%ru%yordum. Ayak bileklerine uzanan yakasi tilki
ku%rklu% bir manto giymis#ti. Sac#lar@n@ hic# go%ru%nme_
yecek gibi bag~lam@s#t@. Ayaklar@nda u%stten atk@l@
ayakkab@lar vard@. Daha yas#l@ go%ru%nu%yordu bo%yle.
Han@mefendiyse bir zamand@r bas#@n@ saran parlak
s#apkalardan giymis#ti. Go%zlerini koyuca su%rmele_
dig~inden c#ok yak@#@yordu bu al@s#amad@g~@m@z sac#lar,
s#apkalar ona. Ben, Gu%lendam kalfan@n elindeki
ag~@r mu%cevher c#ekmecesini al@s#t@m. Cevizden
yap@lm@s# gu%mu%s# kakmal@ bir c#ekmeceydi bu. Ko_
nus#madan merdivenleri inmis#tik. kap@y@ ac#m@s#t@m.
< P 176.>
Han@mefendi, [Sen gir arabaya Gu%lendam,] de_
mis#ti. [Benim, k@z@m Servet'e so%yleyeceklerim var.]
Gu%lendam kalfa bas#@ndaki o%rtu%yu% bir kere daha
du%zeltmis#, c#ekmeceyi al@p arkas: go%ru%nen yes#il
arabaya binmis#ti. Bana allaha@smarlad@k bile de_
memis#ti, niye acaba! Araban@n parlat@lm@s# pirinc#
fenerleri vard@. Han@mefendi tertemiz kokarak bana
yaklas#m@s#t@. [Servet, k@z@m buras@ sat@lana kadar
sana emanet. Biliyorsun ha deyince sat@lmaz.
Deg~eri verilmedikc#e biz elden c#@karmak istemeyiz.
Paraya ihtiyac@m@z yok. Yaln@z b@raksak bak@ms@z_
l@ktan harap olacak. Bes alt@ ay, bilemedin bir y@l
ic#inde sat@lacakt@r. Harp yeni bitti. Millet paras@n@
birden ortaya c#@karmata korkar. Her s#ey durulsun.
Kurulan kuruldu nas@l olsa. Alacaklard@r. Benim
senden istedig~im, s#imdilik burada kalman. Benim
go%ndereceklerime konag~@ gezdirip go%stermen. Toza,
yabanc@ya kars#@ koruman. H@rs@z falan girmez,
korkma. Zaten biz seni kimsiz kimsesiz b@rakacak
deg~iliz. Davavekili Fatin bey arada ug~rayacak.
Erzag~@n@ filan termin edecek. Gel seni bir o%peyim
Servet.] Oraya kadar dayanm@s#t@m da, han@mefendi
sar@nca benis@rt@mdan dog~ru, ag~lamam@ tutama_
m@s#t@m. [Peki efendim, bir Gu%lendam kalfa sizin
hizmetinize yetis#ecek mi?]_[U%zu%lme k@z@m. Bir
de Rum hizmetc#i tuttuk. Tabil Gu%lendam'la olacak
is# deg~il. Gu%lendam da san@r@m yak@nda bir mu%te_
kaitle evlenecek, bizden ayr@lacak. Erkek as#c#@m@z
da var. Kimbilir belki ona da seni al@r@z. (Gu%lmu%s#tu%
bunu so%ylerken.) Hadi, u%zu%lme. Gelenler
benim ya da Rusuhi beyin ismini vermezlerse
konag~@ gezdirme. U%c# kurus# ic#in pazarl@g~a oturacak_
< P 177.>
lar@n pas#a konag~@ nelerine? Benim yollad@klar@ma
ac# kap@y@.] Ag~lamam inatm@s gibi durmam@s#t@,
ne kadar ay@p ettig~imi bile bile. Sokak kap@s@n@ ka_
pay@p kol demirini koydug~umda, ard@ma do%ne_
memis#tim. Do%du%g~u%mde go%rmedig~im gibi bu%yu%_
mu%s#tu% her yan. C#ift merdivenlerin bitimindeki
pencerelerden gece go%ru%nu%yordu. Lambay@ yak_
mam@s#t@m. Bir titremedir alm@s#t@ ic#imi. S#imdiki u%s#u%_
mem onun yan@nda hic# kal@r. Nisan ay@ndayd@k.
Havalar birden @l@klas#m@s#t@. Titremenin o%nu%nu% ala_
m@yordum ki... K@s# c#ok olunca bahar da yaz da
c#ok olur. Baharl@g~@n@n, yazl@g~@n@n hakk@n@ ver@r.
Kavruldum, kurudum. Yaln@zl@k ilk gu%nler can@ma
tak etmis#ti, c#o%kmu%s#tu% iyiden. Al@s#amam@s#t@m ko_
nag~@n bu haline. Koca konak, konakl@ktan c#@km@s#,
kaybolmus#, tan@nmaz bir hale du%s#mu%s#tu%. C#evremi
go%lgeler, t@k@rt@lar doldurmus#tu. Gu%n ayd@nl@g~@ cam_
lara dayan@yor, ic#eri girmiyordu. Perdesiz calar@
as#am@yordu nedense. Odalarda kalm@s# tek tu%k
korn@s# parc#alar@, gittikc#e sararan ka*g~@tlar, duvar_
lardan c#kar@lan resimlerin yerleri, kopuk perde
pu%sku%lleri durup duruyordu. Ilk gu%nler ellememis#tim
hic# birini. Nas@l ellerdim. Gittikleri gece yatag~a
girip yatt@g~@mda tu%lu% hayallerie sabahlam@s#t@m
San@r@m o geceydi ilk elleri p@rlantal@, elmasl@ c#ok
c#ocuklu anne resmini bulup c#@karmam. Gene de
kar@s#t@rm@s# olabilirim. Ben bulmam@s#t@m can@m. Ben
ki, hayat@m@n o gu%nu%ne gelinceye dek Horhor'daki
konag~@n d@s#@na ad@m@m@ atmam@s#t@m. Ilk ayr@l@k
ac@m S#ehime han@md@. Ondan gerisi, baskalar@n@n
anlatt@g~@ bir ayr@l@kti. Ama nas@l olur da o kuru ag~ac#l@
tek katl@, tek pencereli evleri, bez giyimli, k@t@k sac#l@
c#ocuklu anne resmini bulup c#@karmam. Gene de
kar@s#t@rm@s# olabilirim. Ben bulmam@s#t@m. Ilk ayr@l@k
< P 178.>
c#ocuklar@ uydurup bulurum. Sabaha kars#@ dalm@s#@m.
Bir terle uyanm@s#t@m. Her yan@m z@r@l z@r@l @slanm@s#t@.
Yoran@ ac#am@yordum. Bahc#eden kus# sesleri geli_
yordu. Peki ben niye evvellerde bu kus# seslerini
duymam@s#t@m? Yemeden, ic#meden kac# gu%n ya_
takta kalm@s#@m bilmem? Ates#, u%s#u%me no%betleri
gec#iriyordum. S#imdiye kadar da bir daha o%yle ates#_
lenmedim. Art@k yaln@z u%s#u%orum. Hayatta hasta
olup da yatt@g~@m gu%nler bir o gu%nlerdir. Ne zamand@,
mutfag~a inmis#tim. Mutfaktaki yemek kokular@
bug~ular bitmis#ti. Bir yere sinmis# s#as#@rt@c@ tek s#ey
yoktu mutfakta. Oysa bizim orda, birlikte gu%ldu%_
g~u%mu%z gu%zel gu%nlarimiz olmus#tu. Bir tasa sirke
koyup yukan c#@km@s#t@m. Hava c#ok ayd@nl@kt@. Kus#lar
yine hic# durmadan o%tu%yorlard@. Sirkeli tu%lbenti
aln@ma bast@r@yordum. Hava c#ok ayd@n@l@kt@. Sabah
m@yd@, o%g~len miydi bilmiyordun.Ya sabaht@, ya
o%g~le. Camlara dayali duran ayd@nl@g~@ sevmiyordum...
Bir gu%n kalkm@s#t@m. Konag~@n her yan@n@ toz
bu%ru%mu%s#tu%. Nerden gelip o s#is# kar@nl@ o%ru%mcekler
ko%s#eleri tutmus#lard@? O gu%nden bilirim, insan
oturmayan yerler daha c#abuk eskiyor. Yu%n entarimle
is# yapamam@s#t@m. Hasta hasta kokuyordu. Aylar
m@ gec#mis#ti, gu%nler mi? Deg~is#ip bas#ka bir s#ey
giymis#tim. Giyimim u%stu%de do%nu%yordu. Demek
gu%nlerce terlemek, @slanmak yu%nu% c#ekip daraltm@s#t@.
Hemen c#kidu%zen vermis#tim her yana. Ya biri
gelip de bu bak@ms@z@g~@, tozu toprag~@ go%reydi?
S#imdi bile du%s#u%nu%ru%m de, ne densizlikti? Bes#
yas#@nda c#ocuk gibi, beni b@rakt@lar diye hastalan@p
yataklara du%s#meler. K@rklara kar@s#ms#t@m demek,
hu%znu%mden, kederimden. Insan nelere al@s#maz.
< P 179.>
Koca konakta tek bas#@ma, her an gelen olur gibi,
is#imde gu%cu%mde gec#iriyordum gu%nlerimi. Yine de
c#arp@nt@m vard@. Yerles#mis#ti ic#ime demek. Bir gu%n
bahc#eye c#ikmay@ ak@l etmis#tim. Ben geldig~imden
bu yana (ne zaman gelmis#tim acaba, belki on,
belki yedi yas#@nda), hic# bahc#eye c#@k@lmazd@. Niye
bilmem? C#amas#@rlar tahtabos#ta kurutulurdu. Kap@y@
binbir gu%c#lu%kle ac#m@s#t@m. Kap@n@n rezeleri y@llard@r
ac#@lmamaktan pas bag~lam@s#t@. Bahc#eyi ilk go%ro%du%_
g~u%mde u%rkmu%s#tu%m.Otlar, ag~ac#lar, yaban gu%lleri
birbirine dolanm@s#t@. Hic# ismini bilmedig~im yu%z_
lerce c#ic#ek, yaprak, ot deg~is#ik renkte, deg~is#ik bi_
c#imde uzay@p kar@s#@yorlard@. Ag~ac#lar azman olmus#tu.
Tan@d@g@m tek c#ic#ek olan gu%llerin go%veleri ag~ac#_
las#m@s#t@. Ac#@s#lard@, gu%l mevsimiydi, demek ma_
y@st@. Bahc#ede insan ayag~@n@n deg~eceg~i bos# bir
toprak parc#as@ go%ru%nmu%yordu. Otlar@n ag~ac#lar@n
los#lug~u bahc#e duvar@n@n bitimine dek su%ru%p her
yan@ doldurmus#u. Dizdar han@mefendinin anne_
sinin bunay@nca pisliklerini ka*g~@da doldurup u%stu%ne
att@g~@ @hlamur ag~ac@ da, bilmedig~im dig~erlerinin
aras@nda c#ic#ek ac#m@s#t@. Gu%nes#in giremedig~i bu
bahc#e kuyu yosunu reng~indeydi. Gezinecek toprak
bulamad@g~@mdan kap@n@n k@y@s@nda kalakalm@s#t@m
Gene de bahc#ede birileri var gibiydi. H@s#t@rt@lar,
canl@l@klar duyuyordum. Korkmus#tum. Kimbilir, k@rk_
ayaklar m@yd@ su%ru%nenler, yes#illikte toprak aras@nda?
Yoksa y@lanlar, c#@yanlar m@yd@? Kap@y@ bir iyice
o%rttu%kten bas#ka es#igini de s@k@ s@k@ bezlerle t@kam@s#_
t@m. Hakl@yd@lar bahc#eyi Kapamakta. Tekin deg~ildi
bahc#e. O kadar yaln@zd@m da yine de sokag~a c#@_
kamazd@m. Zaten kim c#@kard@ eskiden? Ne S#em_
Gene de bahc#ede birileri var gibiydi. Kimbilir, k@rk_
bilmem? C#amas#@rlar tahtabos#a kurutulurdu. Kap@y@
konakta illetli olmus$tum u%c$ y@l ic$inde. U%c$ y@l du%nya
kadar bu%yu%mu%s$, es$yas@z odalarda, dayan@lmaz gu%n
ayd@nl@g~@nda, kus$ eselerinin, gittic$e bu%yu%yen bah-
c$enin gelis$i ic$inde do%ndolas$. Arada bakmaya
gelenler vard@. Han@mefendinin is$mini verip giri-
yorlard@ ic$eri. Bana tek so%z etmeden bas$lar@n@ sal-
lay@p gidiyorlard@. Hic$konus$muyorlard@, hic$. Tek
so%zleri, [Bizi bayan Dizdar go%nderdi.] Is$te hepsi
bu. Karalar yag~@yor, yag~@yor, tekinsiz
bahc$enin yapraklarp@ du%s$u%p c$al@ y@g~@n@ oluyordu.
Sonra gene ag~ac$lar p@traklan@yordu. Genis$leyerek
konag~@n u$stu%ne dog~ru aban@yorlard@. Merdiven-
lerden c$@k@p inerken pencerlerden yana bakm@-
yordum. C$ok ayd@nl@kt@. Korksam bile yukardan
as$ag~@lara inip yatmam@s$t@m. Merdivevden inip c$@k-
mak bir deg~is$iklikti benim Ic$in. C$u%nku% bos$ odalar@
timizlemek tuhaf olmaya bas$lam@s$t@ y@llar gec$tikc$e.
Gu%nlerden bir gu%n, bunak bu%yu%k han@mefen-
dinin odas@n@n tozlar@n@ al@rken, (her hafta gene
de bu%yu%k temizlik yap@ordum) go%mme dolab@n
k@y@s@nda, go%zu%mden nas@sla kac$m@s$ bir s$ey go%r-
mu%s$tu%m. Bu deri kapl@ bir defterdi. Elime ald@g~@mda
sevinemimis$tim. Okumam yazmam yoktu. Ac$@nda
renkli resimler go%rmu%s$tu%m. Ellerim kar@s$@vermis$ti,
az daha du%s$u%verecekim sevinc$ten. Ne yapaca-
g~@m@ s$as$@rm@s$t@m. Resimle dolu her sayfa. C$ok
gu%zel kad@nlara c$ok gu%zel erkeler birbirlerine ba-
k@yor, gu%l veriyor, bahc$e azman@ yerlerde
oturyordu. Mehtab@n alt@nda alleri yu%reklerindeydi.
Suyun k@y@s@na eg~ilmis$ olanlar, ellerini suya deg~-
diriyorlard@. O%yle ayaku%stu% bakmaya k@yamam@s$t@m.
Bo%ylesine hos$ bir s$eye ancak is$lerim bitince, bakma-
c$@k@p pencereleri, perdeleri s@k@ca kapay@p bakma-
l@y@m demis$tim. Kis$ sesleri de, yaz ve k@s$ yaln@z u%s$u%orum.
l@y@mdemis$tim. Kis$ sesleri de, yaz sesleri de beni
u%rku%tu%yordu ya. S$imdi ise yaz ve k@s$ yaln@z u%s$u%yorum.
Sineklerin en c$og~ald@g@ gu%nlerde bile... Odama
c$@k@p, kap@y@ kapay@p kendime c$ekidu%zen vermis$tim.
Resimli defterimi alm@s$t@m. O benim olmus$tu iyice.
Teker teker bakm@s$t@m. kad@nlar@n gu%zellig~i go%z-
erlimi alm@s$t@. Lu%le sac$lar@, boyal@ hokka ag~@zlar@,
karpuz kollu giyimleri, her s$eyleri p@r@l p@r@ld@. Er-
kekler rugan pabuc$lar@, du%ku%k b@y@klar@yle tebessu%m
ederek, kad@nlara eris$ilmez, kavus$ulmaz bir s$eye
bakar gibi bak@yorlard@. Kimini Hu%srev beye, ki-
mini baz@ konuk beylere benzetmis$tim. S$emsitap'@n
arabac@ kocas@na benzeyense yakas@na gonca gu%l
tak@l@ oland@. Kad@nlar@n erkeklerin omzuna
bas$@n@ dayam@s$t@. Gerdanlar@ apak ayd@nlan@yordu.
Bir teki bile Rusuhi beye benzemiyordu. Her gece
bu resimli deftere bakmak avuntum olmus$tu benim
du%nyada. Ne gu%zel yerler, ne gu%zel insanlar, ne
gu%zel durus$lar vard@. C$evremde renkler kalmad@-
g~@ndan renkleri de unutmus$tum demek o zamanlar.
Resimlerle yeniden bulmus$tum. S$imdi sanki pek
mi hat@rl@yorum. Gene de en sevdig~im renk, yaz
go%g~u% rengi olmus$tur. Bir resimdeydi. o yaz go%g~u%nu%n
rengi. Defteri s$imdi de sakl@yorum. En deg~er ver-
dig~im mu%lku%mdu%r. Benim kadar kimse beg~enmedi.
kocama go%sterdig~imde bakmam@s$t@ bile. Og~ulcu-
g~um ku%c$u%kken oyalard@m go%sterip. Go%zlerini iri-
les$tirip bakard@. Kumru gibi dem cekerdi. Bu%yu%-
du%kc$e unuttu defterimizi. Y@llarla daha sarard@ re-
simler. Gene de her bir s$ey ac$ik sec$ik go%ru%nu%yor.
O resimlerden birindeki kara go%zlu% ak al@nl@ kad@n@n
kime bnezedig~ini buluvermis$tim bir gece. Bu,
benim uykumda ve uyan@kkan es$iydi. Ince boyunlu,
elleri p@rlanta yu%zu%klu%. Ama o eller san@r@m dizdar
han@mefendinindir.
Resim t@pk@ oydu can@m. Annemdi demeye uta-
n@yorum. Bir ihtiyar ve h@rpn@ kad@na o%yle yeni-
yetme bir anne?... O y@llar konakta beni arayan
soran olmam@s$t@ gene de.
Yokus$ bitti. S$imdi iki ad@m da du%zde yolum var.
Og~ulcug~um, [Gereg~i ve is$lemi yap@lm@s$] diye alin-
deki ka*g~@tla geldig~i gu%nden bu yana iki y@l gec$ti.
Hep bo%yle iki y@l, u%c$ y@l, bes$ y@l gec$iyor, ben
say@yorum. Art@k ya altm@s$ ya alt@m@s$ u%c$ yas$@nday@m.
Nu%fu%s ka*g~@md@ sonra is$letti Fatin bey. O%nce imam
Nika*h@ yapm@s$t@k. Sonradan medeni la*z@mm@s$> [Hacer
Servet Tu%kdog~an.] Fatin beyin soyad@ Turkdog~an'
d@r. Ana ad@ Hatc$e baba ad@ Ibrahim, dog~um yeri
Erzincan. Bunlar@ her o%nu%me gelene okuttum.
Fatin beye dayanamay@p sordm, [Hacer ismi
de benim ismim mi?] diyerek. Konus$mam@z u%c$u%
bes$i gec$memis$tir. Ben yirmi bes$indeydim her halde,
ya da yirmi sekizimde. O ellisinde vard@ llk evlen-
dig~imizde. Otus u%c$ y@ld@r evliyiz. O seksen u%c$.
Bana demis$lerdi ki, ya yedi ya on yas$@nday@n
Horhor'daki konag~a getirildig~inde. Nerden c@-
kard@n bu nu%fus tezkeresini Fatin bey?] dedimdi.
Han@mefendi vermis$ benim ka*g~@d@m@ ona. Peki
bana neden go%stermemis$ti? O kadar sormus$tum
hepsine. Beni Erzincan'a m@ giderim sand@lard@?
Beni ha? Kad@n oldug~umu k@z@l@g~@m@ kaybettig~imi
anlamayan beni. Onu da Fatin beyin demesinden
anlam@s$t@m. [Sen k@z deg~ilsin rezil. Seni bana yut-
turdular.] Ic$im k@y@m k@y@lm@s$t@. Ne utanc$
vericiydi halim. Gu%nahlar@m@n kefaretini o%du%yorum.
Demek ki o ac@ veren s$ey yaln@z evlenilecek arkeg~e
saklanmal@ym@s$. Bense erkekle yatmam@n gu%nah
oldug~unu san@yordum. C$u%nku% konag~@n en parlak
gu%nu%den sat@s$a c$@kan al@p. Bir S$ehime han@m,
[Her koyun kendi bacag~@ndan as@lacak,] demis$ti.
Bir de, [Erkeg~in ic$i gec$mis$i du%s$man bas$@na,] de-
mis$ti. Ben Erzican'a giderim diye mi korktular?
Hic$ olmazsa giderim, bakayd@m. O%yle bir yol,
o%yle bir ev, o%yle bir c$ocuk var m@yd@? Anam babam
varmis$ ki yazd@lar nu%fus ka*g~@md@ma. Yoksa bunlar
da m@ yalan? O kadar yas$land@m, o kadar s$ey oldu
bitti ki, art@k gitsem Erzincan da yerinde yoktur.
Gencecik bir kad@na, ihtiyar, s$is$man, titreyen Servet
gidip de, anac@g~@m der mi? Yak@s@k al@r m@? Ben
anas@ olur sarar@m onu. Evla*t ac@s@n@ bilirim derim.
Gu%zel kara go%zlerini o%per, ince fidan bedeini ok-
s$ar@m.
Anahtar@ hep zembillerin dibinde unutuyorum.
S$imdi her s$eyi bos$altacag~@m. Yan@mdaki sanc@
art@yor. Eg~ilince bas$@ma kan iniyor. Kap@y@ biri s@k@
itse ac$@lacak hale gelmis$. Bu ev bir gu%n bas$@m@za
y@k@lacak. Tahtalar@ tozlas$@p eriyor, kiremitleri yu-
mus$ay@p c$amurlas$@yor. Sokag~@m@zda zaten yeni,
sag~lam s$ey yoktur. Neyse buna da s$ua%ku%r. Tas$lar
og~ulmamaktan karad@. Fatin bey de iyice ihtiyarlad@.
Genc$ hahini bilmem ya. Donua Kac$@r@yor geceleri.
[Yatag~@m@z@ ay@ral@m,] dedim, [ben sedirde uyurum.]
- [Benden mi ig~reniyorsun? Senin gibi h@rpaniyi
koynuma al@yorum ya!] deyip, kesti att@. Gene
beraber ayt@yoruz. Donlar@ azd@. Sabun pahal@.
Kirleri ar@tmak yara oluyor. Bulas$@k tas$@ c$atlad@. Yap-
t@ramad@k. Sular tas$l@g~a s@z@p koyulas$@yor. Yo-
sun bag~lad@ mutfak. Bos$alm@s$ sarn@ca do%ndu% bu
ev.
Hayat bana zulu%m oldu. Bir og~lum vard@, o
da uzak diyarlara gitti beni yanaklar@mdan o%pu%p,
[U%zu%lme anac@m, gelince sana bir redyo getire-
ceg~im,] diyerek. Bilir, ben fas@llar@ dinlmeyi se-
verim. Aks$am pazarlar@ndan do%nu%s$, gun o%nu%nde
S$eyhime han@m c$iz@l@r. K@nalar@ tazelenmak isteyen
sac$lar@yle, deg~irmi k@r@s$@k yu%zu%yle, canl@ canl@ durur.
Bir s$eyler m@r@ldan@r, [Iyi ko%tu% insan@n yas$ayacak
bir gu%nu% olmal@,] der. O da o%lmu%s$ mu%du%r? Bu mus-
lug~n tenekesi gene bos$alm@s$. Kus$ gozu gibi delindi.
T@kan@yorum su c$ekerken kuyudan. Bahc$edeki kara
sarmas$@k ypk mu, sanki insan@ ic$ine c$ekecek. Kuyu-
nun dibine mantarlar dolus$mus$. Canl@, etli etli hepsi.
U%rku%yorum. Ag~ic$lar@ filan sevmem. Yes$illik de-
dig~in saks@da uysal durmal@. Sonbaharda ilkba-
harda evlerin ic$i sog~uk oluyor. Kimden duymus$tum,
yas$l@lara tehlikeli mevsimmis$ bunlar. Al@p go%tu%ru%r-
mu%s$ adam@. Demek ki, yas$lanmak mevsimleri bile
yu%klenememek oluy. Fatin bey de, ben de haba-
bam yas$amaktay@z. Acaba niye? Yirmi yas$ sular@nda
m@yd@m, ka*nuisinin en koyup kopard@g~@ gu%n-
lerde? Yanaklar@m al al, s`rt@mda bir pazen giyim
fir fir do%nerdim koca konakta. S$imdi nelere bu%ru%nsem
bana m@s@n demiyor. Genc$lig~im hancand@, bitti.
Bana, gu%zel olmak, gerek, demis$lerdi. C$irkinin genc$-
lig~i tuzsuz yemektir. Anca ac$ olanlar el atar. Rusuhi
bey ac$ m@yd@?
Teldolapta du%nden kalan yag~, sog~aml@ patates
bu geceye yeter. Fatin bey, [Bunca s$eyi pis$irme
kad@n, biz iki bog~aza ne c$ok,] diyor. Evet yiyen
kalmad@. Bug~u%n fazladan ellerim uyus$uyor. Bir
uzansam s$o%yle. Sonra kalk@p is$e dursam. Yar@m
saatc$ik yat@versem, fazla deg~il. S$is$eyi silmeyi gene
unutmus$um. Lambay@ yakmayay@m, gu%n daha do%n-
medi. Sedir o%rtu%su%nu%n artas@ yamanmak ister.
Evde tek yeni s$eyimiz yok. Olsa da her s$ey o%ylesine
solmus$ birbirine do%nmu%s$ ki, yeniyi koyabilsek
o da askir. Oh s$o%yle k@vr@lmad@kc$a yatt@g~@m yerde
sanc@m@ daha c$ok duyuyorum. Go%k k@zard@ iyice.
Lodos lodos, Istanbul'un lodosu hic$ bitmez. Ekim
lodosu dersen k@z@l k@z@l tozuyor k@y@da bucakta.
S$u battaniyeyi de o%rtu%neyim, sar@may@m. konakta
bo%yle olmus$yu. tab@@. Bu ay badana yapacag~@m,
kirec$ al@p. Dinlemem ne ag~r@lar@m@, ne Fatin beyi.
K@s$@ temi duvarlara kars$@layacag~iz. Kirece tuz at@nca
u%ste c$@kmaz ak ak. Sirke zeytinyag~ da kat@lmal@m@s.
Amma hos$, yamak kivami sanki. Konakta yat
yat kar@s$m@s$t@ gu%nler geceler. Elden ayaktan ke-
silip yatak do%s$ek kal@rsam Fatin beye kim bakar?
Kim paklar onu, evi? Og~ulcug~um gitmemeliydi.
Kendi yurduna bar@nmal@yd@. Ben onca y@l son-
ra uydurma da olsa, [Erzincan dog~um yeri] diye
[Ben iyiyim. Buralarda herkes sar@ sac#l@ mavi go%zlu%.
Nereye c#@ksam yes#illik. F@sk@yeli havuzlu yerler.
Insanlar@ su%slu%, gu%ler yu%zlu%. C#at pat dillerini so%ku%-
yorum s#imdi. Beni merak etmeyin. Buras@ Tu%rk dolu.
C#ok iyiyim, ellerinizden o%perim.] Go%nderdig~i kart-
larda, ko%pekli ihtiyar han@mlar var. Gu%zel yerlerde
oturmus# gu%nes#leniyorlar. Fatin bey, do%nu%s#u%nde
gecikirse daha o%nce gelenleri c#@kar@p yaz@lar@ ben-
zetmeye c#al@s@yorum. Go%lerimin ferinin bittig~ini
bu kartlar geldig~inden beri anlad@m. Bir s#ey iste
deselerdi, hani var ya o masallardaki gibi, periler
cinler c#@k@p, okumay@ yazmay@ so%keyim isterdim.
Og~luma iki sat@rc@k yollamak ic#in. Fatin beye,
[Hadi hadi,] deyince, [Servet han@m nedir bu acelen?
Ayda, iki ayda mektup yeter Almanya'ya,] diyor.
[Og~lan s#imdi kendi havas@nda, bizi hat@rlad
sanma.] Yan@l@yor. O bo%yle konus#tu mu ic#im k@y@l@r.
Hic# insan anas@n@ unutur mu? Ben bilmedig~im
anam@ unutmayay@m da y@llar@n y@l@... Bu Fatin
beyin s#eyi is#ti. [Ne istiyorsun ?] deseydiler... Ben
bu du%nyaya geldig~imden beri istemeyi hic# du%s#u%n-
medim. S#imdi buna yerinmekse, gec# gibi.
Dayanamay@p uyuacag~@m. Dog~rulup duvardan
s#u mushaf@ alabilsem. Urperiyorum. Can suyum
c#ekiliyor, tu%keniyorum. Fatin beyi beklemeyip kahve
do%nu%s#u% kap@y@ ac#mazsam k@zar. Bunca y@l al@s#m@s#
pencere dibindeki bana. Dirseg~imi dayad@g~@m tahta
belki de oyuldu. Yemeg~i go%mu%lu% ates#te @l@k tut-
mazsam o%fkelenir. C#ok s@cak damag~@n@ yak@yormus#.
S#imdiye kadar bo%yle bir s#ey olmad@ysa da. Ic#im
k@y@l@yor, uyku kafamda katmerles#iyor. [Hastay@m
Fatin bey,] derim, [c#ok hastay@m. Y@llad@r, deg~ilim
Solukland@kc#a a*demelmas#@ c#@k@k boynuna takt@g~@
kravat oynuyordu. Yu%zlerce k@r@s@g~@n doldurdug~u
yu%zu%nde go%leri c#ukurlar@na go%mu%ktu%. Yak@ndan
bak@lmad@kc#a iki koyu go%lgeydi go%z yerleri. Soluk
almas@ bitince, budakl@ basonunu yeniden kavr@yor,
c#@kmaya bas#l@yordu yokus#u. Dudaklar@ oynuyordu
durmadan. Fatin beyin y@llard@r su%rdu%rdu%g~u% sessiz
konus#mas@n@ C#u%ru%klu%k semtinde bilmeyen yoktu.
Bir su%re mahallenin s@ska bacakl@, kocaman bak@s#l@
c#ocuklar@na eg~lence konusu olmus#tu. Ard@ndan
kos#up o%nu%ne gec#ip, [Sessiz film Fatin bey! Sessiz
film Fatin bey!] diye bag~@rm@slard@. Fatin bey o%y_
lesine ilgisizdi ki, yapt@klar@ndan vazgec#tiler sonunda.
Bir oyunun tekli oynanmas@ onlar@n c#ocukluklar@na
ayk@r@ du%s#tu%...
Fatin bey, viran, bu%ku%lmu%s# tahta evine vard@_
g~@nda hic# @s@ks@z go%ru%nce pencereyi, s#as#@rd@. S#a_
s@rma duygusu onu tedirgin etti. S#as#@rmayacak
denli ihtiyarlam@s#t@. Bastonuyle kap@ya bir iki vurdu,
bekledi. Kap@ ac#@lmad@. [Al@p bas#@n@ gitti mi, bu deli
Sarayl@?] O da mahalleli gibi k@zd@g~@nda kar@s@na
[sarayl@] der olmus#tu. [Sarayl@l@k ondan ne uzak!
Ellerine cam bardak yak@s#mayan birinden sarayl@
m@ olurmus#!] Yeniden arka arkaya bastonuyle
vurmaya bas#lad@. Gu%ru%ltu% c#og~ald@g~@ndan bir iki
evin penceresinden c#@k@p bakt@lar. Kap@n@n ac#@lma_
mas#@ Fatin beyi cos#turmus#tu. Bir eliyle duvara
dayan@p (c#u%nku% bir yere dayanmadan iki baca_
g~@n@n u%stu%nde duracak gu%cu% yoktu epeydir) dig~er
eliyle de kap@ya aral@ks@z bastonuyle vuruyordu.
[Bu kad@n@ benim bas#@ma b@rakt@ gitti og~lu. Ne
konus#ur, ne gu%ler. Anca hayvan gibi c#al@s@r do%nenir
evin ic$inde. Gu%nu%mu%z olmus$ mudur kars$@l@kl@ s$aka
edip so%z so%ylemeye? Y@kar yamar, y@kar yamar.
Tek bildig~i bu. Insan oldug~u s$u%pheli. Kad@nsa hic$.
S$imdi bana kap@y@do%vdu%rerek mahallede gu%lu%nc$
olmama sebiyet vermekte.]
Bir su%re durdu. Ic$ cebinden anahtar@n@ c$@kard@,
sayamayacag~@ denli uzun, y@llard@r o%ksu%rmesiyle kap@-
n@n ac$@lmas@n@ al@s$@kt@ Fatin bey, anahtar@n kap@da
ne yo%ne c$evrildig~ini bile unutmus$tu. [Nerde bu
kad@n, nerde? Onu azar@m@zdan eksik b@rakt@k.
Bu cahil tak@m@na ikide bir go%ru%nmedikc$e olmaz.
Bunu ihmal ettik. Bir yere mi gitti? Du%nyada bu-
radan bas$ka gidecek yeriyok. Og~lumuzsa onun
cahillig~inin ulasacag~@ uzakl@kta. Bas$ka ne
is$in var? Bekle cam bas$@nda. Bir de 'Alt@n@za ka-
c$@rmay@n!' diye bana laf c$@kar@yor. Korkuyor, ta-
mamen elden ayaktan go%sterecek kendine... Dedikleri biraz
taharetsizlik o%tesi yok.]
Kap@y@ ac$@p ic$eri giren Fatin bey, even karan-
l@g~@ndan yolunu kestiremedi. Oda kap@s@n@n ne
yo%nde oldug~unu bilmeden tas$l@kta do%nendi. Ic$erinin
eski kokusu, sessizlig~in gittkc$e d@s$ seslerden ar@n@p
yog~unlas$mas@ onu u%rku%tmeye bas$lam@s$t@. Go%zleri
al@s$@p da el yordam@yle yolunu bulana dek dikildi
tas$l@g@n ortas@nda. D@s$arda kesilen sesler yeniden
belirmeye bas$lam@s$t@ Lambay@ kibritle yakt@. Oda
kederli sar@ @s$@kla ayd@nland@.Ilk is$i ac$@k olan tek
pencernin perdesini o%rtmek oldu. Bir sedir, bir
ikselle, bir and@k, bir aynadan bas$ka es$ya yoktu
odada. Gece yere ac$@p yatt@klar@ do%s$ek ko%s$ede du%rdu%lu%
duruyordu. Duvara as@l@ yald@zlar@ do%ku%k c$il basm@s$
aynan@n k@y@s@na, Servet han@m@n ilis$tirdig~i iki resim
vard@. Biri og~ullar@n@n Arap s$eyi giyimiyle c$ektirdig~i
resimdi. O%bu%ru%yse bir kartpostaldaki elleri
yu%zu%klu% ak tenli, kocaman kara go%zlu% genc$ bir kad@nd@.
Kad@n@n ard@nda iki f@s@t@k ag~ac@n@n uzand@g~@ duru bir
yaz go%g~u%. O mermer bir c$es$meye dayanm@s$t@.
Fatin beysedirin u%stu%ne k@vr@lm@s$ yatan Servet
han@m@ go%rdu%. Unuttug~u o%fkenin yeniden s@cak
s@cak sakaklar@na yay@ld@g~@n@ duydu. Bir su%ru% pa-
cavraya bu%ru%lu% yatan bu kad@ndan ig~rendi. Sanki
karlara doluydu oda. Giyimlerle, pac$avralarla sa-
r@nd@g~@ yetmiyormus$ gibi, u%stu%ne tozlu denk c$uval-
lar@n@ da o%rtmu%s$tu%. Yan@na yaklas$t@. Sadece burnuyle
bir tutam kara sac$@ ac$@tayd@. [Ihtiyarlard@ da s$u
sac$lar@ ne azald@, ne akland@. Bu ne uykusu? Has-
bas$lad@. Yar@m saattir olanlar onu gu%c$ten du%s$u%rmu%s$tu%.
Ilk sarasmalar@n yetmedig~ini go%ru%nce, itekledi yatan
kad@n@. Gene bir k@p@rt@ yoktu. O%rtundu%g~u% s$eyleri
teker teker al@p yere atmak gerektig~ini du%s$u%ndu%
ve atmaya bas$lad@. Bir battaniye kald@ us$tunde.
Onu da Servet han@m eliyle s@k@ s@k@ tutmus$tu.
Dirseg~inin altinda Kur'an vard@. Fatin Bey u%rku%nutu%yle
yere c$o%ktu%. Arka ezber yaparm@s$ gibi tek-
du%ze, [Servet, Servet, Servet, Servet...]diye ses-
lenmeye bas$alrd@. Sesini belli bir yu%kseklig~in o%tesine
vard@rmamaya c$al@s$@yordu. Arada, yu%ksec$e c$ikarsa
[Servet]leden biri, korkuyla c$evresine bak@yordu.
Ne kadar gec$ti~ini bilmeden bunu bir su%re denedi.
Servet han@m aln@na yap@s$m@s$ kara gu%r sac$lar@,
birden durulmus$ yu%zu%, elinde ipliklenmis$ yu%n bat-
taniye, yat@yordu hic$ deg~is$meden.
Fatin bey siustu. U%rku%ntu%su%. onu terletmeye
bas$lam@s$t@. Odaya yeniden bakt@. Belki o c$eyiz
sand@g~@nda ila*c filan bir s$ey bulunur diye, sad@g~@
ac$t@. U%stte go%rdu%g~u% albu%m ve og~ullar@n@n Almanya'
dan yollad@g~@ c@rlak renkli kartpostallar. oldu. Al-
bu%mu% gormek Fatin beyin u%rku%nu%su%nu% o%fkeye
elinde gezdirirdi. Ben o%g~rettim albu%m oldug~unu.
Be kad@n madem hastas@n so%yle. Yo, anca, 'Bir
sanc@ gelir yoklar.] beni'den bas$ka so%zu% yoktu. Sanc@
herkesi yolkar.] Albu%mu% kald@rd@, eline is$li, yanlar@
y@rtmac$l@ iki gecelik gec$ti. Birinin yaka c$evresi
f@rdolay@ fistoydu. Alttakilere bakmad@ Fatin bey.
Elinde fistolu gecelik do%ndu%.
--Servet Han@m o%ldu%n mu%? Servet Han@m
o%ldu%n mu%? diye bag~@rmaya bas$lad@. Iyice bag~@r@-
yordu. Kendini koyuvermus$, yas$@n@n yatan ithiyar kad@na
dog~ru...
Lodos ince bir yele do%nmu%s$tu% d@s$arda.
> diyeceg~i gu%nlerin yak@nl@g~@n@ kes-